üzgün ayıcan

ayı sözlük itiraf'ı okurken çok hüzünlendikten sonra olduğum durumdur.

yazılanların hepsi gerçekse, insanların ne çok sorunu var... 1 yıldır yüz vermediği fakat ciddi bir sıkıntısını unutmak için, 23 yıllık bir yüzücüyle saatlerce sevişip daha evvel evlendiği ve çocuğu olduğunu karıştırdığı çekmecelerden gördüğü resimlerden öğrendiği için yıkılan ayıcanı mı, eski sevgilisine bir kez daha şans verip ilişkisinin ne zaman biteceğini bekleyen ayıcanı mı, 1 yıldır hiv negatif olan ve ayrılık acısını çeken ayıcanı mı. keşke gönlüm çok geniş olsa da, hepsine arkadaş olup güldürebilsem ve bir süre sıkıntılarını unutturabilsem.

sen benim hiç doldurulamayan kalbimsin..
ilk okuduğumda aklıma hemen üzgün kaslıyı getiren başlık. sorunsuz kim var ki; dokunduğun bedenin ayrı, ruhun ayrı derdi var. belirsizlikler, imkansızlıklar ve yasaklar nedeniyle bine bölünmüş kişiliklerimizin her birinin sayısız derdi olduğunu göz önünde bulundurursak ortaya çıkan resim hiç de iç açıcı değil, ama neden hayattayız ki zaten.? maskelerimizi takıp en güzel oynadığımız kukla rolünü oynamaya devam edeceğiz üzgün ayıcanlar ya da sadece üzgün canlar olarak.
pek çok ayıcanın bulunduğu kümedir. üstelik neyin kime ne kadar acıv erebielceğini kimse tahmin edemez. nasıl ki ağır sözler bazen o kadar etkilemezken basit/küçük sözler bizleri yerle bir etmeye eyterse, hiç beklemediğimiz küçük şeyler de karşımızdakini çok derinden yaralıyor olabilir.

hatta the breakfast club da vardı. (burdan sornası spoiler) inek çocuğun en büyük üzüntüsü bir dersten "a" alamamaktı. diğerleri bunla alay ederken o "a" alamadığı için intihar etmeye karar vermiş ve silahı dolabına saklamıştı.

bize çok saçma geliyor bu tür bir problemi büyütmek, ama adam için canından kıymetli. bilemezsin...