avrupa kadınlar voleybol şampiyonasında milli takımın oynayacağı play off maçıdır. kazanan çeyrek finale çıkacak. ntv spor naklen yayınlayacak. maçın başlama saati :18:30

acı çektirmekten hoşlanan anlamına gelmektedir.

terörizm ile sıkça karıştırılandır. bi nevi örgüt kelimesinin kötüye yorumlanması gibi.

en kalitelisi insan yağından elde edileniymiş. hitler zevkine düşkün adammış ama bu kadar sabun stoğunu nasıl eritmiş hala anlamlandıramıyorum

3= el dir 1=penistir

1. birinin gelmesini, bir şeyin olmasını beklemek, gözlemek.
2. halk ağzında ilenme, beddua, inkisar.

(bkz: kadın olan erkeğin hatıraları)

eşcinselliği, biseksüelliği ve transeksüelliği kesin bir şekilde günah sayan dindir.

üç yıl kadar önce, bakırköy'de, 65-70 yaşlarında, çok sevimli bir hanım yanımıza yaklaşıp kısaca dininden bahsetmiş, bir de kitapçık uzatmıştı. arkadaşlarım can hıraş 'biz elhamdürillah müslümanız.' diyip kadının uzattığı kitapçığı reddedince sinirlerim bozuldu ve ben kitapçığı kabul ettim. okudum, ağır boyutlarda antimilitarist söylemleri hoşuma gitti. bilen bilir, deizm zor zanaattır. tanrıya inanmak, onu ve yarattığı şeyleri çılgınca sevmek fakat bu sevgiye bir yol, bir güzergah bulamamak. insan dedim, bir dine inanacaksa böyle bir dine inanmalı ve araştırmalarımı genişlettim. maalesef bu din de diğerleri gibi fos çıktı. tanrının, insanlara en büyük armağanı olan sevme eylemini, kaide ve şartlara bağlayan her din biraz fostur maalesef.

yan yana oturmayı gerektiren her hareket, ateşleyici fitil işlevi görür elbet!
yanına veya başımı kucağına-bacaklarına koyarak uzanmak, en sevdiğim başlangıçtır...

tam 1 yıldır bir türlü başaramadığımdır.
bununla birlikte, daha düzgün bir vücut kazanmış olma tesellisiyle mutluyum ve gururluyum...

kargagillerden bir kuş.
alımlı mı alımlı, zarif mi zarif, gösterişli mi gösterişli...
hemi de bjkli!

(bkz: dam üstünde saksağan vur beline kazmayı)

(bkz: şorolo)

sözlük yazarı. hoş geldin.

(bkz: askk)

not tutmak gereklidir, barış özcan'ın da dediği gibi. beynimiz bir bilgisayar değil; bazı bilgilerimizi, anılarımızı unutabiliyoruz. ama mesela ilkokuldan beri not aldığımız kitapları atmasaydık, şimdi baktığımız zaman bir günlük görevi görmez miydi? o zaman neler karalamışız, o zamanlar hangi trendler geçerliymiş, o zaman psikolojimiz nasılmış görmez miydik? bazı anılarımı hatırlamak istemesem de, yine de yaşadığım çok güzel anılar var ve bunların insanın zor zamanlarında hatırlanması gerekiyor. böyle tutunuyoruz çünkü hayata.

öteki türlü, kişisel nedenlerle not tutmayı da seviyorum. örneğin, internetteki bir dil dersinde yer alan gramer bilgilerinin özetini tutmak bana çok yardımcı olabiliyor. ya da sevdiğim bir deseni karalama defterime çizmek, daha sonra yapacağım çalışmalarda yaratıcı olmamı sağlayabiliyor. ya da olayların iyice karıştığı kitaplarda, kitaplardaki olayları ve karakterleri not tutmak işe yarayabiliyor. herkes alışkanlık edinmeli.