yazılıp girilmeyen entryler

bende sayıları epey çoktur.
en iyisi dedim bi başlık açim arada yazarım.
*

pervanenin muma olan aşkı başlığına şu entryi yazdım ama girmedim

bunun aynısı hancock filminde de vardı bi bakıma. hancock sevdiğinin yanında ölümsüzlüğünü yitiriyordu. sevmeye zayıflık gözüyle bakmak her ne kadar doğru olmasa da insan sevmeyince mi güçlüdür sevince mi? ya da bu güç kime göre güç sorularıyla iyice sıçar ve bu entry girilmez. teşekkürler türkiye!
genellikle girişleri iyi sonda batırılmış entrylerdir.
(bkz: geçmiş olsun)

istenmediği halde hatırlanan şeyler başlığına şu entryi yazdım ama girmedim ya la;

şarkılar eksik olmasınlar çok yardımcı oluyolar bu işe. bazen de otomatik olarak oluyo. durduk yere tüm eskiler gelip gidiyo bi falan.
iyi oluyo ama arada durgunlaşmak. hem ne var yani unutuveriyosun hemen sonra zaten. o/onlar değilmiş demek diyosun. hafif bi sırıtıyosun. aşk inanmaktır. aşk acısı boş yere inandığını farkettiğinde insanın içini yakan o şeydir.
ama bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçilmez. en iyisi hani şu profil sitelerindeki gibi saç renginden kilosuna kadar birini hayal edip ona aşık olmaktır. sonra gördüklerine tamam belki düşündüğüm gibi değil saçların ama bi deneyelim demek. sonra o olmadığını farkettiğinde ama hayat da bu kadar kolay değil ki bre
böyle bazen bir küfür etmek istiyorum ama boş boş yani öylesine, kendimi zor tutuyorum...

sayısını bilemedim kaç tane yazılıp yazılıp vazgeçilen entry veya başlıklar var.
normal bir davranış çok da absurd bir durum değil, çok şükür sosyal varlıklarız*.
değişik duygularla yazılıp beğenmeyince sonra düzenlerim diyerek paylaşmak yerine taslak olarak bekleyen entrylerdir.bazen de silinip giderler.