16 temmuz 2016 sabahı hissedilenler

çok sinirliyim. fazla sinirliyim. dokunana patlayacak haldeyim. şu saate kadar korna sesleri ve sloganlar kesilmedi, üstüne teslim olan, tekrar söylüyorum teslim olan güya terorist askerler olan daha 20lik tıfılların kemerlerle dövülmesi, boğazlarının kesilmesi, tekmeler, köprüden atmalar... bunu demokrasiye ve vatana sahip çıkmak adı altında sunmak. insanların devlet adına smslerle meydanlara toplanması, camilerin cihad çağrısı şeklinde buna fon müziği yapması... korkunç bir sabah ve ben çok sinirliyim. iki gün sonra bu insanlarla aynı yerden alışveriş yapacak, aynı toplu taşımayı kullanacak ve belki de besmele çekmedik diye linç edilebilecek olmak. çok tekrar oldu ama sinirliyim.
uyuşuk hissediyorum. biraz üzerinde durup düşününce üzülüyorum, evet. fakat genel olarak tepkisizim. tepkimin kafa kesen insanlara karşı bir boka yaramayacağını biliyorum.
memnunum şükürler ediyorum. bu milletin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum. turk milleti azizdir.
uzun süredir ağır bir depresyon süreci ile mücadele ediyordum, bu haberleri duyunca moralim bozuldu iyice. neyse, en azından artık yalnız değilim depresyon konusunda.
emir geliyor: doğuya gidiyorsun. ölüyorsun. şehit diyorlar
emir geliyor: boğaz köprüsüne gidiyorsun. kafanı kesip vatan haini diyorlar.*
sabah annem tarafından "meclis patlatılmış, köprüde asker infaz edilmiş" diye uyandırıldım. uyanmamış olmayı diliyorum.
bir çağrı halinde hepimize saldırabileceklerini, kafamızı kesebileceklerini gördük, onlar da bunu yapabildiklerini gördüler. bu insanlarla aynı havayı solumaktan tiksiniyorum ve onlardan çok korkuyorum.
beyinsiz koyunları sokaklara salan çobana karşı bilenmiş uyandım.
bu insanlar çatışmada ölse türlü şehadet saçmalığı ile methiyeler düzüp, mevlütler okutup, ağıtlar yakılacaktı! şimdi ise hain, terörist oldular! çok zoruma gitti benim! çok! bu iki yüzlülükten, aymaz cahil cesaretlerinden! usandım! gelebilecek en kötüsü geldi başımıza! yazık! ayrıca biz hep meydanlardaydık! hani joplayıp, gaz sıkıp, öldürdüğünüz bizler var ya her zaman sokaklardaydık! gezi'de, 1 mayıs'ta, onur yürüyüşünde oradaydık! evet gerekirse şimdi de darbeye, cuntaya her zaman hayır demek için sokaklara çıkarız ama bu ne aymazlık, bu ne dengesizlik, bu ne tutarsızlık! bittik cidden çöktük! ayrıca bok gibi bir ülkede nasıl hissedilir! bok gibi! evet aynen bok gibiyim!
ilk kez yayın yasağı yoktu. gezi'de bile penguen belgeseli yayınlayan kanallar silah zoruna rağmen yayın yapmaktan vazgeçmedi. cizre'de sokağa çıkın çağrısı yapıldı, sokağa çıkma yasağı varken. darbe sevici değilim. dün babasının göreve çağrıldığını duyan yeğenimin korku dolu bakışlarını unutamam çünkü. keşke böyle bir girişim hiç olmasaydı. tam anlamıyla iki ucu boklu değnek.
darbe başarılı olsa idi, bu sabah kendi geleceğimden habersiz, pazartesi gunu ise dönemeyecek olmaktan kaygılı, halk iradesi hiçe sayıldığı icin öfkeli ve bir kaç elitist ve militarist başarıya ulaştığı icin üzgün hissedecektim. tam tersine şu an umutlu ve gururluyum. sokağa çıkma yasağı yok denize girme yasağı yok. keyifliyim.
suriyelilik. ya da daha retrosu, lübnanlılık.