ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
kitle malum olunca alıp yürümesi manidar olan başlık.*
ctesi gecesi bir başıma evde oturmaktan bu kadar zevk alınca... utanıyorum! bir eksikliğim var gibi geliyor. kuşku, rahatlığımın içine ediyor. "sosyalleş" diye öylesine beynimi düzmüşler ki...

ruhuma "embed edilmiş" kalıpları bir kırabilsem, uçacağım rahatlıktan.
sene 2014 ben bıkmadan usanmadan telefon rehberimi kaybediyorum. utanır oldum. bir daha sime kaydetcem, evet.
bir de insanin en yakın arkadaşının pek bi odun olması çok üzücü. yine aklıma o geldi napıcam, hep mi böyle olacak diye yazarken, ` yat uyu beee` dedi. belki de kendince haklı, uyursam unuturum, anlık da olsa. ama gel gör ki yıllar oldu. unutamamak ne acı.
tuvalette sıkıldığım için tuvalete girmekten kaçıyorum . * *
dün demir attım yalnızlığa . yaşadığım bu yarım ilişki bana yetti , daha da davos a gelmem .
genel olarak dışarıya neşeli gözüken, renki bir insanım. hareketli biri olduğumdan yavaşlıktan hiç hoşlanmam, dinlediğim çoğu parça bile hareketli, insanı gaza getiren parçalar-dı ta ki son 6-7 aya kadar...aynı şeyleri yine dinliyorum ancakbu son 6-7 aydır, genelde slow, böyle insanı olmadığı halde depresyona sokacak türde, biraz dinlendirici şeyler dinlediğimi fark ettim. sevgilim olmadan sanki sevgilimi en yakına arkadaşımla yatakta basmışcasına atarlı/kalbi kırık/hayattan kazık yemiş insana, sevgilisi olmadan sevgili tribine bağlayan tipe döndüm. sürekli bir düşüşte olma hali falan ama ilk defa geçerli bir sebep de yok, tabi bu her şey yolunda demek de değil.

böyle oturup saatlerce aşk acısı parçaları dinleyip hiçbir şey yapmadan durasım, gökyüzüne bakasım falan geliyor.
eş cinsel olduğumu bilmeden önce aşık olduğum kişilere hep "sana karşı çok saplantılı hissediyorum, biliyorum biraz saçma ama salak gibi seni düşünüp duruyorum garip değil mi?" şeklinde şeyler söylerdim
hani cinsel fanteziler vardır ya herkesin. bunlar gerçekleştiği zaman kalbim sıkışıyor. panik atak halinde olay yerinden kaçasım geliyor.
örneğin; sosyal bir ortamda, hiç tahmin edemeyeceğim bir adamın kur yapmaya başlaması. itirafın ana cümlesi: evet ben bir kezban?ım..
ilk öpüşmem sonrada sırf meraktan sevişme durumuna (o yaşlarda televizyondan gördüğümüz ve hayal gücümüzü kullanarak ortaya karışık eylem neyse siz düşünün artık) getirmem 6 ya da 7 yaşında hemcinsimleydi. aradan yıllar geçince "biseksüel miyim acaba ben?"diye düşünürken o olay aklıma gelmişti bir de o anda nasıl mutlu oluşum :'))
büyük mü konuştum zamanında anlamadım ki, neye olmaz dediysem karşıma çıktı, engel olamadım, durduramadım. niye son aşamada bunları yaşadım bilemiyorum. of valla çok sıkıcı.

bir de horluyormuşum, oda arkadaşım dedi.

oda arkadaşı. o ne la.
yapmam gereken şeyleri yapmamak için o kadar büyük bir çaba gösterdim ki. günlerdir evde yatıp yuvarlanarak erteledim ve artık yapmama noktasında, hatta yapmamanın getireceği bütün o kötü durumu da kabullenme, bunun üstesinden gelme aşamasına hazırlanıyorum.
kadıköy kartal minübüsüne her kadıköyden kartala kadar gelişimde veya her kartaldan kadıköye gidişimde yolculuk boyunca eski sevgililerimle ve günlük ilişki adamlarıyla buluştuğum yerlerden geçtiğimde içim bi tuaf oluyor ve acaba şimdi ne yapıyorlar nasıllar diye düşünüyorum. hele eski sevgililerimle buluştuğum vakit geçirdiğim yerlerden geçerken daha da kötü oluyorum ve çok ağlamaklı oluyorum o an orda inip öylece durmak ve o kişinin gelmesini beklemek istiyorum. off geçmişi silememek ve geçmişle yaşamak çok kötu bir duygu. ve yeni anlar yaşamadıkca geçmişin mezarlığında kemikleşiyorsun. yalnızlıktan nefret ediyorum .ahh ahh isyanlardayım.
bugünlerde çok fazla trip alıyor gibiyim. hayırdır? biraz da biz atsak hani, fena olmaz.
duygusal bir yapıya sahibim ve bundan nefret ediyorum çünkü beni parçalıyor bu duygusallık.
1. burada aşk acısı ya da en azından romantik dramlar yaşayan insanlar görünce gülüyorum ve bu beni mutlu ediyor. yanlış anlaşılmasın, mutlu olmamın sebebi ben hiçbir şekilde romantik bir şeyler yaşayıp, bunun kavgasını dramasını yaşamazken 'normal' insanlar gibi, sadece ve sadece hep aynı şeyi günlerce yaşarken, bıkkınlık ve sıkkınlık, hayatta böyle acısıyla tatlısıyla şeyleri deneyimleyen, hele de eşcinsel bireyler olduğunu okuyunca bir nebze de olsa inancım artıyor dışarda birileri olduğuna ilişkin. insanlar seviyor-seviliyor sonu belki acı ama en azından hayatımızın kabul etmesek de merkezine koyduğumuz aşk-sevgi olsunu yaşıyorlar. sonuçta bu kadar insan bunları yaşıyorsa inancını kaybetmiş biri olarak biraz 'dışarda acaba birileri olabilir mi?' sorusuna evet diyesim geliyor yarımağız.

2. herkes gibi alışverişi çok seven, çok yapan ve ne yazık ki çok zor beğenen biriyim. 1,5 ay önce beğendiğim ayakkabıyı bugün tamamen içimden geçen ya hadi bir bakayım belki vardır dürtüsüyle bulunca, resmen son 1,5 -2 ayda ilk defa çok az olsa mutlu hissettim bir şeyleri başarmışcasına. belki çok yüzeysel olacak ama benim için alışveriş, özellikle de ayakkabı her zaman bir kovalamaca olmuştur. önce internetten beğenir, sonra o özel ayakkabıyı gerekirse haftalarca hatta aylarca arar bulmaya çalışırım, ille de bulamıyorsam diğer alternatiflere yönelirim. bu konuda da hayli başarılı olduğumu düşünüyorum ki bu seçimlerim hep takdir görmekte.
bu öğlen sıcağında beni kadıköy'den beşiktaş'a sürükleyen arkadaşlarıma sövüyorum.sayelerinde cehennem simülasyonu yaşıyorum
torun-torba sevme yaşı gelmiş abim,dağıtım izniyle geldi bu gün askerden.tüm ahali daha kapıdan içeri girmesini bile beklemeden hunharca üzerine atladık.zar zor annemin kollarında kurtarıp sarılabildim,öyle özlemişim ki.yine kendine çekti kadın öpe öpe öpe doyamıyor.itiraf bunun neresinde derseniz,abimle çok iyi anlaşmamıza rağmen aramızda hep bir mesafe vardır ama bu soğukluk değil.o kapıdan içeri girdiya nasıl özlediğimi,yokluğunun nasıl belli olduğunu anladım. ve bir şey daha anladım ki,yarın bir gün evladım olursa imkanı yok askere/şehir dışına gönderemem.abim de
bu kadar kötü olduysam,evladımın benden uzakta olmasına katlanamam.(bkz: evhamlı baba modeli )
çalıştığım alanda memnun değilim ama herkese mutluyum diye yalan söylüyorum...
kardeşimde bu yaşta homofobik konuşmalar var ve annemle hiç öyle konular konuşmalar olmaz . çok garibime gidiyor bu durum. ayrıca pederde yok.
dipnot :kardeşim 11 yaşında erkek.
  • /
  • 181