bir erkeğin koluna girmek

türkiye'de ve bir çok ortadoğu ülkesinde samimiyet belirtisi olan masum bir eylemdir.
oysa avrupada ve kuzey amerikada birilerinin gaydar' ını harekete geçirebilir bir harekettir.

(bkz: it's so gay)
iç anadoluda bir pidecide denk geldiğim ve devamında yanaktan histerik öpüşmelerin yaşandıgı eylem.*
kimi ortadoğu ülkelerinde erkekler arası arkadaşlık, dostluk belirtisidir. türkiye'de de kol kola girmiş erkekler görebilirsiniz lakin oran giderek azalmaktadır. kol kola yürüyen erkeklerin bir üst formu ise el ele yürüyen erkeklerdir. ırak, suudi arabistan gibi ülkelerde el ele yürüyen erkekler şaşkınlık yaratmaz. bu sizin o elemanla kanka olduğunuz anlamına gelir.
en sevmediğim hareket. gerçekten. el ele tutuşmayı daha çok seviyorum. ya da ne bileyim beraber koltukta film izlerken koluma girsin/koluna gireyim ancak sokakta yürürken birisinin koluma girerek bana ağırlık yapmasından hiç hoşlanmıyorum.

tabii türkiye şartlarından sokakta el ele tutuşmakta çok mümkün olmuyor.
(bkz: toplum buna hazır değil)

ama bazıları vardır ki bunları gerçekten aşmıştır. yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. eski sevgilimle kadıköy vapuruna bindik ve ben koluna girdim, başımı omzuna koydum. gayet rahat bir şekilde oturuyorum. bakanlar oluyor ama umurumda bile değil. neyse vapur yanaştı iskeleye. o sırada insanlar kalkıyorlar. kadının biri dönüp dönüp bize bakıyor. sevgilim de "bu orospu niye bakıyor" dedi. ben de sessiz olmasını istedim. neyse biz de kalktık. kadın tam önümüzde duruyor. dönüp arkasını "ay sizi rahatsız etmek istemedim ama çok tatlısınız bakmadan edemedim! gurur duydum sizinle. cesaretinize hayran kaldım." demesin mi. o an beynimizdeki devreler yandı. beklediğimiz bir tepki değildi. bu gerçekten çok güzel bir şey. bizi istemeyenler kadar bize destek olan insanlar da var. yalnız değiliz asla.
her ne kadar söylendiği gibi ağırlık hissi verdiği için beni rahatsız etse de böyle yürürken bazı homofobikler de rahatsız olduğu için çok mutlu oluyorum.