buffy the vampire slayer

şimdiki vampir dizilerinin atası denilebilir. buffy adındaki çıtı pıtı kızımızın geceleri vampir avlamasını konu alan dizi, bir zamanlar pazar gecelerimi cnbce ekranına bakarak geçirmeme yol açmıştı. hemen ardından angel da geliyordu bir ara hatta.

her bölüm kendi içinde güzel ama hush ve once more with feeling bölümlerinin yeri ayrıdır.
willow adlı lezbiyen karakterden sonra daha bir ilgimi çekmiş, hatta prime-time da yayınlanan ilk eşcinsel içerikli yatak sahnesine sahip dizidir. tabi bir çoğumuz rtük sayesinde o sahneyi ve diğer eşcinsel sahneleri göremedi..
7 sezonun hepsini 2 ayda bitirdim , küçükken çat pat böyle bölümlerini izliyodum. "vuhooaaaaaaa" diyodum ne güzel dizi , cadılar , vampirler , iblisler...
tabi ki favori karakterim minik bir cadı olarak başlayıp en güçlü cadı olan "willow".diziyi izliycem diye okula gitmiyodum ya , 3 kilo rahat almıştım.
hiç çirkin erkek görmedim dizide , hepsi taş hepsi allah allahlıktı.herkesin izlemesini tavsiye edeceğim dizidir vesselam.
buffy de vampir sayılır *
kesinlikle bir dönemin önemli dizisidir. sonlara doğru iyice yükselen mistisizm ve karanlıkla dizi daha da ciddileşmiştir... ahh eski zamanlar...
şimdiki vampir zırvalarının yanında bir şaheser gibi kalan, david boreanaz gibi dünyalar yakışıklısı bir insanla tanışmamızı sağlamış, aşmış über dizi. cnbc-e baştan sona 3-4 kere yayınlamıştır yoğun istek üzerine, dünyada olduğu gibi ülkemizde de sevilir.
8. sezonunun çizgi roman olarak yayınladığı dizi. ntv yayınevi sayesinde türkiye'de de okuyucularla buluşmuştur. 8. sezon, tv'de yayınlanan diğer 7 sezondan daha karanlık, daha imkansız ve daha heyecan vericidir.

dizi 6. sezon gibi karamsar bir sezondan sonra, ışık ve umut dolu bir 7. sezonla televizyonlara veda etmiştir. hatta 7. sezon istanbul'da bir sahneyle başlar ki daha çok arap ülkesi tadında gösterilmiştir ülkemiz. son sezonda bir bölümde de, alyson hannigan 'ın canlandırdığı willow, habercileri konuşturmak için bir büyü kullanırken türkçe konuşmuştur.

ömrüm boyunca hiçbir zaman unutmayacağım ve yüreğimde yaşatacağım bir dizidir.
bugünlerde doktoradan baymışken yeniden izlemeye başladığım dizi. 5. sezonun kalbimdeki yeri ayrıdır. buffy ilk kez kendisinden çok daha güçlü bir rakiple, cehennem tanrısı glory, boyutlararası kapıyı açacak anahtarı korumak için savaşır. anahtar buffynin kardeşi sandığı, ama kesişlerin kendisine insan formu verdiği dawn'dır. glory sezonboyunca buffy'i oradan oraya savurur, willow kızarkadaşı tara'nın hafızasını çaldığı için glory'e kara büyü ile saldırır, buffynin annesi beyin anevrizması nedeniyle ölür. son sahnesi ve sezon finali olaydir.
yayınlandığı zamanda gençlerin türkilizce litaratürüne buffylemek* tabirini yerleştirmiştir.
şimdiki twilight'dı bilmemne vampir tırıvırılarına 10 basan, joss whedon'ın en güzel işi bence. ilk izleyişim yanlış hatırlamıyorsam 2002 olması lazım,o zamanlar cnbc-e ( evet o zaman cnbc-e düzgün bir kanaldı) cumartesi akşamları 22:00de yayınlanırdı ve o zamandan beri büyük hayranıyım. söylentilere göre smg'nin 'vampir avcısı kız' olarak anılmaktan bıkması sebebiyle gerektiğinden erken,7. sezonla final yapmış ve 8.sezonu comic formatında devam etmektedir. hatta aslında smg'ın cordelia olarak seçmelere katıldığı ve whedon'ın buffy rolünü kendisine uygun gördüğü dizinin fun factleri arasındadır.

vurdulu-kırdılı bölümlerin yanısıra, once more with feeling gibi mükemmel müzikal bir bölümü de içinde barındırır; under your spell dinlenesi.