yemek saati yaklaştıysa yemeği yiyeyim de başlayayım yemekten sonra şu kahveyi içeyim de başlayayım masa dağınıksa masayı toplayayım da başlayayım sonra şu elmayı yiyeyim de başlayayım deyip en son saat geç oldu yarın başlayayım artık demek
hayal kurmaktır. oysa ki ders çalışmak için market alışverişi yapmıştım, kendimi kampa alacaktım. neyse biraz yatayım da düşüneyim niçin ders çalışamadığımı. sorunu bulmam lazım ki çözümü bulabileyim. öyle değil mi?
yatakta kulakta kulaklık anlamsızca uzanmak bir yandan sözlükte zaman geçirmek. bişey daha yazpıyorum ama onun ders çalışmamamla alakası yok demesemde olur.
hiç kitap okumak istemezken inanılmaz beliren kitap okuma arzusu. halbuki kitap okuyana kadar ders notlarını okusana evladım. konu okumak bile olsa bu dersle ilgili olmayacaktır. illaki ders dışında bir işle uğraşılacaktır.
azıcık uyuyayım başlarım
yemek yiyeyim sonra başlayacağım
kankamla az konuşayım başlarım
feys'te azıcık takılayım başlarım
başım ağrıyor yarın çalışırım
hoca bana takık çalışsam ne fayda
son gece bir göz gezdiririm bana yeter
yeterince çalıştım acaba çalışmasam mı
yemeği yiyip üzerine abur cubur alıp 'simdi bi dizi izliyim sunları yerken 30dakkalık sonra baslarım derse' deyip o abur cuburların bitmemesi ile ikinci bir dizi daha izlemek ve bu şekilde giden bir kısır döngü! (üzülüyom halime)
marketten bir şey alınmayacak mı? alınacaksa söyleyin bak bir daha inmem. gibi sözler kullanarak göz dağı vermek her zaman işe yarar; çünkü her zaman marketten alınacak bir şeyler vardır.