digimon

21 kasım 2015'te 15. yıl şerefine digimon adventure tri adında yeni bir seriye başlayacak çizgi dizi.

şu an çok mutluyum. hani 7 yaşındayken ne zaman bunu izlesem koltuktan koltuğa atlayarak kendi kendime digimonculuk oynardım, şu an o ruh halindeyim. hayır, öyle bir şey yapmayacağım.*

o değil de hazır konusu gelmişken, ilk entrymde bahsetmemişim, bu çizgi dizi aynı zamanda cinsel kimlik ve cinsiyet değiştirme hakkında küçük çocuklara belli bir fikir verebiliyor bence. yani pek çok acemi digimon şampiyon, üstüne veya mega hallerine geçerken cinsiyetleri değişebiliyor.

evrim konusuna falan zaten değinmişim.

ayrıca digimon adventure tri'nin posterinde çok güzel bir detay bırakmışlar. 1. sezonda şampiyon halinde agumon yani greymon'a çocuk haldeki tai dokunurdu.



digimon adventure tri'de ise genç bir adam olan tai'ye acemi halinde agumon dokunmaktadır.

2000'li yıllarda pokemon'dan sonra kanal d tarafından gösterilmeye başlanan çizgi dizi serisi. dizinin ilk sezonu, digital bir adaya düşen 8 çocuğun macerasını anlatmaktadır. ilk bakışta pokemon'a benzerlik gösterse bile canavar kavramı ve maceralar yönünde farklılık gösterir.

öncelikle evrim konusunu işlemiştir. hayatta kalmayı başaran ve güçlenen digimonlar evrim geçirirken, hayatta kalmayı başaramayan güçten düşen digimonlar geri evrim yapmaktadırlar. 1. veya 2. bölümünde aynen böyle açıklıyorlardı ve ana okulu yaşındaki çocuklar için fazla öğretici bir şeydi.

bir diğer farkı burada digimonlar özgürdüler. pokemon'da olduğu gibi bir poketopun içinde sahiplerinin köleleri değillerdi. pokemonda biliyorsunuz, ash horoz güreşçisi gibi o turnuvadan bu turnuvaya koşardı. digimon'da ise canavarlar istedikleri için arkadaşlarıyla beraberdiler. evet, dizide kesinlikle bu kelimenin üzerinde durulurdu. hiçbir zaman sahip, efendi gibi kelimeler geçmezdi ki zaten 8 çocuk dışında hiçbir digimon bir insana bağlı değildir.

digimon'da her çocuk bir şeyi temsil ederdi. bence her insanın hayatında olması gereken şeylerdi. hepsini tam hatırlayamıyorum ama bunlar cesaret, sevgi, dostluk, umut, bilgelik, gurur tarzı şeylerdi. bunları da seri boyunca çocuklara aşılarlardı.

son olarak digimon'un jeneriği yıkar geçer ortamı.

her ne kadar yayınlandığı dönem pokemonun gölgesinde kalsa da çok sevdiğim bir animedir. hatta pokemon mu digimon mu diye sorduklarında yüzde 5lik dilimin * içerisine girip digimon derdim hep. yani o derece severdim. jenerik müziği çok iyidir insanı gaza getirir. bi de mimi diye bi karakteri vardı bu animenin. insana saç baş yoldurtur cinsten bir karakterdi. ne üzmüştü zamanında kendini de digimonunu da. aklıma öyle kaydetmisim bu kızcağızı. benim favorilerim taichi ve sora idi. hatta çocukluk aklımla nolur bunlar sevgili olsun evlensin diye dua ederdim * bi de matt diye bi çocuk vardı allahım nasıl cool bi karakterdi o. çok cooldu gıcık olurdum ama severdim. ayy susar mısın gerizekalı çocukluğum geçiyor şu an gözümün önünden. ağlayıp geliyorum ühühühü.
adaşımın açarak, beni duygu seline soktuğu başlık...

ille de angemon...
bazı digimonlar:

_165_(dco).jpg/revision/latest?cb=20140130204442)







ne demek istediğimi anladınız mı?
seride digimon adventure adlı animede biyomon kızken, savers'ta erkektir.

biyomon kızken, perfect halinde kaslı bir erkeğe dönüşür. (bkz: garudamon)

renamon'a yöneltilen sen kızsın değil mi sorusuna renamon (bkz: bizim cinsiyetimiz yok) yanıtını verir.

her yönden devrimci bir animedir.

çok içine girince felsefik ögeler bulmanız mümkün.