modern kültürün ana tiplerinden biri de hem de daha popüler olanı rousseaunun devrimlere itilmiş, bütün sosyalist sallantılarda ortaya çıkmış ; tıpkı atinanın altındaki ihtiyar typhon gibi kımıldayan insanıdır. daha yüksekten bakan kastlardan zorlanmış, amansız zenginlikten ezilmiş, rahipler tarafından ve fena eğitimden bozulmuş, geleneğin gülünç alışkanlıklarından dolayı kendi kendisinden utanan insandır. zavallılığında 'kutsal doğaya sığınır. birden bire bu doğanın epikurusun herhangi bir tanrısı kadar kendisinden uzak olduğunu duyar. duaları ona ulaşmaz. o doğaya aykırı olanın karmakarışık boşluğuna öylesine derin batmıştır ki
bu iki tip yine aynı yüzyılda marxın 'yabancılaşmış insan dediği modern insanın iki tiplemesidir. 19. yüzyılın modern insanı çökmüş insandır. bunun yanında koyu dindar, öte dünyacı bitkin insan yer alır. çökmüş modern insanın özellikleri arasında kayıtsız şartsız söz dinleme, mekanik etkinlik, hemen karar vermeyi ve bir şey yapmayı gerektirebilecek şeylerden ve insanlardan uzak durma pasiflik yer alır. etkinlik gibi görünen herşey ancak tepki göstermedir. bu tepkiyi ise , kendi ahlakının değer yargılarına aykırı düşenlere gösterir ancak. pasif olduğu kadar kurnazdır da. o çarpık ruhludur, düşünmesi saklı köşeleri, dolambaçlı yolları sever
susmakta, unutmamakta, beklemekte, önlem olarak kendini küçültmede , alçaltmada ustadır. kendini koruma konusunda hiç açık vermez. o geçindiği şey olan insandır. sıradan insan şimdi de kendisi için hep başkalarının kanaatini bekler ilk önce; sonra da içgüdüsüyle bu kanaate boyun eğer.
dinin suları kabarıyor ve arkalarında bataklıklar, suyu durgun göller bırakıyor. milletler birbirlerinden düşmanca ayrılıyor ve birbirlerini parçalamak istiyorlar. bilimler her ölçünün dışında, kör bir laisser faire anlayışından dağılıyor. kültürlü sınıflar ve devletler son derece hor görülmeye değer bir sermaye birikimiyle mesafe kat ediyor. dünya daha fazla dünya hiç olmamıştı. bilme ihtiyacı dahası açlığı duymadan, eğitim sırasında kilo kilo bilgiyle doldurulan modern insanda sindirme gücü ve yoğurabilirlik yoktur. sonunda modern insan masaldaki gibi arada sırada düzenli olarak bedeninde boğuk bir ses çıkaran bir sürü sindirilemeyen bilgi taşlarını kendisiyle birlikte dolaştırır. bu boğuk ses çıkarma ana özelliğini ele verir. dışı olmayan bir için, içi olmayan bir dışın garip zıtlığıdır. modern insanın dışı ortadan kaldırıldığında söz gelişi ünvanı alındığında elimiz boşluğa değer. modern insan gibi bizde de sindirme gücü olmadığı gibi yaratıcılığa da yer yoktur
*