komşu gürültüsü

arkadaş biri şarkıcı, bir diğeri baterist, başka biri oyuncu, hepsi parti düşkünü. valla atarlanma durumuna geldim. yani zaten herkes g.t g.te oturuyor beyoğlunda, bu kadar über kirayı bu kadar zulm için mi veriyorum arkadaş. açık fikirli insanların oturdukları yerlerde kiralar astronomik valla gidecem muhafazakar mahallelere taşınacam bu gidişle. gerçi oralarda da çocuk gürültüleri eksik olmuyor. beylikdüzü güzel ama çoooooook uzak. sıçam böyle işe ya.
büyük şehirde yaşıyorsanız komşularınızı seçemeyeceğiniz için her an karşılaşmaya hazır olmanız gereken gürültüdür. gürültünün kaynağı bir müzik sesi veya televizyon sesine ait değilse kendinizi bu sesi sürekli duymaya hazırlamalısınız; zira insanlardan çıkan gürültünün ne zaman çıkacağı belli olmaz.

neden mi? benim yan komşum köyden şehre göç etmiş bir aile. normalde bizim apartmandan ev tutmaları imkansız ama tüm aşiret bir araya gelip tutmuşlar evi. aşiret, haliyle evde çıkan kavganın başı sonu belli değil. gelin susuyor kaynana başlıyor. kayınbaba, oğluna atarlanıyor. sesler, sesler ve sesler... altın meselesi, tarla meselesi, çocuk meselesi derken bitmiyor. onlar orada birbirlerini yerken kapılarını çalıp "az sesinizi kısar mısınız?" bile diyemiyorsun. tüm apartman merakla ne zaman taşınacaklar diye bekliyoruz.

önceki komşumda yeni evli bir çiftti mesela. geceleri üst kattan onların sikişme seslerini dinleyerek uyumaya çalışırdım. bazen kavga ederlerdi, genelde düğünde takılan altınlar yüzünden. bazen de bu kavgalar adamın kadını sikmesiyle zor bulurdu. 12 yaşında falandım, bu sesler beni çok korkuturdu. kulaklığı takıp müzik dinler, bitmesini beklerdim.

ev tutarken böyle tatsız durumlarla karşılaşmamak için çok dikkat ederiz. gerekirse ev az pahalı olsun ama yüz yüze baktığımız komşular problemli insanlar olmasınlar.
tuvaletten gelen komşu gürültüsü versiyonu bambaşka olandır. insanlar sadece tuvalette kendileri gibi olabiliyorlar herhalde ondan. kendi kendine konuşanı mı dersin, şarkı söyleyeni mi, porno izleyeni mi...
komşu salonun ortasına davul seti koyup çalar, abanırcasına çaldıktan sonra süper gürültücü arkadaşlarını çağırıp onlarla da yüksek volume gürültüsünü tekrarlar . rahatsız oluyoruz arkadaşım çok gürültü yapıyorsun bence stüdyoda çal deyince, ne yani stüdyoya para mı verecem diye pişkin pişkin cevap verir. merak ediyorum arkadaş neyin kafasını yaşıyor, acaba dünyanın kendisi için yaratıldığına mı inanıyor, insan hakkı nedir biliyor mu? üstüne yan binadakiler davul sesinden rahatsız olduklarından tepki olarak duvarları yumruklayarak ses desibelini daha da arttırıyor. velhasıl iyi sevdiğiniz, saydığınz bir komşunuz olsa da içinde bir canavar yaşamakta olduğunu unutmayın, her komşuya yüz vermeyin anacım.

edit: alternatif başlık: bir insanın pazar tatiline nasıl sıçılır.
zaman zaman çadırda ya da müstakil gecekonduda yaşama isteğimi yaratan kabir azabı.