küçük şehirde eşcinsel olmak

eşcinsellik dil, din, ırk, ülke dinlemediği gibi, metropol-köy de dinlemiyor, her yerde lgbt bireyler var. okuduğum pek çok yabancı kaynakta verilen tavsiyelerde, lgbt bireylerine daha liberal yerlere mümkün olan en erken yaşta göçmeleri konusunda tavsiyeler veriliyor, neden olduğu malum. bu tip liberal yerler de, genelde kim kime dum duma hayatların yaşandığı büyükşehirler. özellikle, trans bireylerin doğdukları küçük yerlerden, baskı ve dışlanma nedeniyle 16-17 yaşlarında kaçıp istanbul, ankara vs gibi şehirlere geldiklerini çok okudum, onların durumu daha zor. eşcinselseniz hem araya kaynayabiliyorsunuz, hem de çoğu zaman evlenip çocuk yapıp toplumsal zorunlulukları bu şekilde yerine getirdikten sonra, hamamdı, sinemaydı bi şekilde eşcinsel cinsel ihtiyaçlarınızı giderip, biraz sıkıntılı da olsa durumu idare ediyorsunuz (herhalde öyle, bilimsel araştırma yapmadım).

şu anda anadolu'nun ciddi anlamda ücra köşelerindeyim, oldukça da fakir ve tutucu yerler. hornet uygulamasında buralardaki profiller bana özellikle ilginç geldi. evet çok fazla profil yok, evet profil resimlerinin hepsi yüz göstermeyen türde, ama varlar, bir de "new in town" olarak benim profilimi görünce, mesaj yağmuruna tutulmaktayım. pek hoş bir durum değil, ayrıca bilmediğim bir yerde gay bashing türü bir saldırıya maruz kalma ihtimali de olduğundan biriyle görüşmek gibi bir riske girmem. iyi birine benzeyen biriyle konuştuk nasıl durumlar diye, pek iç açıcı değil ama idare ediyoruz dedi. muhtemelen o da evli, ilişkim var dedi ama detay vermedi.

bu başlığı internete yazınca kaos gl'nin şu haberi de çıkıyor, okumak isterseniz:
https://www.kaosgl.org/haber/yozgatrsquo...
hani şu mobilden etrafınızdaki tüm eşcinsel arkadaşlara bağlanıyorsunuz ya hah işte ona bu tarz yerlerde bağlanılmaz, girilmez, indirilmez. ben indiririm ve takılırım diyeni alkışlıyorum şu anda. ayrıca bu tür yerlerdeki hetero muhabbeti üst seviyededir ve herkes potansiyel ibnedir. doğal olarak onların ibne dediklerine sizin de ibne demenizi beklerler. biraz saygı deyince de siz de ibne olmuş olursunuz. garip bir döngüdür bu mesela.
boktan bir durumdur.hele ki kapalı ve muhafazakar bir şehirse hareket alanı çok dar.fark edilmemek ve deşifre olmamak için insan paranoya derecesine geliyor.arkadaş veya seks yapacak birini bulmak çok zor.gerçi artık hornet gibi uygulamalar var.şehrin yerli eşcinselleri genelde dışardan gelmiş memur-öğretmen-doktor-polis gibi insanları istiyorlar.çünkü küçük bir yer olduğundan herkes birbirini tanıyor.genelde uzun süreli ilişkiler tercih ediliyor.çünkü güvenebilecek birini bulduktan sonra insan fazla bir arayışa girmiyor.küpe takmak,aşırı giyinmek,feminen hareketlerde bulunmak çok tehlikeli.çünkü anadolun eşcinsel anlayışına uyan hareketler olduğu için dikkat çekebilir.eşcinsellerin çoğu evli ve çocuklu.yer sorunu da büyük sıkıntı.yei olan isterse dünyalar çirkini olsun gene de gideri oluyor.
son yıllar da biraz rahatlamış gibi görünselerde hala tedbiri elden bırakmıyorlar.dışardan gelen bir insan hayat biraz daha kolay oluyor.çünkü oralı değil ve sosyal ortamı diğerlerine göre daha küçük.bazı şehirler de birbirini tanıyan eşcinseller aile tarzına gruğlar oluşturup kendi araların da sosyalleşiyorlar.bu gruplar içerisinde genelde seks olmuyor.olanlar ise sevgili olayına girip olayı resmileştiriyorlar.lakin bu eşcinselelr arasında düşmanlıklarda oldukça fazla.birbilerinin ardından iş çevirme,dedikodu,entrika döndürürüp hayatı birbirlerine zından ediyorlar.şehir de mimlenmiş yarı açık eşcinsellerle açık olurum derdi nedeniyle kimse görüşmüyor.
aynı şehirden arkadaş istemeyen eşcinseller komşu şehirlere doğru arayışa giriyorlar.bir kaç saat mesafede ki şehirde daha rahat ediyorlar.şöyle muhabbetler dönüyor
-slm nerden ?
-mardin
--aa bende erbil yakınmış tanışalım mı?
bunu bizzat yaşamış ve çok şaşırmıştım.insanlar şehir değil ülke bile değiştirebiliyorlar korkudan.
küçük şehirlerde eşcinsel olmak 5 sene öncesine göre kolay olsada hala zor.o yüzden eşcinseller daha rahat bir hayat ve evlilik baskısından kurtulmak için büyük şehirlere göç ediyorlar.gerçi büyük şehirlerde de hayat zor ama en azından toplumsal baskı daha az.
aslında böyle yerlerdeki zorbalığın derecesi lgbt bireyim açık yaşama derecesine ve eğitimin hangi kademesinde olduğuna göre değişir. kendini daha fazla açık ettikçe daha fazla zorbalığa mazur kalınır kısaca. fakat diğer herkes gibi toplumun normlarına uygun yaşayınca ve mümkün olduğunca maskülenseniz (transeksüelleri hariç tutuyorum burada) pek fazla sıkıntı çıkmamaktadır, küçük bir şehirde yetişmiş biri olarak bulunduğum bölgedeki insanlara yavaş yavaş açıldığım süreç boyunca hiçbir şekilde zorbalığa ya da tacize maruz kalmadığımı söyleyebilirim. aksine ne onlar kadar ''normal'' olduğumu görünce biraz da olsa kafalarındaki genel ön yargıların yıkıldığını düşünüyorum.

onun haricinde şimdiye kadar en fazla zorbalığa maruz kaldığım dönem ilk okul ve orta okuldur. lise hayatımdan itibaren azalarak şu anki üniversite hayatımda tamamen yok olmuştur. ha tüm bu evrelerden sonra insan cinselliğini yaşamaya başladığı zaman küçük şehirlerde seçeneklerin ve cesaretin azlığından dolayı küçük şehirlerde yaşamak sıkıntı olabilmektedir.
kısacası, çok zordur anam zor...
ortam göt kadar ve insanlar birbirini tanıyor olunca; tonla sakınca ve tehlike yaratan durum. taşrada sırf eşcinsel diye öldürülen tonla insanın suçu da bu dar alanda yaşamaya zorlanmak zaten.
bu durumu en güzel jimmy somerville kardeşimiz güzelim 1980'lerde, smalltown boy şarkısında anlatmıştır, bugün mp3 listemde çalarken denk geldi. zaten gey milli marşı olmuştur sonra bu şarkı.
aslında bir bakıma avantajlı olan durumdur. kısmen küçük olmasa da ciddi anlamda 3 büyük şehir dışında yaşayanlar için daha çekilir hale geliyor hayat. büyükşehirde seçenek çok iken kısmen daha küçük şehirlerde seçenek kısıtlı olduğundan herkesin herkesle seks yapmış olma ihtimali de artıyor. böylece bir grup oluşturup arada bir değiş tokuş yapılabiliyor. hatta yeni biri ortama giriş yaptıysa rekabet artıyor. ortamda eğlence had safhaya çıkıyor. nerden mi biliyorum? ahahah...
yazın herkes var ama kışın kimse yok
dünyanın neresine gidersen git iğrenç bir durumdur.
büyükşehirlerin yapısı ne olursa olsun büyük olmalarından kaynaklı olarak farklı kimliklerin kendi aralarında bir komünite oluşturmasına müsait, yani şehrin geneli ne kadar yobaz olursa olsun elbet orada bir yerlerde eşcinsellerin de buluştuğu bir sokak, park ya da başka bir yer mevcuttur.

küçük yerlerde ise bu da olmuyor, bu durumda kişinin kendisini yalnız hissetmesi daha olası, bu durum sadece ilişki meselesi de değil tabi, bir noktada paylaşacak fazla bir şeyinin olmadığı bir topluluğun içinde yalnızca volta atıyorsun.