lana del rey

herkesimden insanın dinlediğinde hoşuna gidebilen biridir lana del rey. araştırmalarım sonucunda daha önce de başka isimle piyasaya sürülmüş ama tutulmamış başka prodüktörlerin eline geçince şu an bir pazarlama harikasına dönüşmüş önü çok açık hatun kişisi.

(born to die)
albümü inanılmaz, sesi inanılmaz, kendi inanılmaz hatun kızımızdır. born to die albümünde: born to die, blue jean, video games, diet mtn dew ve million dollar man şarkılarını her gün bir kere dinletir
born to die'dan başka hiçbir şeyi olmayan. aynı zamanda born to die ile daha başka ne olabilirdi ki de dedirten hani.
10 kişinin kendisine aynı anda tecavüz etmesinin ardından mahkemede hakim olsam "rızasıyla" diyebileceğim tipli. üzgün ama olsun.
boğmak istediğim kadındır. cool olmak için kasım kasım kasılır.
sugar daddylerin arkasında motosikletlere binmeyle, bön bön etrafa bakmayla, sigara dumanı eşliğinde "we were born to die" diye naralar atmayla melankolik olunmuyor ablacım. melankolinin yüz karasısın.**
estetikten önceki hali çekiliyordu en azından. lizzy grant adında doğal ve samimi bir kadındı. şarkıları bile samimiydi. mesela: