lisans mezunu gaylerin kendilerini seviyeli gay sanması

başlıkla tezat oluşturacak bir entry olması muhtemeldir. çünkü bir çok lisans mezunu gay gerçekten kendilerini yetiştirmeyle doğru orantılı olarak seviyeli gay potansiyeline sahiptir. lakin az sayıda da olsa en büyük seviyesizliklere de yine lisans okumuş gayler örnek teşkil ederler. sonuç olarak seviyeli gay kriterleri nedir bilinmez ama bir gayin lisans okumuş olması pek bir şey ifade etmez. kişi her şekilde kendini geliştirebilir.

(bkz: kendiyle çelişen yazar)
insanlığın okuyarak değil yaşayarak öğrenileceğinin kanıtı gay profilidir.
her okul askerlik gibi sana yeni davranışlar öğreten, kendi kuralları olan, farklı kültürlerden gelen insanlarla tanıştığın ve mecburen sosyalleşmen gereken bir yer olduğundan sana bir bakış açısı kazandırır.

ben açımı evde de kazanırım diyorsan o başka...
aslında bir genelleme yapılmadığı müddetçe doğru olabilecek önermedir. lisans mezunu olmak elbette bireylere farklı pencerelerden bakmayı öğretiyor, kişiyi kendini geliştirmesi adına zorluyor, okutuyor, okutuyor, okutuyor. ama önemli olan sadece bu değil klişe bir öğretmen lafıyla anlatmak gerekirse " ben konuyu anlatırım ama siz konuyu öğrenmek için hevesli misiniz ya da o kapasite sizde var mı?". uzun lafın kısası lisansı geç master yapmış olsan bile kafa almak için müsaitse, anlayabilecek kadar kapasiten varsa anlarsın. bu yönde kendini geliştirip statü sahibi olursun yada olmazsın, bundan sonraki kısım tabi ki kişiye kalıyor. ancak inkar etmek güç ki, bazen ilkokul mezunları, master mezunlarına taş çıkartabilecek donanıma, birikime ve seviyeye sahip olabiliyor. **
"okumak cahilliği alır, öküzlük bâki kalır"
seviyeli gay olmak da ne demek dedirten başlık. lisans okuyanlar seviyeli gay oluyorsa okumayanı daha makbul.

(bkz: belgelerle konuşuyorum)*
eşcinselliğe özgü değildir, hatta toplum içerisindeki hiçbir farklılığın tekelinde de değildir. sadece kişinin kendisi hakkında düşünmesinden ziyade, toplumun genel yapısının, yüksek öğrenim yapan insanlardan beklediği üstün sosyokültürel gelişmişlik düzeyine (ki çok yanlış bir beklenti değil), sadece diploma şartını yerine getirerek sahip olacağına inanan kişilerin de ortaya çıkmasına sebebiyet vermesidir ve bu düşünceye sahip kişilerin genele oranı, malesef azımsanacak bir oran değildir. bu ülke içerisinde pek çok eğitim ve öğrenim kurumu gibi, yüksek öğrenim kurumları da özellikle kişinin bireysel gelişimi ve farkındalığının artması için pek bir çaba sarfetmemektedir. tek fark; üniversite yaşantısı, bulunulan şehir, sosyalleşme gibi etmenlerin kişinin ufkunu genişletmesi ve bilgiye daha kolay ulaşabilmesi açısından teşkil ettiği avantajdır. yine de bu avantajdan herkesin fayda sağlayabildiğinden söz etmek mümkün değildir ve yapılacak kıyaslamalar da, kıyası yapan kişilerin kıstasları doğrultusunda görecelidir. zaten kendisi ile ilgili bu tür bir saptamada bulunan kişi, karşı tarafın hakkında yeterince bilgi sahibi olmasını sağlamaktadır..
eğitimin bir yere kadar olabileceğine dair önerme . lisans mezunu olmayan yahut eğitimle arası iyi olmayanların bu durumu iyi eğitim almış olanlara bok atma aracı şeklinde kullandıkları da olabiliyor. seviye eğitimle değil de kişisel gelişimle kazanılabilir şeklinde başka bir önermem var .
öyle miymiş, lisans mezunuyum ancak bunca sene kendimi seviye anlamında hiç tanımlamadım, ilginç.

sadece lisans mezunu olmak da yetmiyor artık; örneğin tıp okumuş ise tus sınavından başarıyla geçmiş, hukuk okumuş ise avukatlık stajını başarıyla tamamlamış olmasını arayanlar var bu seviye şartı için.

bir sonraki aşama olarak tüm bunların üzerine bir de sertifika arayanlar da var. sanırım hornette karşılaşmıştı aynen şöyle diyordu: "sadece ilgili sertifika sahibi mühendis beyler yazsın, düz lisans mezunları yazmasın hele hele önlisans mezunları anında block!"
bana gülerek okuduğum bir paragrafı hatırlattı. paragraf şöyle

"ileri zekalı" çocuk nasıl anlaşılır? basit, ebeveynlerin dediğine bakılırsa "çocuk okulda sıkılıyor"; sınıfta boş boş oturan çocuk sayısı göz önüne alınırsa, fransa'nın dahiler ülkesi olduğuna inanılabilir.

bu paragrafı değiştirisek:

"seviyeli gey" nasıl anlaşılır? basit, bazılarının dediklerine göre "lisans mezunu geyler seviyeli"; lisans mezunu geyler göz önüne alınırsa, türkiye'nin seviyeli geyler ülkesi olduğuna inanılabilir.
o kadar sene geçti. halen okuduk da noldu diyorum. okumayın!
seviye olarak neyin kastedildiği ile alakalıdır biraz. e bir zahmet eğer bilgi kültür olarak bakıyorsak feminist kuramı adım gibi biliyorum, lgbti mucadelesine de hakimim, toplumsal cinsiyet ve tabakalaşmayı da biliyorum e bir zahmet seviyeli olayım. sdfghjk akşam akşam gulduren başlıktır. *
seviyeden kasıtın ne olduğunu anlamaya çalışmak gereklidir. neye göre? kime göre seviye?
sanridan ibarettir kanimca.. zira gaylerin kendilerini surekli bi b*k sanmalari yaygindir.. dunyaya gozleriyle bakmayi zûl goren yurdum gaylerinin siklikla dustukleri gafletlerinin trendlere en uygun, up-uygun halidir. sicik lisans departmanlarinca verilen sicik bi belgedir oysa..