2013 yılında yayınlanmaya başlamış sci-fi dizidir, konusu çevre ve genetiğin kombinasyonuyla bir insan ne farklılaşabilir gibi bir şey, dizi arıyorsanız veya "iyi bir sci-fi izlemek istiyorum" diyorsanız bakınız*
kanada çıkışlı, şimdilik 10'ar bölümlük 3 sezonu bulunan bilim kurgu dizisi. öyle koltuğa kilitleyecek, kanınızı çekecek, woaaaw tepkisini verdirtmese de; ciddi anlamda çok iyi, kendini aradan belli eden muazzam bir dizi.
konusu, sarah diye dizideki tabiriyle "punk roll ho" dolandırıcı bir kızımız var, kendisi kişisel meselelerini halletmek için kaçtığı şehrine geri dönerken, tren istasyonunda intihar etmeye hazırlanan bir kadın görür, yaklaşır ve bu adın tıpatıp kendisine benzemektedir ki sarah daha algılayamadan kadın raylara atlar. bunun üzerine, kısa günün karı diyerek kadının çantasını alır ve evine yerleşir ki-esas olaylar silsilesi başlar.
1.sezon tanıtım,
2.sezon tanıtım,
ilk bölümlerde bana black mirror'dan etkilenmiş gibi gelse de-ki yine bir bbc yapımı-epey güzel, farklı bir şeyler izlemek isteyenler için ilaç niteliğinde dizi.
klon konusu önceden birçok yapımda irdelense de, bu kadar çeşitli ve güzel biçimde işlendiği azdır herhalde. izlemeden önce aksiyonu bol bir şey beklerken aksiyon sahneleri az, ancak inanılmaz derin, güçlü ve bağlantılı bir hikaye/senaryayo sahip yapım kısa sürede kendini izletiyor. bunda tabi yaklaşık 9 karakteri canlandıran tatiana maslany kızımızın da rolü büyük zira kendisi takdir-e şayan, döktürüyor resmen. özellikle de herkesin favorisi helena ve şahsi favorim alison ile. bunların yanısıra, sarah'ın gay üvey kardeşi olan felix tamamen ayrı bir kişilik, kendisinin sahneleri için bile izlenebilir sadece.
2.sezon finalinden şöyle güzel bir "klon dans partisi" bulunmakta,
bu zamana kadar işlenen konuları bence çok güzel bağladılar. aklımda pek bir soru işareti kalmadı. susan duncan'ın aslında diğerlerine kıyasla daha iyi bir insan olduğunu gördük. leda projesine gerçekten gönülden bağlıymış hatun. beth'e söyledikleri güzeldi ve dedikleri doğru çıktı. yerine şimdi evie cho geçti ve kızları zerre önemsemiyor. helena umarım geri döner de evie cho'ya gösterir leda'nın ne olduğunu.
evie cho'nun kendall'ı cosima'nın gözü önünde öldürtmesi kadar şerefsizlik dolu bir şey görmemiştim. sırf leda kadının dnasından artık yararlanmasın diye her şeyi bitirdi. bütün bunlar yetmezmiş gibi gitti bir de delphine'nin de öldüğünü söyledi. delphine'nin ölümü resmiyet kazansa da ben hala bir yerlerden çıkabileceğini düşünüyorum. evie cho kendall'la birlikte orjinalin öldüğünü söylese de bence sarah ya da helena orjinal klonlardan biri.
bölümün bence en dokunaklı yeri beth'in hikayesiydi. beth'in bu zamana kadar yaşadıklarını kaldıramayıp intihar ettiğini düşünmüştüm herkes gibi. yanılmışız. bildiklerini kaldıramadığından değil evie cho'nun diğer klonları tehdit etmesi üzerine intihar etmiş.
önce hodor şimdi beth bu yapımcılar neyin peşinde?
dreamer
corby
smellycat
pierrot