pop art

son dönem popülaritesi yüksek olan, sanat akımlarındandır. figürlerin tekrarlanarak farklı renklerde kullanılması, kompozisyon oluşumunda önemli yer tutar. minimalizmin uzantılarındandır.
sanat her yerdedir dolayısıyla yoktur sözlerinin sahibi olan andy warholun çocuğudur. marilyn monroe resmine yapmış olduğu çalışma en bilindik pop art örneğidir. http://onlyhdwallpapers.com/celebrity/marilyn-monroe-andy-warhol-desktop-1640x1648-wallpaper-259144
pop art denince akıllara her ne kadar;andy warhol, roy lichtenstein isimleri gelse de,yıllar yıllar önce
marcel duchamp hazır bir nesnenin;bir pisuvarın üzerine imzasını atarak new york'da sergiler ve kavram olarak pop art henüz ortada yoksa bile bu abimiz bu yolu açar.

bu olay tümüyle sanata daha doğrusu tüketilen klasik sanata indirilmiş ağır bir darbedir. abimiz tabi bununla da kalmaz,hemen ardından dahada çok tartışılacak,kıyametleri kopartacak,rönesansın baş tacı edilen eserini;mona lisa'yı tam anlamıyla yerden yere vurup paçavraya çevirecektir.bununla da yetinmeyen çılgın abimiz mona lisa'yı yemek davetiyesine koyarak;"yiyin anam yiyin,kapitalizm,tüketim çılgınlığı yiye yiye bitiremedi,sizde yamulun bu sofraya tüketin"mesajı vererek gönlümde haklı ve apayrı bir yer kazanmıştır.


eduardo paolozzi'nin "i was a rich man's plaything"adlı eseri bu kavramında isim babası olmuştur.


hem duchamp'nın mona lisası,hem de paolozzi'nin"zengin bir adamın oyuncağıydım" adlı yapıtı,dikkatlice bakıldığında;meta olan,tüketilen,ağza ve zevke uyun sunulan "kadın" figürüne çok çok güzel bir cevaptır.
pop art ifadesi, ilk defa sanat eleştirmeni lawrance alloway tarafından bağımsız grup'un (sanat dünyasının kendini beğenmişliğine ve sahteliğine karşı çıkan sanatçılardan oluşan bir topluluk) eserlerini tarif etmek üzere kullanıldı. popüler reklamlar, karikatür şeritleri, ucuz ürünler ve kitlesel medya üzerine modellenen eserler yaratarak, tüketim kültürünü kutlamayı ve gülünç bir taklidini yapmayı denediler.

alloway, pop art'ı popüler, geçici, yayılan, düşük bedelli, seri üretilmiş, gençliğe ve büyük işletmelere yönelimli olarak tanımladı. bu ifadeler, richard hamilton'ın, dev bir lolipop şeker taşıyan kaslı bir adamın bulunduğu, "bugünün evini o kadar farklı ve çekici yapan şey nedir?" diyen çalışmasıyla örneklenen eserlerini nitelendirir.

http://ayisozluk.com/lnk/a62e82

akımın kökleri, 1920'lerde yüksek sanatın övüngenliği ile dalga geçen bir grup sanatçının dadaizm adını verdikleri ortak hareketlerine kadar uzanır. liderleri marcel duchamp, mona lisa'yı bir bıyıkla resmederek ve seri üretim pisuarı tersyüz edip onu bir heykele dönüştürerek kötü bir şöhret yakaladı.



pop art, jasper johns, robert rasuchenberg ve larry rivers gibi büyük amerikalı sanatçıların temsil edildiği amerika birleşik devletleri'nde bağımsız olarak geliştirildi. birçok pop art sanatçısı, kolaylıkla tanınabilir tarzlar - eserlerine ticari bir nitelik veren markalar - benimsediler. örneğin roy lichtenstein, gerçek karikatürlerde kullanılan noktalı alanı taklit ederek dev karikatür şeritlerine benzeyen resimler yaptı.

http://ayisozluk.com/lnk/aa4426

claes oldenburg, çamaşır mandalları, rujlar ve daktilo siliciler gibi seri üretim ev nesnelerinin dev heykellerini yarattı.



duane hanson, heykelleri o kadar canlıymış gibi yaptı ki müzeye konduklarında ziyaretçileri çokça yanıltmışlardır.



andy warhol ise marilyn monroe ve başkan mao gibi ünlülerin ve campbell çorba konserveleri gibi şeylerin görsellerini mekanik biçimde seri olarak üreterek, insanoğlunu tüketim ürünleri seviyesine indirgedi.



ingiliz pop art sanatçıları, popüler kültürü ya göklere çıkarmaya ya da onunla dalga geçmeye eğimliyken amerikalı sanatçılar belirsiz görsellere daha eğilimliydiler. warhol'un araba enkazları veya kenndy suikasti konulu ipek panoları hem trajiktir hem de ticaridir.

andy warhol - araba kazası

.jpg)

andy warhol - kennedy suikasti



ancak her iki grubunda nihai hedefi, kapitalizmin sanatı da tüketimin bir nesnesine dönüştürerek onun kutsallığını bozduğunu göstermekti.

pop art akımı bazen yeni dadaizm veya yeni gerçekçilik olarak da bilinir.