tori amos

sleeps with butterflies der, hayallere daldırıp boğar bu kadın.
bir söyleşide piyano çalarken orgazm olduğunu söylemesi üzerine pj harvey' den ''altında ki sandalyedendir'' ayarını yemiş, yeteneği ve güzelliği insanın kendisini sorgulamasına neden olan, doğal kızıl hatun kişi..
peridir kendisi,peri güçleri vardır,dünyayı güzelleştirir
şarkı sözlerinin bir kısmında neil gaiman a yaptığı göndermeler bulunur çok yakın arkadaşlar.neil gaiman okurken fonda tori dinleyerek kahvemi yudumlamaktan orgazm kadar zevk alıyorum * )
yeteneklidir. güzeldir. ama o da kendisini botokslara kaptırmıştır. hafiften nicole kidman yoluna girmiştir.

haksızlık olmasın, yeteneklidir demiştim, değil mi?
şarkı söylerken birden yanaklarından öpücem,o da aldırmadan devam edecek söylemeye
benim için en önemli olan müzisyen. ayrıklığıyla, background'ıyla, söyledikleriyle, ilk çıktığında ve daha sonraları kendisini hazmetmekte zorlanan bu endüstri de herşeye rağmen taviz vermeden ayakta duruşuyla, yazdıklarıyla, aktivisit kişiliğyle, yaptığı kötü albümlerle idol alınacak bir insan.

şu an under the pink isimlii ikinci albümünü dinledim tekrar, yes anastasia'yı dinlerken, 15 yıl önce ilk dinlediğin anki gibi tüylerimi diken diken edebiliyor. spark hala daha rahatlatıyor, ın the springtime of his voodoo hala daha dinlediğim en çarpıcı ve deneysel işlerden biri.

iyi ki çıkmış karşıma müzikleri. crucify'daki kendini cezalandırmak için dini seçmesi beni korkutsa da ilk başta, öyle bağlamıştı kendisine.

ve sözlerimi de yes, anastasia'nın son kuplesiyle bitirelim.

"we'll see how brave you are
we'll see how fast you'll be running"