sevişirken başa gelen komik olaylar

a: sütyenimi çıkarayım mı?
o: sen bilirsin.
pısırıklığın kralı...
sevgilimle sevisirken bir kac kere gulmekten sevisemedigimiz oldu ama tamamen sebepsiz.. baya sevisirken bile gulup muhabbet edebiliyoruz.
otel odasında deli gibi şevirken nerem deydi yada neresi deydi bilyorum ama birimizden birisinin bir yerleri telfon avisesine çarpmış ve avize açılır açılmaz resepsiyoun baglanmış ve butun iniltiler aşagıya 5 dk sonra kapı tak tak
-------iyimisiniz efendim bi sorun varmı
____yoo bi sorun yok ? deyip mal mal bakıştıktan sonra
........ efendim sizin odadan tel geldi anlayamadıgımız çok kötu sesler geldi
____ hmmm hatlarda bi sorun oldu galiba ve
ve deli gibi seviştigin sevgili adayı 5 dk bile durmadan bu utançla burad aduramam deyip çekip gitmesi ahg ne kötu bir gundu
arabayı kuş uçmaz, kervan sıçmaz bir yere çekip güzel güzel sevişmeye başlarsınız. o anda doğal olarak gözler kapalıdır ve zaten sevişmeye tüm hücrelerle katılınmıştır. aradan bi 5 dakka geçerki, birinin cama vurmasıyla kendinize gelip neler oluyor diye ayrılmaya kalkışırsınız. bi bakrasınızki polis "camı açın" der. süklüm püklüm, ezik büzük, mal mal toparlanıp camı açarsınız. ayak üstü ufak bir sorgudan sonra "burası pek iyi bir yer değil" denilerek rahat bırakılırsınız ve gazlayıp, kuş uçan, kervan sıçan bi yer aramaya başlarsınız. aylar sonra o an aklınıza geldikçe, kendi halinize götünüzle gülersiniz.
hani misal kasığından ya da memenin ucundan yalarken bi gülme tutar seni hayır ciddi haşin gaddar helecanlı bir sevişmenin ortasındasındır ama gülme tutar konsantrasyon kaçar. komiklik deyince öylesi bir komiklik geldi aklıma.
benim de başıma gelen şeylerden birisi bundan 3-4 sene önceydi

bir adam vardı emrah, daha doğrusu çocuk, askerden gelmiş, nasıl azgın nasıl azgın anlatamam size. neyse biz çocukla buluştuk, hoş tatlı bir çocuk halasının yazlığı varmış mudanya'da hadi dedi oraya gidelim kışın ortası soğuktan götümüz donuyor, yazlık olduğundan yerlerde halı yok, biz gece boyunca 1-2-3-4-5-6... derken işte o soğuk havada duşlar alınıyor, kayganlaştırıcıları temizlemek için soğuk sularla yıkanan popolar, çıplak ayaklarla evin içinde dolaşmalar derken sabah saat 6 civarındaki bacak omuzda yapılan son postada benden dayanamayıp diye kulakları sağır edecek bir yellenme sesi geldi diyalog aynı şu şekilde

- ben: böeeaaaaaağğğğkkkk zourrrrrrpppp (yalnız bu yaklaşık 1.5 dakika boyunca sürdü devam ederek)
-koli: bismillahirrahmanirrahim, eşşedüen la ilahe illallah diye kalktı
-ben: böeeaaaaaağğğğkkkk zourrrrrrpppp
-koli: yeter artık yaaa hadi kalk gidiyoruz

der ve arabaya binip sabahın köründe anneme görünmemeye çalışarak eve girdiğim doğrudur.
kahkahalarla güldüğüm olay, ayıcan partnerimin boşalırken kendini kaybedip, yatakta en az yattığı şekilde; yarım metre hoplaması, çığlıklar atması, haykırışlarla canhıraş olmasıdır. üstüne benim de kahkahalarla korku ile karışık gülmemdir. al bir starbucks iç şimdi!*
ayının biriyle yatağa girmiş yalaşıyoruz. hatta yalaşmak da ne kelime, öyle bir sevişiyoruzki ıpıslak olmuşuz. sanki dersin sağanak yağmura tutulmuş gibi her tarafımız tükrük içinde kalmış. sonra bi ara döndük popomuzu yalayalım dedik. sevgili ayı döndü bende kaba etlerine yumuldum ve gittikçe kabaran iştahıma yenik düşüp poposuna iyice yumulmak için kaba etlerini ellerimle iyice aralamaya başladım ve ayımız dayanamadı zort"ladı. kokudan rahatsız olmadım, ama gülme krizine girince ara vermek zorunda kaldık.
ayıp ama oral da boşalmasını pek sevmem ağzıma ve sevgilimede dedim ama inadına bunu yaptı yine bi bayramdı bende üzerine geri dökdüm pantolonu batmışdı çok fenayım sanırım ben.
4 gün önce başıma gelmiş bir olaydır: bir müşteri, beni yaşadığı apartmanın kapıcı dairesi karşısındaki depo benzeri yere götürebileceğini söyledi. kapıcının işine bir yıl kadar önce son verilmişti, bu yüzden alt kat tamamen boştu.

kabul ettim.

alt kata indik, müşteri demir bir kapıyı anahtarı ile açtı... ve o eski daire, yeni deponun dibine ilerleyip diz çöktüm ve işe giriştim.

birkaç dakika geçmemişti ki "sen ne yapıyorsun orada? diye bir ses duyarak kendimi birşeylerin (sarhoşluktan hatırlamıyorum) arkasına attım. adam karanlıklar içinden toparlanarak çıktı, gelen kadını yine hatırlamadığım birşeyler diyerek yatıştırdı... ve birlikte çekip gittiler! beni depoda kilitleyerek!

inanılmaz bir bunalım içinde, depo kapısına tekmeler atmamak için dişlerimi sıkarak ne kadar bekledim? yüzyıl? on dakika? bilmiyorum.

neyse... müşteri geldi ve beni kilitli olduğum yerden kurtardı.

kolay gecelerden biriydi anlayacağınız.

edit: gelen hatun yöneticiymiş.

dostlara tavsiye: artık her bir yerde -yerini sadece yöneticilerin yerini bildiği, gizli- kameralar var. "burda yok, biliyom, gel" diyenlere pek güvenmek yanlış. ayırca raflardaki çiçek arkaları, masum kalemler, kapalı -ama ilginç pozisyonda duran- cep telefonları da kuşkulu nesneler. kendini bir sabah x... bilmemne dot com da izlemek istemeyenler lafıma kulak vermeli.
pozisyon değiştirirken partnerinizin kasığına diz atmak. seks anında olmasa da sonrasında düşündüğünüzde komik gelebilir.
diz atan ben olduğumdan komik gelmişti sanırım. onun o anı yüzünde bir gülümsemeyle hatırladığını sanmıyorum. *
şiddetli diş çarpışmasıyla yaşadığımdır. acı içinde gülerken bir yandan hala öpüşmeye devam etmekse ayrı bir komedi olmuştu.

ama en acımasızı dalyan gibi bir adamda düğme gibi bir penisçik gördüğümde ''anam, bamya bile daha büyük'' demekle yetinmeyip üstüne bir de gülmüştüm. tabiki tek gülen bendim..
küçükçekmece gölü kenarında sevişirken, şikayet edilmemiz sonucu yaşadığımız polis baskını.
yıl: geçenlerde...
sevişme bittikten sonra kelepçenin anahtarını bulamamak. *^_^*
hıçkırmak.. hem hıçkır hem vurdur hem de gül ...
uyuyakalmak.yorgunluktan olmuştu sanırım.
  • /
  • 2