sirk gerçeği

http://www.cnnturk.com/2009/dunya/12/18/... sirkler, çocuklara hayvanları sevdirmek ve insanları eğlendirmek için varlığını sürdürüyor. ancak ödenen bedel düşünülünce eğlenceden pek de eser kalmıyor. ormanların kralı aslan ormanında gezinirken şüphesiz ki ateş çemberinin içinden atlamıyor, dev cüssesiyle insanoğlunu ürküten fil ailesiyle birlikte afrika’da top oynamıyor ya da bisiklete binmiyor. peki sirkteki hayvanlar “eğlence “ adı altında yaptıkları onca şeyi nasıl yapabiliyor hiç düşündünüz mü?

kendi doğalarında, özgürce , hak ettikleri şekilde yaşamaları gerekirken “insanlar” tarafından küçücük kafeslere hapsedilerek oradan oraya sürükleniyorlar. “yaşamak” üzere kapatıldıkları kafesler o kadar küçük ki çoğunlukla sağdan sola dönecek kadar yerleri bile olmuyor. yemek odaları, yatak odaları ve tuvaletleri de yine bu küçücük kafesler oluyor. sirkler gezici ekiplerden oluştuğu için yaşam için en gerekli madde su bile kısıtlı miktarda bulunuyor. bırakın banyo yapıp temizlenmeyi bazen içecek su bile bulamadan bir sonraki durağa kadar yolculuklarına devam ediyorlar.
yarım saatlik gösteri için o hayvanlara ne kadar eziyet ediliyor farkındamısın halkım?
fotograflara bakıldığında çevredeki tiplerin gülen suratları da bir o kadar tiksinçtir. hayvanları koruma dernekleri umarım bu tür olaylara müdahale ediyorlardır.
-o maymun ipin üzerinde yürüyo ya, kesin ip var olum. valla bak. swh.
jack london'un sirk köpeği romanı, hayvan-insan ilişkileri ve dostluğu üzerine mükemmel bir romandır. çocuk romanı derler, ama büyüklere yöneliktir. sevgi ve dostluk üzerine arada hüzünlenmek isteyenler için, birkaç yılda bir final bölümünün okunması önerilir.