suriyedeki konsolosluk binası ve konsolosluk görevlilerin işid denen örgütün elinde sen hala gazze de gazze filistin de filistin deyip dur. tabi, sizlerin kaygısını da anlamak lazım, gazze'den daha fazla oy geliyor nihayetinde. filistinliler önce adam olsunlar da bükemedikleri bileği öpsünler. kim bilir belki bir gün onlar da o bileği bükebilirler. tıpkı israilli yahudiler gibi. bu politikalarla daha fazla yol katedilemeyeceği açık. bu arada gazze'de yaşanan ölümler gerçekten acı ve kabul edilemez. ancak bu acıların ve ölümlerin sebebini aşağılık arap dünyasını görünce biraz olsun anlıyorum. doğada zayıflığa yer yok maalesef. olay bu kadar basit yani. ya insanlık ne olacak zayıfların, ezilenlerin hakları, hümanizim vs. diyen gerizekalılara diyecek laf bulamıyorum.
onbinlerce gencin hiç sevmedikleri, ilgi duymadıkları, iş bulmak için yazdıkları bölümlere yerleştiklerinin, hayatlarının en güzel dört yılını sikik türkiye üniversitelerinde harcayacaklarının ilanıdır. gerçekten çok üzücü ve trajiktir.
çok hak verdiğim bir atasözümüz. atalar tecrübe etmişler de söylemişler. peki ne demek davul bile dengi dengine. "tdk evlenecek kişilerin birbirlerine denk olması gerekir" şeklinde bir açıklama yapmış. evet kabaca böyledir. aynı çevreden gelmeyen, benzer olanaklara sahip olmayan ve özellikle maddi olarak birbirlerine yakın ol(a)mayanların ilşkilerinin yürümeyeceğini anlatır. bu arada biz davul değil insanız diyenlere kıçımla gülüyor ve onlara metafor diye bir kavramın olduğunu hatırlatıyorum.
allah aşkına sizden maddi olarak çok daha rahat olan bir sevgiliniz olsa rahat eder misiniz. birlikte avrupalara, amerikalara tatile gidebilir misiniz. falanca restoranda harcayacağınız parayı düşünmeden yemek yiyebilir misiniz. her akşam dışarı çıkıp içilen anlamsızca pahalı içkilerin parasını ödeyebilir misiniz. ben yapamam arkadaş. ha bunu hiç gocunmadan yapan arkadaşlara da helal olsun. yiyin gari :))toplum dediğimiz boktan yapı kast sistemini kurmuştur bir kere. aynı maddi olanaklara sahip olanları bir arada tutar. kaynaşmalarına asla izin vermez. olası kaynaşmaları ise cezalandırır. herkes sonradan görme değil bana eksikliğimi hissettirmeyecek bir sevgili bulursam neden olmasın diye düşünebilirsiniz. ama sanmıyorum be!!
kafanız rahat etsin isterseniz kendinize yakın arkadaşlar bulun derim. dertleriniz, sıkıntılarınız, çevreniz benzer olur. birbirinizi daha iyi anlarsınız. yoksa sevgilinizin 1. dünya problemlerini dinlemekten kafayı yiyebilirsiniz.şimdi herkes kendi çevresiyle gezsin, başkasıyla iletişim kurmasın demiyorum tabi. ama bunu ben değil içinde yaşadığımız boktan dünya istiyor.
not: zengin düşmanı değilim. bunlar naçizane tespitlerim.
gay temalı filmer ise: 1. weekend 2. philedephia 3. cahil periler 4. mysterious skin 5. milk bu arada amına koyan film derken benim anladığım insanı etkileyen, ona orgazm sırasında duyulan hazlara benzer hazlar sunan filmler. izleyin de amına konulmak nasıl olurmuş görün.
bir insan duygularını neden sakladığı önemlidir. yetiştiği aile kişiyi bu hale getirebilir. malum anadolu'da duygular genelde saklanır. analar ve babalar çocuklarına duydukları sevgilerini sözlerle değil de dolaylı yollarla göstermeye çalışırlar. kişi böyle bir çevrede yetişmişse duygularını saklaması normal karşılanabilir. bazı insanlar duygularını saklamanın kendilerini daha güçlü, sıradışı vs. göstereceğini düşünürler. bu tipler genelde çok kasıntıdır. hele alkol aldıklarında bilinç altlarında yatan zırıl zırıl duygusallık öyle bir ortaya çıkar ki kaçasınız gelir. bazıları da sadece sevdikleri kişilere karşı daha duygusaldır. mesela sevgiliniz size duygusuz davranıp ailesine, diğer arkadaşlarına daha duygusal davranıyorsa muhtemelen sizi pek sevmiyordur. bunun dışında hissettiklerini piçlik olsun diye gizleyenler de vardır. bunların da içlerinde farklı hesaplar dönüyordur. er geç ortaya çıkar. bu arada bozosnn arkadaşa katılıyorum. aşırı duygusal tipler gerçekten çok zor olabiliyor. kendinizi bir kadının yanında hissediyorsunuz. bir de aşırı duygusal tipler genelde çok hassas olduklarından hem kendilerini hem sizi perişan edebilirler. bu kişilerin yanında belirli bir süre kaldıktan sonra siz de küçük emraha bağlarsanız şaşırmayın.
bunu yapıp huzur bulacağını düşünen, parasını ve vaktini nerede harcayacağını bilemeyen bu salak kokoşlara müstehak. buna harcadığınız parayı ve zamanı insanlık için, toplumun ilerlemesi için, fakirliğin azaltılması için harcasaydınız hem siz huzur bulurdunuz, hem de biz huzur bulurduk.
nuri bilge'nin "üç maymun" filmini izleyin. filmde işlenen konulardan biri de bu. aslında filmde bir kadının kocasından soğuması var. kocası bu soğumayı anlıyor. nasıl anladığını da yazmayım. bulup izleyin bi zahmet de sinema neymiş görün.
bundan daha normal ne var ayol. sıçmaya gidiyorum demesinden daha iyidir. benimki yanımda gerile gerile ossuruyor dostlar. sevgiliniz çişim var demiş onu da çok görmeyin bi zahmet.
oruç tutmamanın ve teravih namazlarına gitmemenin mümkün olmamasıdır. aile için bunlar olmazsa olmazdır. oysa siz değişeli yıllar olmuştur da onların haberi bile yoktur.
1. sabah akşam yediği şeyleri farklı açılardan fotoğraflayarak saçma sapan cümlelerle paylaşanlar. 2. yaptığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar paylaşanlar. 3. şu anda xxxx havaalanında vs. gibi paylaşımlar yapanlar. 4. her toplumsal olayın ardından yılların sosyologu gibi iletiler yazanlar. 5. her gün pasta börek resimlerini ve tariflerini paylaşan ablalar. 6. irkçı paylaşımlar yapanlar ........
muhteşem ötesi bir reha erdem filmi. anadolu'da çocukların cinsellikle tanışmaları, babalar ile oğullar arasındaki uçurumlar, doğanın bağrında huzur bulan çocuklar... mutlaka izlenmeli.
bana göre türkiye'de bir eşcinsel ilişkiyi sürdürmek şu sebeplerden dolayı güçleşiyor:
1. toplumsal baskılar: eşcinsel ilişkiler, çoğunluğu dini ve geleneksel olan çeşitli sebeplerden dolayı toplum tarafından hoş karşılanmıyor. aslında hoş karşılanması bir yana bu kişilere karşı nefret duyuluyor ve bu nefretten dolayı cinayetler işleniyor.
2. kişilerin kendilerini kabul edememeleri/tanıyamamaları: arkadaş bulma amaçlı kurulan internet sitelerinde çokça kullanılan bir söz vardır "ne istediğini bilen insanlar yazsın vs." bu bir klişe olmasının yanı sıra çokça karşılaşılan bir gerçeği de ifade eder. biz toplum olarak eşcinselliği şeytanileştirdiğimiz için kişiler bu şeytani duyguyu!! kabul edememektedirler. çoğu insan bunu bastırma yoluna gider. bazısı yaşadığı her eşcinsel ilişkiden sonra büyük pişmanlıklar duyar. kısacası bu durumdan dolayı kendimizi kabullenemeyiz. ya da ne istediğimizi bilemeyiz.
3. eşcinsel ilişkilerin gizli olmaları ve kişiler arasında bir akit bulunmaması: eşcinsel ilişkler büyük çoğunlukla gizli yaşanır ve iki kişi arasında kalır. bu gizlilik taraflara ilişkinin seyri konusunda büyük bir özgürlük verir. ancak bu özgürlüğün bedeli zaman geçtikçe ortaya çıkar. taraflar arasında aşk, sevgi ya da cinsellik dışında başka bir bağ yoktur. bir taraf başka bir şehre taşındığında, ilişkiyi sürdürmek istemediğinde ya da habersizce aniden çekip gittiğinde yapacak hiçbir şeyiniz yoktur. derdinizi anlatacağınız insan sayısı da son derece sınırlıdır.
4. evli eşcinseller: toplumsal baskı neticesinde evlenmiş, bir aileye karışmış çocukları olmuş bazı eşcinseller de başaçıkamadıkları şeytani duygularını!! tatmin etmek isterler. bu kişilerle ilişki yaşamak da son derece zor olabilir. çevremde uzun süreli eşcinsel bir ilişki yaşamış çok az evli eşcinsel var.
şimdilik benim tespitlerim bunlar. bu maddelerin sayısı artırılabilir. bu engelleri aşıp çok mutlu ilişkisi olanların bulunduğu da bir gerçektir. bu arada eşcinsel ilişki derken daha çok erkek erkeğe yaşanan ilişkiler ekseninde konuşmaya çalıştığımı da belirtmem gerekir.
suriyedeki konsolosluk binası ve konsolosluk görevlilerin işid denen örgütün elinde sen hala gazze de gazze filistin de filistin deyip dur. tabi, sizlerin kaygısını da anlamak lazım, gazze'den daha fazla oy geliyor nihayetinde. filistinliler önce adam olsunlar da bükemedikleri bileği öpsünler. kim bilir belki bir gün onlar da o bileği bükebilirler. tıpkı israilli yahudiler gibi. bu politikalarla daha fazla yol katedilemeyeceği açık. bu arada gazze'de yaşanan ölümler gerçekten acı ve kabul edilemez. ancak bu acıların ve ölümlerin sebebini aşağılık arap dünyasını görünce biraz olsun anlıyorum. doğada zayıflığa yer yok maalesef. olay bu kadar basit yani. ya insanlık ne olacak zayıfların, ezilenlerin hakları, hümanizim vs. diyen gerizekalılara diyecek laf bulamıyorum.
1. sabah akşam yediği şeyleri farklı açılardan fotoğraflayarak saçma sapan cümlelerle paylaşanlar. 2. yaptığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar paylaşanlar. 3. şu anda xxxx havaalanında vs. gibi paylaşımlar yapanlar. 4. her toplumsal olayın ardından yılların sosyologu gibi iletiler yazanlar. 5. her gün pasta börek resimlerini ve tariflerini paylaşan ablalar. 6. irkçı paylaşımlar yapanlar ........
çok hak verdiğim bir atasözümüz. atalar tecrübe etmişler de söylemişler. peki ne demek davul bile dengi dengine. "tdk evlenecek kişilerin birbirlerine denk olması gerekir" şeklinde bir açıklama yapmış. evet kabaca böyledir. aynı çevreden gelmeyen, benzer olanaklara sahip olmayan ve özellikle maddi olarak birbirlerine yakın ol(a)mayanların ilşkilerinin yürümeyeceğini anlatır. bu arada biz davul değil insanız diyenlere kıçımla gülüyor ve onlara metafor diye bir kavramın olduğunu hatırlatıyorum.
allah aşkına sizden maddi olarak çok daha rahat olan bir sevgiliniz olsa rahat eder misiniz. birlikte avrupalara, amerikalara tatile gidebilir misiniz. falanca restoranda harcayacağınız parayı düşünmeden yemek yiyebilir misiniz. her akşam dışarı çıkıp içilen anlamsızca pahalı içkilerin parasını ödeyebilir misiniz. ben yapamam arkadaş. ha bunu hiç gocunmadan yapan arkadaşlara da helal olsun. yiyin gari :))toplum dediğimiz boktan yapı kast sistemini kurmuştur bir kere. aynı maddi olanaklara sahip olanları bir arada tutar. kaynaşmalarına asla izin vermez. olası kaynaşmaları ise cezalandırır. herkes sonradan görme değil bana eksikliğimi hissettirmeyecek bir sevgili bulursam neden olmasın diye düşünebilirsiniz. ama sanmıyorum be!!
kafanız rahat etsin isterseniz kendinize yakın arkadaşlar bulun derim. dertleriniz, sıkıntılarınız, çevreniz benzer olur. birbirinizi daha iyi anlarsınız. yoksa sevgilinizin 1. dünya problemlerini dinlemekten kafayı yiyebilirsiniz.şimdi herkes kendi çevresiyle gezsin, başkasıyla iletişim kurmasın demiyorum tabi. ama bunu ben değil içinde yaşadığımız boktan dünya istiyor.
not: zengin düşmanı değilim. bunlar naçizane tespitlerim.
neden aileme eşcinsel olduğumu açıklayayım ki ? açıklarsan çok derin bir üzüntüye kapılacaklar adeta kahrolacaklar. bunu çok iyi biliyorum. hal böyleyken rahat mı batıyor da ben eşcinselim diye fırlayayım meydana. ailemin eşcinsel olduğumundan haberi bile yokken ben kendi hayatımı olabileceğim en özgür şekliyle yaşayabiliyorum. kimsenin başı ağrımıyor. bana kalırsa bu memlekette gereği yoksa kimseye cinsel kimliğinizi söylemeyin. bir gün ummadığınız şekilde karşınıza çıkıyor çünkü.
eğer aileniz bu durumunuzu kabul edip sizi destekleycekse o zaman problem yok. ama bunu kestirmek son derece güç olabiliyor.
yok ne kadar zekisin, yok elinin şekline göre kişiliğin ne, sikinin rengine göre kişiliğinin ne olduğunu öğren. bu internet testlerinden tiksiniyorum. hepsi saçma ve vakit kaybı. kişi kendisini üç beş salak resimle mi tanıyacak. ha bir de % 25, % 75 gibi oran vermişler. sözümona daha bilimsel görünüyor. bi siktirin gidin ya...
cumhurbaşkanlığı yarışında söylemleri, performansı ve kampanyasıyla son derece beğenilen ve ve benim de beğendiğim adaydır. erdoğan gibi agresif ve aşağılayıcı değil. ekmel bey gibi hitabeti zayıf da değil. ikisinin iyi taraflarını toplamış gibi. üstelik köken olarak eşcinsel haklarını önemseyen bir partinin adayı. kazansın ya da kazanmasın; ki kazanması imkansız, bu seçimlerin en göz dolduran adayıdır.
limbo
