yıllardır kirece yatırılma suretiyle tahinsiz olarak yapılan sert malzemenin, nasıl sertleştiğini çözemediğim, en çok antalya da severek yediğim ve enerji bombardımanlarına uğradığım; damlasakızlı muhallebinin tek rakibi tatlıdır.
çocukluğumuzda büyüklerin çay içmesine özenip, onları taklit ederek keyifle içtiğimiz milli içecek. tadını şekerden aldığını çok da özgün olmadığını büyüdükçe anlıyoruz.
nazlı olanların dokundurtmadığı yer olması itibarıyle, henüz karşımdakine yapmaya muvaffak olamadığım genel hadise. kendime yapıyorum, duşta şarkı söylerken, bilhassa "i feel good" derken.
ipek halat olup, osmanoğlu sülalesi gibi kanları asil olup akmaması gereken bireyleri boğma suretiyle ölümlerine neden olan, ünlü ingiliz dil bilimcisi prof. dr. minâ urgana da soyismini veren kalın mı ince mi olduğunu bilmediğim halat.
küçükken yaşadığımız yerde, fiyatı çok ucuz olduğundan; 3-4 kilogram jumbo karides alınırdı. tombul babam temizler, tombul annem pişirirdi. ve afiyetle hepsini yerdik. bunu yıllar sonra bir ortamda söyledim, insanlar gözlerini kısıp hafif küçümseyerek bakaraktan, "zengin olduğunu ıspatlamaya çalışıyor" herhalde düşüncesini güdüyorlardı. :) salyangozu yedikten sonra deniz kabuklularını bırakıp, kara kabuklularını tüketmeye geçtim. *
türkiyenin ilk primmadonnalarından suzan lutfullahın yakın arkadaşı olan melek kobra - melek tayfur olarak da bilinir-, suzan lutfullahın vefatıyla, ünlü ayşe operetinde başrol oynar. muhsin ertuğrulun kızı olup, dönemin ünlü film ve dublaj artiti ferdi tayfur ile evlenmiştir. istanbul devlet tiyatrounda tam kadrolu oynamaya başladığı yıl tüberkloz rahatsızlığından dolayı tiyatroya ara verir. eşi ferdi tayfurun uyuşturucu müptelasına oda bulaşır. veremden ötürü 25 yaşında hayata gözlerini yummuştur. ilk olarak engin cezzarla evli olan tiyatro sanatçi gülriz sururi
in kitabında ismine rastlamaktayız.gülriz sururi, suzan lütfullah ve lütfullah sururinin kızıdır.
evvela 6 ay messengerda yazışırım, sonraki 6 ay dışarıda buluşup vakit geçirip tanımaya çalışırım. ikinci yılın ilk aylarında arkadaşlarımızın olduğu ev partilerine ancak bana gelebilir. tabu falan oynarız. ikinci yılın sonuna doğru yemeğe davet edebilirim belki. ancak üçüncü yılın ortasında bende kalabilir, kanepede uyumak şartıyla! sonrasına bakarız.
yer bağdat caddesi, starbucks ,19-20 yaşlarında 2 genç kızın aralarında geçmektedir:
k1 - 3 kez össye girdiaam , kazanamadıaam.
k2 - evet yaa çok zor yapıyolaaar
k1 - bu sene de kazanamazsam amırikaya gidicıaam.
k2 - inanmıyoraam
k1 - ya evet cınaam, beyin göçü böyle oluyo işteaa ))
kürtçe de konuşsa fark etmez, insan insandır. 3-5 kelime ingilizce serpiştirmenin zarureti olmaz. dilimizin yarısı zaten yabancı dillerden gelme.
üstelik malum anda "ohhh! yeaaah baby! thats amazing ass!!!" lafları güzel gitmiyor değil. *