uzak mesafe ilişkisi

zordur, yıpratıcıdır. bir buçuk yılı ayrı geçen 2 bir uzun mesafe ilişkim var ve artık sona geldiğimi hissediyorum. onunla tanıştığım şehirden bir buçuk sene önce ayrıldığımda en nihayetinde kavuşacağımızı, artık hiçbirşeyin bizi zayırmayacağını düşünmüştüm. ayrı kaldığımız süre boyunca da kimseyle birlikte olmadım.sık sık sevgilimin yanına gidip geldim o da benim kadar sık olmasa da beni ziyaret etti. her görüşmemiz bir travma halini almaya başladı. yine ayrılık, yine özlem. artık sabrımın sınırına geldim. sanki birşeyleri kaçırıyor gibiyim. sürekli telefon görüşmeleri bunalttı beni. etrafımdaki mutlu çiftleri görmek üzmeye başladı. ve sonunda dikkatim çevremdeki insanlara kaymaya başladı. yeypyeni ve daha güzel ilişkiler kurabileceğimi farkettim. zamanımı ve gençliğimi harcadığımı düşünmeye başladım. tam işte bu noktada ona olan aşkımın bittiğini anladım. skyptan yaptığımız büyük çoğunluğu sex içerikli sohbetler ergence gelmeye başladı kendimi zavallı gibi hissettim. zamanla kopuşun eşiğine geldim. artık farkındayım ki kavuşma çabuk olmayacaksa, yıllar sürecekse bu tarz ilişkileri yürütmek hem çok zor hem de gereksiz. özlemle geçen boş yıllarınıza ve zamanınıza yazık. ha çok çok mu seviyorsunuz o halde her imkanı zorlar aynı şehirde yaşarsınız. imkanlarınızı zorlamıyorsanız zaten çok sevmiyorsunuzdur kendinizi kandırmayın, lişkinizi masaya yatırın bence. zira aşkta ve rüyada imkansızlıklar yoktur.
az evvel sona ermiş bir ilişkidir benim için. mutlu muyum üzgün mü tartışılır. özeldir, bahsedilmez aslında lakin özet geçicek olursam sonuna kadar değen bir ilişkiydi. her akşam eve dönüşte, kamerada gözüken ufacık bir gülümsemesiyle bütün yorgunluğu alır atardı üzerimden. mutluydu, sanalda gerçek ile doluydu. sevdikten ve sevildikten sonra var mıydı daha ötesi? var mıydı mesafelerin, sayıların önemi? "o" olduğunu varsaydığın kişiyle ne şartlar altında olursa olsun değerdi, pek tabii, eninde sonunda beraber olucak isen.

birçok şahsi sebepten ötürü bizim için bir gelecek yoktu, dolayısıyla da anı yaşamaya çalışmaktan başka bir amaç yoktu. denendi de tabii fakat ne kadar istesen de kokusunu alamamak, dokunuşunu veya sıcaklığını hissedememek fazlasıyla acı verici. heralde yenilen en büyük kazıklardan biriydi denizin yanlış tarafında doğmak. bir tanesi de yanlış zamanda doğmak olsa gerek.

her neyse. kime ne benden. yükünü kaldırabilene, geleceği olana hoş bir ilişkidir. umut varsa şayet, kaybedilmemelidir. ama lütfen, sahip olduklarınızın değerini bilin. imkanınız varken yanınızdakine sarılın.
kavuşma umudu bile yetiyor ya. umudu kaybetmemek lazım.
ne yazık ki yaşadım ve yaşattım.

aşamalarını şöyle özetleyeyim:

1) tanışırsınız, hoşlanırsınız. bir şeyler yaşarsınız o sürede.
2) birbirinizi çok seversiniz, ama araya mesafe girer. bunu başta göz ardı edersiniz.
3) bir taraf daha çok sever.
4) diğer taraf sıkılmaya başlar. çünkü dokunmak, öpmek istiyorsunuzdur. yanında olmasını istiyorsunuzdur.
5) sıkılan taraf ilgisizliğini belli ettikçe diğer taraf daha çok bağlanır.
6) sıkılan taraf, artık bunalır ve açıklar, bu şekilde zor olduğunu.
7) sıkılmayan taraf üzülür, ağlar kamera karşısında "yalan mıydı?" der. mal gibi izlersin bir şey diyemezsin.
8) sıkılmayan taraf ısrara başlar ki gitmek isteyen birine kal demesi anlamsızdır.
9) biter.

bitti derken haftalar sonra telefon çalar, sıkılmayan hala sıkılmamıştır. yine aynı açıklamaları yaparsınız, kendinize küfredersiniz böyle boka sarabileceğini tahmin edemediğiniz için. yine telefon kapanır.

birkaç hafta sonra mesaj gelir. bir fotonu yolla bari, özledim der. anlamsız dersin. muhtemelen kalpsiz olduğunuzu düşünür ama söylemez neyse ki.

benim yaşadığım uzun mesafede, arada bir gitmek opsiyon değildi. öyle bir seçenek olsaydı daha uzun olabilirdi, ama bilmiyorum işte. ben beceremedim. umarım siz becerebilirsiniz.
evet şuan da biraz uzakta.çok da değil aslında.1,5 saat falan.ama her anlamda maddiyat da önemli.paranın önemi yok diyebilirsiniz ama o öğrenci ben ise askerden yeni gelmişsem önemli oluyor.yani ikimizinde eli kolu bağlı bazı konularda.ha hiç görüşmedik mi tabi ki görüştük.ne de olsa fedakar bir kişi.istemez miyim her an yanımda olsun.beraber gezip tozalım,eğlenelim,aptallaşalım.sessiz sakin bir köşede,deniz kenarında oturup muhabbet edelim,enine boyuna konuşalım.deliler gibi isterim sözlük.deliler gibi...neyse canım.bu sadece ufak bir sıkıntı.aşılmaz bir gerçek değil.zaten görüşüyoruz da.seviyorum lan onu.ilk olmasına rağmen seviyorum.oda beni seviyor.yani uzak mesafemizi böyle kapatıyoruz.bizi kuvvetlendirdiğini düşünüyoruz.
yürütülebilme ihtimali tarafların abazalık düzeyiyle ters orantılı olarak değişen ilişki türü.
eğer mesafe belli bir süreç sonucunda yok olacaksa, oluru olan ilişkidir. hatta diğer ilişkilere göre tadından yenmeyendir. aylarca ayrı kalıp birbirini arzu eden iki insanın bir araya geldiğinde ortada oluşan his dünya üzerinde var olabilecek en güzel histir zannumca.
neredeyse altı senedir götürdüğüm ilişki türü. bunun az bir kısmında beraber yaşadık, sonrası hep ayrı. iş nedeniyle ayrıldık ama eğer daha iyi iş diye ölmesem aynı şehirde de kalabilirdik, ben o konuda biraz sıkıntılıydım. ilişkimiz aslında aradaki mesafeye rağmen allah bozmasın iyi gidiyor, birbirimizi çok seviyoruz da, aslına bakarsanız ben bir arada olsak nasıl yaşardık ondan korkuyorum. onla yaşamaktan sorunum yok da çevresel faktörler, aileye açıklama, iş yerindekilere, arkadaşlara açıklama falan, bilmiyorum nasıl dengesini bulurum, ve bu benim kafamı çok karıştırıyor. yüzde yüz açık ve çevresine de kendini olduğu gibi kabullendirmiş, kabullenmeyenine de yol vermiş, kendine süper güvenen bi herif olmayı çok isterdim valla. bata çıka yolumuzu bulmaya çalışıyoruz işte, benim hayattaki en önemli duygusal dayanağım o.
zor bişey sen konyadasın o izmirde durumlar gelmeye gitmeye müsailt değil ha gitmek istersin o istemez o zaman uzaktan sevmenin bi şeyin anlamı olmuyor...ama tanıştığın kişiyle daha önceyse ilişkin yüzyüze tanışıp vakit geçirilmişse o ilişkinin temeli sağlamdır
gönuller bir olsun felsefesini ve temiz niyetini yanına alıp yola çıkan insan jargonudur. teorikte fikir çok iyi ama pratiğe dökmek zor, emek ister galiba.
bırak birini sevmek, sıradan bi arkadaş olma olayına bile "uzaksın bye" tepkisi verilen bir ortamda realist olmak lazım.
sürekli yaşadığım durum. yine uzak mesafe ilişkisi kapıda hadi hayırlısı.
mesafe olunca iki kişinin arasındaki iletişim olmuyor "haberleşme" oluyor.
duruma göre sıcak bakabileceğim ilişki. ama bir farkla uzak olgusunu aradan kaldırarak. yakın olmanın ve aynı şehirde olmanın da aslında çözüm olmadığını anlamış biri olarak; sırf sevdiğim için sevdiceğimin şehrine taşınabilirim ya da onun benim şehrime taşınmasına sıcak bakabilirim. bir dönem iskenderun'da yaşayan ve orada ingilizce öğretmenliği yapan bir çocukla çıkmıştım benim için istanbul'a taşınma teklifi yapmıştı, o zamanlar salağın önde gideni olduğum için nedense sıcak bakmamıştım şimdi ve şu anda bu derece seven birini bulsam gözümü kırpmadan "atla bana gel" derim.
başlamadan biteni makbülmüş.
türkiye - çin olarak bir dönem yaşamak zorunda kaldığım, ardından 'sokarım işene, çık gel ülkene' diyerek yarime * kavuştuğum zamanları anlatan başlıktır. yaşayanlara yazıktır. sevenler kıç kıça olmalıdır. * *
yakındakini bile 5 dakika boş bırakmaya gelmiyorsa uzaktaki çok ceviz kırar çooook.
istanbul - banja luka arası ilişki yaşıyorum. birde her 2 tarafta anadilinden farklı bi dilde anlaşmaya çalışınca kavgalar sürüyle oluyor lakin sevince de oluyor yani.
bi bakıyorsun 2 ayrı bedene aynı ruhu koymuş tanrılar, sevdikçe sevesin geliyor.
türk hava yollarına verdiğim parayla ev alırdım ama olsun, bi bakışına herşeyimi veririm feda olsun.

duygusal user alert!
bu ilişkiye inanmak için 6 yılını vermiş insanlar vardır.