yama

kıyafetlerin onarılabilir eksikliklerini gidermeye yarayan işlevsel parça. kolay incinen diz kapağı, dirsek ve popo çatalında açıkları kapatır, üstünü örter, hayata kalındığı yerden devam edilir. çok sevilen giysilerin heba oluşuna seyirci kalınmamış olunur.

ama yaşanamayanların oluşturduğu açıkları yamamaya çalışıp hayata kaldığı yerden devam etse de insan bilir ki hep bir şeyler eksik kalacaktır incinen bilinçaltında. heba olup giden zamanı, yılları takvimden söküp attığını sanırsın, aslında tek yaptığın üstünü örtmek, eksik geçmişine seyirci kalmak. yamalı, amalı...
eskimişliği tamir edilebilir konuma getirmek anlamına gelebilir .kıyafetlerin eskimişiliği yamalarla düzeltmenin yanında, yamaları insan hayati üzerindeki ilşkilendirdiğimizde yaşam boyunca aldığımız yaralardır diyebiliriz.bununla birlikte akla bir tarkan şarkısı olan kış güneşi ki!. .yanlış zaman yanlış insan tutunmak imkansız bıktım artık yamalı sevdalardan diyerek devam eden sözleriyle bizi etkileyen yama kelimesi kısmıdır.gerçi doğru zaman ve doğru insan varmıdır en sağlam yama bulunabilirmi tartışılır bir durumdur dolayısıyla yamalar çeşitlilik ve değişkenlik gösterebilir..http://kisalt.be/3247vf
türkiyede asfalt yaması da vardır. yurdum insanının pratik çözümlerinden biridir. uzun vadeli düşünememenin bir sonucu olarak. kusuru kapatmakta üzerine yoktur.

hindistanda ölüm tanrısıdır ayrıca. yogada bir aşamaya verilen ad.
roman havalarında geçen bir nida... "yamaaaaa, yama yama, yaaamaa yama yama" diye...
hintlilerin fakir avuntusu.

şöyle ki aza tevazu, kimseden bir şey almama, şükür gibi ruhu besleyip bugünlük allah kerim dedirten bir felsefe.