2015 onur yürüyüşüne polis müdahalesi

alçakça olduğunu düşündüğüm eylemdir. insanlara yine polis tarafından direkt olarak plastik mermi, basınçlı su ve gaz sıkılmıştır. (bkz: şaka gibi). netice itibariyle masum insanlar istiklal caddesinin bir başından bir başına eğlenerek yürüyeceklerdir. çekemediğiniz nedir?!
böyle bir şey olabileceğini düşünmüştüm. geziden sonra artık farklılıklara tahammül iyice azaldı ve polis faşizmine daha çok rastlar olduk. bundan sonraki yıllardaki onur yürüyüşü nün yarpılmasına engel olmaz umarım.
istanbul'daki tüm lgbti dernekleri veya vakıflarının yöneticilerin hele ki komitedekilerin derhal istifa etmesini dilerim. haftalardır zaten böyle olacağına dair endişeler söyleniyordu ve geçen haftaki trans onur yürüyüşünden sonra beklentiler daha kötü bir müdahelenin yaşanması idi ve ürküyordum. yandaş medya iyice hedef gösterir olmuştu, ölüm görmedik en azından ama onuru ve pride'ı kutlamak için gelen insanlara neler döndüğünü komite ve dernek yöneticileri söylemeliydi... şimdi sanki bir savaş kazanmış gibi davranmalarını anlamıyorum, ya birine bir şey olacak diye aklım çıktı tüm gün.
"ramazan ayı diye ülkücü gençlik önümüzü kesmesin şimdi" geyiğini yaparken kolluk kuvvetlerince erkenden önlem alındı işte daha ne. *
tahammülsüz devletimizin son icraatı.her köşe başı polisle çevrili,gaz,toma,mermi maşallah elde ne varsa daldılar.bizim onurumuz ve gökkuşağı bayraklarımız vardı.lakin kazanan biz olduk.evet gaz yedik,ezilme tehlikesi geçirdik mermiyle yaralandık ama bitiremediler.şu anda hala ara sokaklarda devam eden bir parti ve direniş var.
istediğiniz kadar gelin silahlarınızla bitiremezsiniz bitiremeyeceksiniz.susmayacağız hep hayrıkaracağız.varlığımız sizi deliye çevirecek.lakin biz hep gök kuşağının altında direneceğiz.yaralanan arkadaşlara allahtan acil şifa diler pride ve ve onur haftanızın mübarek olmasını diliyorum.
bayrağını ve pankartını bırakıp, eşcinselliğe tövbe edip heteroseksüel saflara geçenlere yapılmayan müdahaledir. sonradan seçtiğin kimlikleri yok sayabilirsin belki ama ateşli gecelerinin zevk meyvelerini gaz da sıksan, öldürsen de, görmek istemesen de yok sayamazsın. çünkü; leylekler getirmedi bizi tatlım inan
bugün tüm ötekiler için taksim'deydim. şu sürekli küfür edilen, itilip kakılan, şiddet gören, nefret edilen, öldürülenler için oradaydım. şu heteroseksüellerin doğurduğu, büyüttüğü, yetiştirdiği lezbiyenler, geyler, biseksüeller, transseksüeller için oradaydım. hani şu evlat olsa sevilmeyenlerle beraberdim. 13 yıldır olduğu gibi bu yıl da 1 saatlik yürüyüş yapıp taksimi gökkuşağına boyayıp demokratik hukuk devletimize sesimizi duyurup hakkımızı arayacaktık. eşitlik haklarımızı talep edecektik. özellikle daha amerika'da aşkın ve özgürlüğün kazandığı günden hemen sonra, sokaklarda polis şiddetini gördüm, tomaları gördüm, tazyikli suyu gördüm, biber gazını gördüm, mermilerden yaralananları gördüm, joblanan insanları gördüm, tahammülsüzlüğü gördüm. kendi gibi olmayanı yok etmeye çalışan devleti, milleti gördüm. elinde pala ve sopalarla dolaşan milliyetçi müslüman faşistleri gördüm. dünya'da aşk kazanırken %99'u sözde müslüman olan ileri demokratik ülkemizde yine şiddet ve nefret kazandı. ülkem ve insanlık için yine utanç dolu bir gündü. elbet bir gün bu coğrafyada da aşk kazanacak! bu insanları siz doğurdunuz, birlikte yaşamayı da öğreneceksiniz, alışacaksınız!
görünürlüğümüz arttı artık. böyle şeylere hazır olmalıyız. daha ne saldırılar göreceğiz. zamanlar yorulacaklar. tabii bu süre içerisinde basın ve medyaya da iş düşüyor. bizde reklam yok.

zaten sokak ortasında seks yapan kızlarımızdan sonra istedikleri kadar reklam yapsınlar. neyse.
acı biber yemeye çekinen şahsımın ilk defa biber gazı yemesine sebep olan insanlık dışı müdahale. vurursunuz eyvallah da ölmezsem sıkıntı büyük * http://m.uludagsozluk.com/g/vurursunuz-e... *
her zaman barış içinde ve barış için yapılan, geçen sene ramazana denk geldiğinde kimsenin bi şey demediği ama bu yaz erk'in her ne hikmetse birden dincilik damarının hortlaması veya başka nedenlerle barış dolu gey yürüyüşünü "ramazan hassasiyeti" dolayısıyla izin vermediği, daha fenası, alışılageldiği üzere, tomalarla, biber gazlarıyla saldırılan yürüme eylemi. barıştan, sevgiden, kardeşlikten bu kadar mı korkuyosunuz be kardeşim dedirtmiştir. biz dört arkadaş gittik oraya ellerimizde bayraklarımız ve bir baktık ortalık savaş alanı istiklale sokmuyolar, bir arkadaşımı aradım arkasından polis anonsu geliyodu hemen dağılın diye, gitmek zorunda kaldık gazdan etkilenecek arkadaşımız var diye, noluyonuz kardeşim ya...