aileye açılmak

  • /
  • 10
hiçbir zaman yapamayacağımı düşündüğüm eylem,açılmayı düşünseydim küçükken yapardım,çoğu şeyin üstesinden kendim geldim. bu saatten sonra paylaşmak benim için bir şey ifade etmiyor gibi.ne kadar anlayabilirler ki hem ?
yapıp da hoş karşılananları inanılmaz bir gıptayla baktığım, benimse yapmamın imkansız olduğu eylem. bir arkadaşımın ablası bir kızgınlıkla annesine arkadaşımın geyliğini kötü cümlelerle ifade etmiş, annesi ilk başta kızıp ne diyeceğini bilemese de sonunda evladını bağrına basmış, ve arkadaşım o zaman bu zaman inanılmaz rahatlamış, şüphesiz her geyin göreceği tepkiden korkarak ailesine açılması zor ama açılırsa ve aile onu kabul ederse sonsuz bir mutluluk ve rahatlığa kavuşacağı aşikar. zira arkadaşlarınız sizi anlamayıp terketmesi koymaz ailenin terketmesi kadar.
açılan/açılmakta zorlanan insanların hikayelerini tamamen başka, onları tanımayan insanlar tarafından dile geldiği şöyle duygusal bir dışa vurumu bulunmakta.

dolaptan çıkmak çokzel. ama bunu kaldıramayacağını veya anlamayacağını düşündüğün insanlara dayatmamak lazım gibi. yani rol yap demiyorum ama ananene gidip ben aslında memelerden hoşlanıyorum dersen bunu anlayamayacaktır. insan hakları çerçevesinde düşünürsek daha güzel olmaz mı? mesela kimin elini tuttuğunu ananen kaldıramıyorsa ona açılma. onu kırma. çünkü bu biraz zamanla olabilecek bir şey. jenarasyon öyle yetişmiş gibi. zaman derken 50 yıllardan bahsediyorum. 3-5 değil. ama hukuksal çerçeve için uğraşabiliriz. sonuçta bütün insanlar hukuk önünde eşittir. eşit hakları vardır ve bunlara engel olunamaz. böylece istediğinin elini tutarsın ve kimse onun elini tuttuğun için sana ateş edemez.
duruma şöyle bakıyorum belki yanlış bakıyor da olabilirim ama baktığım yerden manzara beni huzursuz etmiyor şöyle ki ebeveynlerim beni kenara çekip bak tatlım biz heteroseksüeliz sevişiyoruz ve kardeşinle sen böyle oldu gibi bir söylemde bulunmadıkları için benim de özel hayatımdan kime ne onlara ne bunlara ne bence aşırı güzel bir bakış açım var oley
(bkz: heteroseksüellerin cinselliklerini ilan etmemesi)

bu açılma mevzularında en sinir olduğum savunma biçimi bu. " heterolar söylüyor mu da sen söylemek zorundasın, keyfine bak, kendine sakla aslanım" mantığı.

birincisi heterolar doğrudan söylemese de, dolaylı yollardan hemen her dakika heteroluklarını ilan ediyorlar.

ikincisi, bu açılma mevzusu vanilyalı mı yoksa çikolatalı dondurmayı mı tercih ediyorsun, bu tercihi kendine saklayabilirsin basitliğinde değil, eşcinselliğin doğrudan bütün hayatına etki eden bir durum olduğu, saklamak en hafif durumlarda psikolojik baskı yarattığı, en ağır durumlarda da canına kastedilen, adamı işinden eden, sağlık hizmetlerine ulaşmasını engelleyen birşey.

ibne milletinin bütün içselleştirilmiş homofobileriyle ortaya çıkıp "benim yönelimim bana önemli, kimseye söylemek zorunda değilim, onlar söylüyor mu ki?" sığlığında argümanlarını ortaya dökmelerini ve bunu çok olağan şeklinde sunmalarına valla çok sinir oluyorum.

anana babana açılmak istememenin seksen tane nedeni olabilir, hepsine de eyvallah, ama "ama onlar önümüzde sevişmiyorlar ki" sığlığındaki argümanla gelmeyin rica ederim. gittiğim psikolog malı da aynı şeyi söylemişti bana, o zaman toydum, gıkım çıkamamıştı da, şimdi bu söylemi hele eşcinsel milletinin ağzından duydukça sinirim o yüzden zıplıyor.
hiç gerek görmediğim ve görmeyeceğim eylem. desteğe, korumaya falan hiç ihtiyacım yok, olmadı.
sanki açılınca o anne baba üzülmeyecek. sanki açılınca mahalle gay köyüne dönecek, insanlar bollywood filmlerindeki gibi dans edecekler, herkes ağzından gökkuşakları kusacak.

anne babadaki ''hastalık'' bakış açısı değiştirilemiyor bazen, sadece ''normal biri'' olamadığından ''anlayışlı'' oluyorlar ki bence bu çok daha kötü.

farkındalığı yüksek olan aile durumu hemen çakar zaten, açılmaya da gerek kalmaz. tabii o derece açık fikirli bir aile olması için aile içerisinde kabul edilmiş eşcinsel bireyler bulunması ya da eşcinsel bir çevrenin var olması (yani fikrin aile algısında normalleşmesi) gerekir diye düşünüyorum. zor bu işler zor.. toplumdaki eşcinsel oranına baktığımda bu durumun neredeyse imkansız olduğunu görebiliyorum. ayrıca o kadar bağlı olmayın aileye, hayat sizin hayatınız. ekonomik özgürlüğe kavuştuktan sonra uçun yuvadan gidin, daha fazla yük olmayın onlar aksini deseler de. diğer yandan da unutmayın ki sizi anne baba kadar ölene kadar sevecek bir başka biri eğer şanslıysanız tüm hayatınız boyunca belki bir kere denk gelir. o yüzden onları da kendinizi de üzmeyin. *
uzun süredir yapmak istediğim eylem. ablama açıldım. sırada annem var ama sözlük anne kardeş gibi olmuyor. bu düşünce daha kafamda bir tomurcuk iken ara ara yanına gidip söylediğimi düşünüyorum aman aman. kalp atış hızım sonsuza doğru yakınsamaya başlıyor. ama hemen hemen her gün ve her gece kendimi yemekten, kendimi hırpalamaktan da geri duramıyorum. kaç kere korkaksın, kendinden utanıyorsun diye kendi kendime söylendiğimi bilmiyorum. kaç tane coming out videosu seyrettim, kaçında salya sümük ağladım onu da hatırlamıyorum. her seferinde aklıma annem geliyor. her coming out videosunda annem de böyle güzel tepki verse de sarılıp dursak diyorum. ama cesaretimi toplayıp da söyleyemiyorum. aynı zamanda 16 17 yaşlarında daha lisedeyken bunu ailesine söyleyebilmiş kişilere de hayranım. ben bırak söylemeyi o yaşlarda kendimi bile kabul edememişken adam ailesine söylemiş ve ailesi ile bu konuları çoktan aşmışlar ve yollarına devam ediyorlar. gta vice city'deki helikopter görevi gibi aynı yere takıldım geçeniyorum sanki. öyle bir his var içimde sözlük * neyse ailesine açılmış olanlar varsa tavsiyelerini alabilirim. gerçekten bu ara kafamı çok fazla kurcalıyor bu durum benim. iyiden iyiye rahatsız olmaya başladım.
çok iyi yazılmış bir haber değil ama geçen haftasonu ankara'daki ayrımcılık karşıtı sempozyum'da seven kaptan'ın bu konudaki sunumu aşağı yukarı ana hatlarıyla şu şekilde:

dr. seven kaptan’ın lgbti’lerin yakınlarının kabul ve açılma sürecini anlattığı sunumda, listag ve cetad ile devam eden aile buluşmaları deneyimini de aktaran kaptan; “açılma süreçlerinin çocuklar için dolaptan çıkma, aileler için dolaba girme süreci” olduğunu belirtti. ailelerin, çocuklar ailelerine açıldığı zaman, yas reaksiyonu verebildiğini ve açılma süreçlerinde “ölse bu kadar üzülmezdim”, “babamın ölümüne benzer bir acı yaşadım” gibi cümleler kurabildiğini anlattı (yas süreci için kübler-ross modeli diye aratabilirsiniz).

kaptan, sunumunda aile üyelerine açılma sürecinin, aileler için şu aşamalarını kapsadığını belirtti:

1. şok: aileler bu sürede çocuklarının değişmiş olduğunu düşünüyorlar. onlara karşı yabancılaşma hissi güdüyorlar.

“benim sevgili çocuğum, benim sevgili çocuğum değilmiş” gibi cümlelere rastlanabiliyor.

seven kaptan bu süreçte; kızgınlık, inanamama, şok gibi durumların geçmesini öneriyor.

2. inkar: bu süreç geçici bir dönem olarak nitelendiriliyor. aileler bu süreçte lgbti’lerin yaşadığı süreçlere benzer süreçler yaşayabiliyor. “sadece kafası karışık”, “değişebilir, çevrem ne der?” ve “çevrem asla bilmemeli” gibi kısıtlamalarla bu süreci geçiriyor.

aileler bu süreçte; “şimdiye kadar düzelen hastanız olmadı mı?”, “yine de evlenebilir mi?” gibi sorular soruyor. aileler buna alışmak için zamana ihtiyaç duyabiliyorlar.

3. öfke ve suçluluk: aileler yine bu süreçte “nerede yanlış yaptım?”, “bunun olabileceğini nasıl fark etmedim?”, “daha nelerle karşılaşacağım?” “çocuğum bunu anlatmadan önce ne kadar süre acı çekti?” gibi sorular soruyor.

kaptan, bu evrede ailelerin sorduğu soruların bilimsel tezlerle cevaplandığını anlattı. aileler, bu evrede psikiyatristleri “bilimin temsilcisi” olarak görüyor ve psikiyatrlardan bu tarz cevaplar bekliyor. doktorlar ise, bu cevaplarla ailelerin kaygısını hafifletmeyi amaçlıyor.

yine aileler, heteroseksüel hayallerin yasını tutuyor: “el alem ne diyecek?” “bizi kabul edecekler mi?” “çocuğumun geleceği ne olacak?” “iş bulabilecek mi?” “hayatı boyunca yalnız kalacak”

4. destekleme ve kabullenme aşamalarına göre ise aileler şöyle kendini gösteriyor:

a. destekleyici: bu tarz ailelerin bu süreçte lgbti olmayı tam anladığı anlamına gelmiyor. örneğin; bir trans kadın annesi “eskiden, 'el alem ne der?’ derken şimdi biri bir şey söylese de ağzının payını versem” diyebiliyor.

b. boyun eğen ya da koşullara bağlı destekleyici: bu tarz aileler kabullenmiş gibi görünüyor. şartlarını kesin ortaya koyup “sevgilini eve getirme”, “hormon kullanma” diyebiliyor.

c. iğneleyen, destekleyici olmayan, yargılayıcı: aileler kısıtlama ve tehditlerle lgbti çocuklarına saldırabiliyor.

çocuğunu hedef gösterme, rapor verecek doktoru silahla tehdit etme gibi durumlarda lgbti aileler arasında görülebiliyor.

5. kabulleniş: bu evre psikiyatrlar tarafından sadece çocuğu desteklemek değil, lgbti ebeveyni de olduğunu da kabullenmek olarak nitelendiriliyor.

kaptan bu süreçte lgbti aile gruplarının önemini vurguluyor. lgbti aile gruplarıyla tanışan aileler yanız olmadıklarını görme, ortak yas tutabilme, sürecin farklı aşamalarına tanıklık etme, bilgi alma/soru sorma mekanizmalarını kullanma, sorun yaşadıkları alanlara dair çözüm üretme deneyimleyebiliyor.

http://www.demokrathaber.net/lgbti/lgbti-aile-gruplari-cok-onemli-h58828.html
avustralyalı trans birey henry ailesine, facebook/iş arkadaşlarına, kısacası tanıdığı herkese eğlenceli ve ufaktan da öğretici öğeler içeren bir video ile bu süreci aradan çıkartmış. kendi deyimiyle "eğer gülebiliyorsanız bu çok büyük bir mesele değil.".

http://www.buzzfeed.com/lanesainty/this-...

bir de sir ian mckellen'ın geçmişten günümüze mektuplar konseptinde bir kitapta (kurgusal da olsa) yer alan michael'ın annesine açılma mektubu var ki,

http://www.independent.co.uk/arts-entert...

"ne olduğum için değil ama senin tam şu an nasıl hissettiğin hakkında üzgünüm anne."
açıldıktan sonra aşık olduğun kişiyi, izlediğin filmleri, ilgilerini, aşk acını da arkasından paylaşıp dertleşemeyeceksen gereksiz. aksi halde öğrenecekler de ne olacak
yılda 38 kere "emin misin" sorusunu duymama sebep olan durum.

ancak minnettarım, çünkü hayatımın çok kötü bir dönemiydi ve aynı evde yaşayıp her gün gördüğüm insanlardan saklayacak yeterince sırrım vardı zaten, artık dayanamıyordum. elbette ki kollarını açıp "ayyy canım iyi ki" diye karşılamadılar; ama artık görmezden gelmek mi denir umursamamaya çalışmak mı, yaptığım hiçbir şeye de karışmadılar. yalnızca her sene onur haftası döneminde ufak kızışmalar yaşıyoruz, galiba akıllarına geliyor durum. ama iyiyiz, daha iyi olacağız, umarım.

umarım herkes bunu söyleyebilir günün birinde. kimse kimseye açılmak zorunda değil zaten de, açılmanın inanılmaz bir yükü ortadan kaldırdığı da gerçek.
valla burada "açılmayın, ne gerek var" falan diyen pek çok kişi var, bir perspektiften haklılar da belki ama aileye açılmanın her zaman aile tarafından negatif olarak algılanacağı genellemesi yapılıyor. öte yandan lgbt çocukları olan ailelerle çalışan birisi olarak durumun hiç de bu şekilde bir genelleme yapılmasını gerektirecek şekilde olmadığını bizzat görüyorum. ne anne babalar var, tanısanız hayran kalırsınız. çocukları onlara açıldığında bir önyargı deniziyle onları boğmak yerine durumu anlamaya, öğrenmeye çalışan, soran sorgulayan, bu konulardan anlayan uzmanlara danışan, çocuğum ne olursa olsun benim çocuğumdur, kimsenin ona zarar vermesine izin vermem diyen, ellerine "benim çocuğum eşcinsel", "annenim, yanındayım" pankartları alıp pridelarda yürüyen çok yürekli, çok güzel insanlar tanıdım ben. açıldıktan sonra ailesinden böyle bir desteği gören bir lgbt çocuk ne kadar şanslıdır, ne kadar hayatın getirdikleri karşısında yüksek özgüvenli şekilde durur, ne güzel bir insana dönüşür, hiç bu perspektiften bakabiliyor musunuz?

örnek mi? boysan yakar. daha güzel bir örnek tanımıyorum ben.

öte yandan tabii hemen gaza da gelmeyin, akıllı davranın, ortamı yoklayın. eğer ters tepeceğini hissediyorsanız, yine de dikkatli davranıp kıçınızı sağlama almadan açılmamak daha mantıklı.
aldığım en doğru kararlardan biridir. heteroseksüellerin kendi yönelimlerini belirtmeye gerek duymaması, onların zaten toplum tarafından heteroseksüel olarak varsayılmasından kaynaklanıyor olabilir. açılma konusu, benim durumumda olduğu gibi aile ile ilişkileri sıkılaştırabileceği gibi bazı durumlarda da kötü sonuçlanabilir. o yüzden kimseyi yargılamak, açılma konusunda zorlamak ya da gizli kalmak konusunda teşvik etmek tehlikeli bir yaklaşımdır. herkesin şartları farklı olduğundan, ailenin sadece kan bağını temsil etmediğini hatırlamak gerekir.
bir zamanlar girişiminde bulunduğum ve sonrasında çok gereksiz bir hareket olduğuna kanaat getirdiğim hadise.
benim açılma hikayem çok çok ilginç olmuştu. ailem bir şekilde ajanlıkla bunu öğrenmişti fakat aldığım olumsuz tepki çok gariptir ki şuydu; böyle bir şeyi neden bizden saklıyorsun, biz senin aileniz her şekilde yanındayız, aptal mısın sen neden bizden saklıyorsun diye daha çok sinirlerimi bozmuşlardı. aradan aylar geçince inanın herkes alışıyor o kriz bir şekilde aşılıyor.(tabii benim ailem kabullenip sağlıklı biçimde bunu aşan tipe örnek) şimdi annem yüzümün gülüşünden anlıyor, sevgilimle barışık mıyım?, ayrı mıyım?, kavgalı mıyım? diye. hatta son günlerde aramızda geçen bomba muhabbet;

"ay ona mı üzülüyorsun oğlum, yavrum be! bir senin güzelliğine bak bir de şu adama, haşlanmış yumurta gibi! üzme kendini sen en iyilerini bulursun!" *

yine de şu var ailenin bireyi kabulu ve anlayış göstermesi çok önemliyken aynı şekilde açılmamanız da bence bir sorun çıkarmaz. yani illa ki bilmek zorunda değiller. eğer bu sosyal ilişkilere zarar verecek derecede ailede bir bozulma yaratacaksa en iyisi açılmamaktır. ayrıca kimse kusura bakmasın ama evladını her şekilde kucaklayamayan aile, aile değildir! siz onları reddedin, kendi hayatınızı kurun, dostlarınız, sevdikleriniz, aşklarınızla kendi ailenizi kendiniz kurun! unutmayın açık ya da gizli; ne yanlışız, ne de yalnız!
homojen dergi fanzin 1. sayıda konuyla ilgili yazdığım yazıda adım unutulmuştur. ben de sözlüğe bu nedenle açılmış bulunmaktayım. açılmak rahatlatır.
oldu ki kötü bir açılma yaşadınız veya açıldığınız kişiler için üzülüyorsunuz. belki de üzülen yok fakat sorular var bilgi edinmeniz gerekli. ladeg bu desteği size ve ailenize verebilir. daha önce bu süreci yaşamış anne babaların tecrübelerinden ve bilgi birikimlerinden faydalanabilirsiniz. dayanışma içine girebilirsiniz. çok tatlı şeker insanlar.
  • /
  • 10