uzun süredir yapmak istediğim eylem. ablama açıldım. sırada annem var ama sözlük anne kardeş gibi olmuyor. bu düşünce daha kafamda bir tomurcuk iken ara ara yanına gidip söylediğimi düşünüyorum aman aman. kalp atış hızım sonsuza doğru yakınsamaya başlıyor. ama hemen hemen her gün ve her gece kendimi yemekten, kendimi hırpalamaktan da geri duramıyorum. kaç kere korkaksın, kendinden utanıyorsun diye kendi kendime söylendiğimi bilmiyorum. kaç tane coming out videosu seyrettim, kaçında salya sümük ağladım onu da hatırlamıyorum. her seferinde aklıma annem geliyor. her coming out videosunda annem de böyle güzel tepki verse de sarılıp dursak diyorum. ama cesaretimi toplayıp da söyleyemiyorum. aynı zamanda 16 17 yaşlarında daha lisedeyken bunu ailesine söyleyebilmiş kişilere de hayranım. ben bırak söylemeyi o yaşlarda kendimi bile kabul edememişken adam ailesine söylemiş ve ailesi ile bu konuları çoktan aşmışlar ve yollarına devam ediyorlar. gta vice city'deki helikopter görevi gibi aynı yere takıldım geçeniyorum sanki. öyle bir his var içimde sözlük * neyse ailesine açılmış olanlar varsa tavsiyelerini alabilirim. gerçekten bu ara kafamı çok fazla kurcalıyor bu durum benim. iyiden iyiye rahatsız olmaya başladım.
ülkeden çok şehir seçmek daha mantıklı geliyor bana. daha geçenlerde de biriyle bu konuyu konuşmuştuk. adam 50'nin üzerinde ülke gezmiş bana demişti ki amerika'da ya da almanya'da bazı şehirlerde istanbul'daki kadar rahat olamayabiliyoruz. inan bana istanbul çoğu şehirden daha iyi hem lgbt konularında hem de diğer konularda demişti. bu arada bana bunu diyen türk falan değil bildiğin başka bir ülkede doğmuş ve partneri ile istanbulu ziyaret etmiş ve bir süre yaşamış bir insandı. hani türk tabii ondan öyle demiştir o falan dersiniz diye de ekledim bunu buraya. demek istediğim ülkeden çok şehir önemli bence. anadoluda gay olmak ile istanbul ankara izmir gibi büyük şehirlerde gay olmak farklı şeyler. bu üçü için de bu söylediğim geçerli. neyse fazla lafı uzatmadan şehirlerimi sıralayayım bari.
porno izleyeceksem seçimimi çoğu zaman sonundaki kamera arkalarının varlığına göre yapıyorum. ileriye sarıp en sonunda kamera arkası varsa izliyorum. özellikle sean cody'ninkiler favorim. bana aşırı doğal geliyor davranışları. set ortamı falan da burdan çok eğlenceli geliyor. sektör nasıl? oyuncular gerçekten de gay mi biseksüel mi yoksa gay for pay mi, porno filmlerinde oynadıkları çevresi tarafından biliniyor mu biliniyorsa sevgilileri bu duruma nasıl bakıyorlar, bu konu yüzünden hiç tartışma yaşadılar mı vs aklımda deli sorular var sözlük *
modern family ile glee eş cinsel temalı olmasa da eş cinsel karakterler var her ikisinde de. glee'yi kendimi kabul etme aşamasında izleyip kurt hummel'dan cesaret almıştım.
london spy yeni bir dizi. gerilimi biraz yüksek sanki. sadece bir bölüm seyrettim polisiye severler için iyi bir dizi gibi duruyor ama dediğim gibi sadece bir bölüm olduğundan dolayı yorum yapamıyorum tam olarak.
modern family'de 3 tane çiftin hayatından kesitler sunan gayet eğlenceli ** bir dizi.
yukarıda sayılmış ama özel not geçmek gerekirse looking ve please like me * dizileri benim de favorilerim. *
dün gece bulunduğum mekan. aşırı kalabalıktı. öyle ki bazen bir yerden başka bir yere gitmek için baya milletin üzerinden içine girdiğimiz oldu. onun dışında çok havasızdı. kalabalıktan dolayı klimalar yetersizdi herhalde. bir de özellikle girişte duran adamlar sanki herkese laf yetiştirme derdinde gibiydiler. ağzımızı açsak bir iğneleme, hayır o öyle değil böyle tavırları vs pek hoş değildi. umarım bunun nedeni cumartesi gecesinin kalabalıklığındandır. yoksa gay barda homofobi de ne bileyim biraz şey. bunların hepsini bir kenara bırakırsak şu zamana kadar istanbul'da gittiğim gay barlardan en çok burada eğlendim. hatta görüyorum ve arttırıyorum şimdiye kadar gittiğim en iyi gay bar buydu bile diyebilirim. tabii bunda genç insan sayısının bir hayli fazla olmasının da payı yok değil *. ha bir de şimdiye kadar hiçbir gay barda görmediğim kadar hetero çifti de burda gördüm. hatta bir çift öpüşürken üzerime düşüyordu az kalsın *.
bunlar benim favorilerim. içinden şiddetle önerdiğim ise blue is the warmest colour. ben bu kadar doğal bir filmi ömrüm hayatım boyunca seyretmedim. seyredin, seyrettirin efenim.
türkiye için konuşursak lgbti filmleri daha çok acılar, töre, örf ve anneanneler üzerinden yürüyor. en azından benim şimdiye kadar izlediklerim. gerçi sayıları da pek fazla yok ama. dünya sinemasında ise çok değişik ve farklı konularda işleniyor eş cinsellik. daha doğal geliyor bana dünya sineması. bizdeki sanki biraz acılar üzerinden yürüyor. tamam tabii ki de demiorum ki güllük gülistanlık bir hayatımız var ama insan biraz da gülmek istiyor be sözlük.
para karşılığı gaylik değil de para karşılığı gay pornolarda oynayan heteroseksüel bireylerdir. yoksa para karşılığı gay olmak toplumdan dışlanman ve psikolojinin bozulması dışında kime ne sağlayacak onu anlayamadım ben. eğer böyle bir şey varsa da amacını tüm samimiyetimle merak ettiğim eylem.
eskiden konuşacak birilerini aramak için girdiğim bir site iken bunun mümkün olmadığını anladığım zamandan sonra can sıkıntısından girdiğim siteye dönüşen yer. tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor arkadaşlar girmeyin. *swh
1 ay oldu izleyeli. soundtrackleri hala kulağımda hala dinliyorum. normalde müzikal sevmem ama buna bayıldım. hele bir de neil patrick harris'in sugar daddy performansı var can sıkıldıkça açıp izlenesi. her izlediğimde neşeleniyorum. çok tatlı adam allah sahibine bağışlasın ne diyeyim.
bulunduğu caddenin aynı castro gibi olduğunu düşündüğüm mekandı. bildiğin küçücük bir bar. üzerinde de her şeyin başladığı yer diye bir yazı yazıyor. ama bende bi castro etkisi yaratmadı açıkçası. bilemiyorum belki de milk filminden dolayı castro beni buradan daha fazla etkilemiştir. umarım stonewall filmi de bu şekilde beni etkiler.
ilk izlediğimde hüngür hüngür ağladığım, beni derinden etkileyen belgesel. ebeveynlerin duyguları, yaşadıkları ailesine açılacak olan çocuklara ailelerinin gözlerinden olaya bakmalarını sağlıyor. bu açıdan açılma sürecindekilere ve sonrasında ailelere yalnız olmadıklarını gösteriyor. izleyin, izlettirin efenim.
türkiye için konuşursak bu mekanlar fırsatçıdır. bir öğrenci olarak bir biraya 20 tl, bir millera 14 15 tl vermek *iki içki de farklı mekanlarda içilmiştir açıkçası bana çok geliyor. üzerine bir de giriş ücreti oldu mu al beni de al ulan al diyesim geliyor. şimdi giriş ücreti olmasa ve içki ücretleri de düşük olsa bütün hanzolar toplaşacak diyeceksiniz de diğer türlü de mekanlarda hep 30 yaş üstü kişiler oluyor yahu *en azından benim gittiklerimde. diğer içkili mekanlarla kıyaslarsak gay barların bu kadar pahalı olmasının sebebinin tamamen sayılarının az olmasına bağlıyorum. sadece bar demişim cafeleri de ekleyelim buna. diğer barlarda 50 cllik bira 10 tl civarı iken bu fiyatın gay barlarda 15 20 tl arasında olması açıkçası bana bunları düşündürttü. yurt dışında mesela hem gay barlarda hem de diğer barlarda içki ücretleri 3 4 dolar civarında idi. ve mekanlar da gayet kaliteli idi *en azından benim gittiklerim. umarım ileride öğrencilere de uygun gelecek güzel mekanlar açılır.
kişi başına 4 adet garsonun düştüğü yer. girişler hafta içi ücretsiz, cuma ve cumartesileri 40 tl idi en son. ha bir de açılır açılmaz akşam 11'de gitmeyin. en azından hafta içi 12'den sonra gitmeniz tavsiye edilir. mekan bomboştu biz gittiğimizde.
türkiye için konuşursak bu mekanlar fırsatçıdır. bir öğrenci olarak bir biraya 20 tl, bir millera 14 15 tl vermek *iki içki de farklı mekanlarda içilmiştir açıkçası bana çok geliyor. üzerine bir de giriş ücreti oldu mu al beni de al ulan al diyesim geliyor. şimdi giriş ücreti olmasa ve içki ücretleri de düşük olsa bütün hanzolar toplaşacak diyeceksiniz de diğer türlü de mekanlarda hep 30 yaş üstü kişiler oluyor yahu *en azından benim gittiklerimde. diğer içkili mekanlarla kıyaslarsak gay barların bu kadar pahalı olmasının sebebinin tamamen sayılarının az olmasına bağlıyorum. sadece bar demişim cafeleri de ekleyelim buna. diğer barlarda 50 cllik bira 10 tl civarı iken bu fiyatın gay barlarda 15 20 tl arasında olması açıkçası bana bunları düşündürttü. yurt dışında mesela hem gay barlarda hem de diğer barlarda içki ücretleri 3 4 dolar civarında idi. ve mekanlar da gayet kaliteli idi *en azından benim gittiklerim. umarım ileride öğrencilere de uygun gelecek güzel mekanlar açılır.
dün gece bulunduğum mekan. aşırı kalabalıktı. öyle ki bazen bir yerden başka bir yere gitmek için baya milletin üzerinden içine girdiğimiz oldu. onun dışında çok havasızdı. kalabalıktan dolayı klimalar yetersizdi herhalde. bir de özellikle girişte duran adamlar sanki herkese laf yetiştirme derdinde gibiydiler. ağzımızı açsak bir iğneleme, hayır o öyle değil böyle tavırları vs pek hoş değildi. umarım bunun nedeni cumartesi gecesinin kalabalıklığındandır. yoksa gay barda homofobi de ne bileyim biraz şey. bunların hepsini bir kenara bırakırsak şu zamana kadar istanbul'da gittiğim gay barlardan en çok burada eğlendim. hatta görüyorum ve arttırıyorum şimdiye kadar gittiğim en iyi gay bar buydu bile diyebilirim. tabii bunda genç insan sayısının bir hayli fazla olmasının da payı yok değil *. ha bir de şimdiye kadar hiçbir gay barda görmediğim kadar hetero çifti de burda gördüm. hatta bir çift öpüşürken üzerime düşüyordu az kalsın *.
porno izleyeceksem seçimimi çoğu zaman sonundaki kamera arkalarının varlığına göre yapıyorum. ileriye sarıp en sonunda kamera arkası varsa izliyorum. özellikle sean cody'ninkiler favorim. bana aşırı doğal geliyor davranışları. set ortamı falan da burdan çok eğlenceli geliyor. sektör nasıl? oyuncular gerçekten de gay mi biseksüel mi yoksa gay for pay mi, porno filmlerinde oynadıkları çevresi tarafından biliniyor mu biliniyorsa sevgilileri bu duruma nasıl bakıyorlar, bu konu yüzünden hiç tartışma yaşadılar mı vs aklımda deli sorular var sözlük *
uzun süredir yapmak istediğim eylem. ablama açıldım. sırada annem var ama sözlük anne kardeş gibi olmuyor. bu düşünce daha kafamda bir tomurcuk iken ara ara yanına gidip söylediğimi düşünüyorum aman aman. kalp atış hızım sonsuza doğru yakınsamaya başlıyor. ama hemen hemen her gün ve her gece kendimi yemekten, kendimi hırpalamaktan da geri duramıyorum. kaç kere korkaksın, kendinden utanıyorsun diye kendi kendime söylendiğimi bilmiyorum. kaç tane coming out videosu seyrettim, kaçında salya sümük ağladım onu da hatırlamıyorum. her seferinde aklıma annem geliyor. her coming out videosunda annem de böyle güzel tepki verse de sarılıp dursak diyorum. ama cesaretimi toplayıp da söyleyemiyorum. aynı zamanda 16 17 yaşlarında daha lisedeyken bunu ailesine söyleyebilmiş kişilere de hayranım. ben bırak söylemeyi o yaşlarda kendimi bile kabul edememişken adam ailesine söylemiş ve ailesi ile bu konuları çoktan aşmışlar ve yollarına devam ediyorlar. gta vice city'deki helikopter görevi gibi aynı yere takıldım geçeniyorum sanki. öyle bir his var içimde sözlük * neyse ailesine açılmış olanlar varsa tavsiyelerini alabilirim. gerçekten bu ara kafamı çok fazla kurcalıyor bu durum benim. iyiden iyiye rahatsız olmaya başladım.
daimon
