aileye açılmak

  • /
  • 10
istenmesede bir gün tam içinde bulunulan durumdur. ilk gün işitilmeyen hakaret kalmaz, bir hafta konuşulmaz. sonra bir şey yaşanılmamış gibi hayata devam etmektir.
dün itibariyle içinde bulunduğum durumdur. awkward durumlar yaşatır. şu an inkar aşamasındayız.
cesaret işidir.ilk bir kaç hafta duymadığınız hakaretler,laflar kalmaz.sonra psikiyatriste götürmeye çalışırlar zorla,her gece düzeliceksin muhabbeti yaparlar,evde herkes ağlar sızlanır baya kötü zamanlar yaşatır anlıyacağız.arada 6-7 ay geçtikten sonra bir şey yokmuş gibi herkes yoluna devam eder.aslında aileniz hala durumu kendi içinde çözmeye çalışıyordur,durumun iyi olması baya zaman alır.iyi yönleri de yok değil tabi.(bu söylediklerim homofobik aileler için geçerli)
homojen dergi için analiz edilecek başlıktır. ayrıca önemli bir başlık bizler ve takipçiler için.
ilk önce ablama söylediğim sonra ablamın ağzını tutamayıp anneme söylemesiyle devam etmiştir. babam biliyor mudur acaba? *
sonu bir doktoramı götürsek seni diye sonuçlanan up uzun terli ve sıkıntılı cümlelerdir.
yapmama gerek kalmayan iştir. zaten biliyorlarmış; kendileri sordu. ve birçok acılı dönem.
33 yaşına geldikten sonra “ulan yapsam mı yapmasam mı” diye düşündürmeye başlayan eylem. 3 sene öncesine kadar bir erkekle sevişmeyi aklına bile getiremeyen, 1 sene öncesine kadar herhangi bir tanıdığımın benim cinsel kimliğimi öğrenmesini dünyanın en korkunç şeyi olarak düşünen ben bugün aileye açılma fikrini bile ciddi ciddi düşünmeye başlamış bulunmaktayım. babam yaşıyor olsaydı bunu yapmam imkansızdı ama annemin ve abimin bilmesi bana ne getirir, benden ne götürür düşüncesini sorgulama aşamasındayım. çekip vuracak değiller ama uzun bir münakaşa evresi geçeceği malum. eşçinselliğin ne demek olduğunu uzun uzun anlatacak enerjim var mı, onu bilmiyorum. zira 1 hafta arayla 2 çok yakın arkadaşıma bunu açıkladım ve aldığım tepkilerden şunu farkettim ki, hetero dünya bu eşçinsellik meselesine gerçekten çok uzak ve çok az şey biliyorlar. yani genç, üniversite mezunu, ortalamanın çok üstünde bir kültür birikimi olan bir hetero birey, eşçinselliği sadece göt vermek olarak düşünüp, bir de aktif olanlar var dediğimde “ben onları oğlancı zannediyordum, hani osmanlı’da falan oğlancılar vardı ya” diye cevap verip kahkahayı bastığımda “hiç düşünmedim ki lan, niye eşçinsellik hakkında kafa yorayım” karşılığını verdi. bir diğeri direkt hastalıktan olaya girdi. genci bu kadar az kafa yorup bilgi sahibi değilse 65 yaşındaki anneme bunu nasıl anlatabileceğim konusunda ciddi endişelerim var. diğer taraftan da artık insanların evlilik, çoluk çocuk muhabbeti yapmasından fena halde bunalmış durumdayım ve kafamın biraz rahatlamasını istiyorum. kafa karışık biraz dostlar. tecrübesi olanlar fikir belirtirse sevinirim.
açılmaktansa bilinçli olarak yakalanmak daha iyidir.en azından istemediğiniz bi durum oluşmuş olur gelecek tepkilere göre nabza göre şerbet verebilirsiniz.ama açıklayınca başka bi alternatif varmışta bu yolu seçiomuşsunuz gibi algılanabilir. tabi en iyisi gittiği yere kadar saklayabilmek.dinleyip anlayabilecek çağdaş bi aileye sahip olduğuna inan açılsın ama anlayıp dinlemek yerine hacı hoca ve psikiatri seçenekleriyle uğraşma ihtimalinide göz önünde bulundursun.
cinsel egilim sadece seksle ilgili degildir. escinsel erkeklerin beyni bile farkli calisir. tamam homo erectus ve homo sapiens gibi degil ama 'oh hepimiz ayniyiz, sadece yataga girince erkek beceriyoruz' fikri kolayci bir yanilgidan baska bir sey degildir. eger ailenizin esit bir bireyi oldugunuzu dusunuyorsaniz bunu onlardan saklamamalisiniz. saklamak bir sure sonra hem onlara hem de kisinin kendisine yeterince saygi gostermedigini gosterir.

ortaya cikabilecek sikintilardan korkuyorsaniz, bu tamamen sizin gucsuzlugunuzdur. eger sen babana acikladiginda baban ferzan ozpetek filmindeki baba gibi kalp krizi geciriyorsa bunun sebebi babanin bu yasa gelip hala yobaz olmasidir. net. aciklayanlara boka atmayin arkadasim.
not: uber acik fikirli bir ailem yok, sizin kendinizi onlara kabul ettieniz icin buna gerek de yok. insan insani anlar. bu sadece sizin kendinizi ne kadar dogru anlattiginizla ilgili. end of story.
anneme söylememin nedenlerini çok da idrak edebilmiş değilim ama bir nedeni de şu olabilir, ileride bir gün, allah gecinden versin ama, ölüm döşeklerinde falan bu sırrım zaten açığa çıkarsa "oğlum keşke söylemiş olsaydın, niye içinde tuttun bu kadar, sana yardım edebilridik, biz senin anne babanız" falan gibi bir sahneyi yaşamamak için olabilir. zira mesela artık anlamak isteyene ayan beyan belli olan bir yaşantım olsa da, babam çok güzel bir şekilde anlamamazlıktan geliyor, konu hakkında da hiçbirşey sormuyor, hasbelkader bişi olsa, çok rahat bir şekilde "iyi de hiç bilmiyordum ki, bana hiç açmadı ki" der, işin içinden çıkar. bunu yapmadılar ama, o da onların tercihi oldu ve benim içimde de kalmamış oldu. annem dedi zaten babana söyleme diye, babama niye söylemediğim konusundaki sorumluluk da kendisi.

bunun dışında, ileride bir gün bu dünyadan ayrıldıklarında, ben "acaba söylemiş olsaydım, daha farklı, daha anlayış dolu bir ilişkimiz olur muydu" diye hayıflanmayacağım. söyledim ve bi bok olmadı, ben üstüme düşeni yaptım, onların tercihi kendi oğullarıyla ilgilenip ilgilenmemek, sorunlarını paylaşıp paylaşmamak.

üstüne üstlük annem kendi oğlunun eşcinsel olduğunu bildiği halde, benim yanımda televizyonda rüzgar erkoçlar veya benzeri bir haber çıktığında, "memleket pislik doldu" falan gibi çok fantastik laflar edebiliyor, hayret ediyorum. bunu diyen de eğitimsiz cahil birisi falan olsa hadi anlayış göster ama kendisi bir de doktor. zaten en homofobik ailelerin akademisyenler arasından çıktığını yazıyordu listagın kitabında.

öte yandan beni ahmet yıldız gibi öldürmek peşinde olmayan bir ailem olduğu için, yine de şükretmeliyim sanırım. ne zor işler bunlar ya, sorun öyle dallı budaklı ki, adam akıllı kimseye kızamıyorsun.
sanırım ömrüm "acaba annem biliyor muydu?" sorusu ile nihayete erecek!
bu yaz istemeyerek de olsa yaptığım eylem. daha doğrusu ailem anlamış eşcinsel olduğumu. hafif bir hayal kırıklığı ile "yapacak bir şey yok" lafından başka bir şey duymadım. böylece bütün o stres, baskı falan gitmiş oldu. facebook'ta rahat rahat kaslı erkekleri beğenebiliyorum. arkadaş da görmüş de beğenilerimi, "anasayfada görünüyor lan" dedi. öyle deyince şok oldum. diğer arkadaşım da "youtube yorumları da google plus'ta görünüyor hehe" dedi, öyle deyince daha da utandım.
benim yaptığım yapılmamalıdır dedirten durum,

o zaman ki sevgilimle çok büyük bir kavga edip, depresyonun en ucunu yaşarken arayıp telefonda söyledim. şuan diyorum ki allahtan yaşıyorlar, güçlü insanlarmış.

not: o depresyonda günde 5 tane ilaç kullanıyordum gerisini siz düşünün
hiç düşünmediğim, aklımın ucundan dahi geçirmediğim.
olayın kahramanları:

baba: boy: 1.95, kilo: 100, dindar, homofobik.
oğul: boy: 1.75, kilo 77, gay.

mekan: araba

b- sen de şöyle manitanı eline takıp gezsen ya.
o- ben manitamı elime takıp gezersem beni döverler.

böyle bir patlama ile açılmıştım geçen yaz.
işte bu başlığın homojen dergi'deki özeti. bu başlık ancak böyle analiz edilirdi.

http://homojen.ayisozluk.com/aileye-acilmak/
geçen yıl gerçekleştirdigim eylem. ailenin sosyo-kültürel durumuna göre tepkinin değişeceği aşikar.
  • /
  • 10