ayı sözlük günlük

  • /
  • 10
bugün iş çıkışı otobüse doğru yol alırken merdivenin son basamağına basamayıp düştüm. direndim düşmemek için tabi ben direndikçe anlamadığım şekilde hızım yükseldi. sol tamponumda hafif ezilme var ama geçecek.
çok geçmiş olsun xalo iyisiniz dimi
hafif hasarlıyım ama iyiyim. teşekkür ederim dombili.
bu gün evden çıkma niyetim olmadığı halde arkadaş ısrarıyla çıkıp kahveye batak atalım dedik. arkadaşın bi tanesi son günlerde anlam veremediğim bir şekilde her olayıma karıştığını farkettim. daha önce de ufak tefek aramızda makara oluyordu ama bu sefer abarttığını düşünüyorum. hani bende anormal bir durum var dicem de ama öyle elestirmenin dozunu kaçırdı ki harbi canım sıkılmaya başladı.

bu konu da öyle bir konu ki direk yaptığı gibi yapsan kırıcı olursun aynı şekilde devam etsen sonu daha kötüye gider anlatıp sorun ne desen alıngan olursun. ben sevdiğim insanlari kırmayı sevmem. karşımda arkadaşımın ayağı takılsa utanmasın diye görmezden gelirim. sırf güleyim diye arkadaşımın gururu kırılılacak bi şeyi malzeme yapmam. güleceksek herkesi güldürürüm. ve bu kadar hassasiyet gösterirken karşıdakinin bunu zaaf olarak kullanması gerçekten insanın canını sıkıyor. sanırım arkadaslığımızı tekrar gözden geçirmem lazım.
dün arkadaş ortamında muhabbet sırasında bir tanesi dinlerken gözünü ayırmıyor benden. hayırdır dedim! abi kpop yıldızlarına benziyorsun tenin onlar gibi pürüzsüz dedi. ulan dedim benzetmediğiniz ünlü kalmadı bir koreli olmadığım kalmıştı. beni ben olarak yazın aklınıza kimseye benzetilmekten hoşlanmıyorum dedim. eyw dedi ama kızlarda, ulan bizim bu kadar hayranımız yok kızı erkeği ayrı yürüyor sana demezler mi. millet makara yapıyor uzatmayın dedim ama böyle bir durum sık dillendiriyor, kıllanmaya başladım bu yorumlardan.
her şey göreceli, kendinden kattığın kadarını karşıdakinden beklerken bile onun gözünden bir kere bile olsa olayı görmen gerekiyor.. bu durumda adalet anlayışımız bir miktar ıslak zemine geçebilir ama olsun, tam olarak karşılık beklemeden yaşayabilmenin özünde bu gerçekliği farketmek yatıyor bence..
sıkılıyorum sözlük, kafayı yeme raddesinde değil ama sanki bir şey oldu ve damarlarımdan çekildi her şeye koşarak gitme isteği..
bir müddet böyle devam edelim bakalım..
bu günkü vize çok zordu ya, cidden öyle böyle değil. büyük ihtimalle geçerim ama biraz gerildim. neyse, bazen düşünüyorum da yok vizeymiş yok uzak ilişkiymiş çok basit dertler bunlar ya. insanlar nelerle uğraşıyorken bunları düşünüp üzülmek hayıflanmak hata belki de.
bugün gerçekleşen ankara buluşmasına gitmeyi çok istedim
7 de uçağım vardi, gidemedim
gitseydim ne yapacaktım ve nasıl bir ortam olurdu bilmiyorum
uçuş olmasaydı da hersey musait olsaydi gitmek için ne alaka lan orda seninle mi konuşacaklar diye düşünüp kaçar mıydım bilmiyorum
halen gözlemliyorum günlük
az önce lezce.com'da 50 yaşında lezbiyen bir kadına rastladım. ve bu durum beni inanılmaz mutlu etti ya. ne bileyim böyle umut doldu içim. genel profil oldukça genç olunca lgbti+ yaşlılığı da çok sıkıntılı olurmuş gibime geliyordu, onu arzularının peşinde bir kadın olarak görmek beni mutlu etti.
güzel bir günün berbat akşamını anlatıyorum, toplanın!!

bir arkadaşım aradı bugün yorgocum misafirim geldi eğlenmeye gidicez sende gelsene diye. şahsımın da ihtiyacı olduğundan düştüm yola.
neyse buluşuldu, alexandraya gidildi. 2 kadın ve bir adet yorgo ile terasa oturuldu. şansımıza gittiğimiz mekanda bir dans kursunun eğlence programı varmış, salsalar, çaçalar havalarda uçuyor bildiğiniz.

alkollerimizi yudumlarken arkadaşımın misafirine bir alıcı gözüyle baktım. dedim yorgo bu kadın güzel kapatsın mı falan diye düşüncelere dalıp gittim. neyse ki bu düşünceden hızlıca uzaklaşıp ortamın akışına bıraktılar kendilerini, bıraktılar diyorum ben dağıtınca kimse tutamıyor beni (evet).

eğlencenin kırıntılarını toplarken misafir olan arkadaş yanıma geldi. ''aşık oldum ulan yorgo'' dedi. aha bana yürüyor diye tam düşünecekken, kulağıma eğilip birilerini tarif etmeye başladı. tarifi tam duyamadım ama kafamı çevirdiğimde anlattığı kişiyi anladım. sayın misafire, çok istiyorsan konuş diye telkinde bulunurken yapamam, edemem diyince dedim ki gir belime.

efenim tarif ettiği kişi güzel bir kadınla dans ediyordu. ulaşıp yanlarına 1-2 dk john travolta dans figürlerimi gerçekleştirip kadehimi kaldırıp çocuğa doğrulttum. yuvarlak masa şövalyelerin ant töreni gibi 4 kişi aynı anda kadehleri tokuşturup, dans etmeye başladık.

asıl nihai planım anlayacağınız üzere (kim okudu buraya kadar yeşillendirin) benim karşısında ki kadını kapatıp, arkadaşımla çocuğu shiplemek. ortamları kaşarı olan ben- bu planı eksiksiz yerine getirdim ki diğer kadını da ben kapattım. neyse efenim ben biraz gaza gelip epey unuttum herkesi ve epey bir aramızda çekim oldu kızla. tabii dans ederken çocuğun sadece arkadaşı olduğunu öğrendim.

bu güzel ortam çok sürmeden ensemde soğuk bir el hissettim. bizim misafir arkadaş çekti beni kenara diyalog şu (x:arkadaş)

x: yorgo amk senin!!
yorgo: ne oluyor kızım ben ne yaptım?
x: ulan gittin çocuğu bana saldın, kızı sen kaptın!
yorgo: sen istemedin mi?
x: ulan ben dans ettiğin kızı kast ediyordum amk!!

ufak bi fatal error hatası verip, kısa süreli lal taklidi yaptım. hemen özür diledim arkadaştan. tutup kolundan ayrıldık onların yanından diğer arkadaşım zaten herkese salça oluyor onu alma bahanesiyle yanına gidip '' ulan arkadaşının lezbiyen olduğunu söyelesene'' dedim.. demez olaydım ''oha lezbiyen mi o'' tepkisi alınca aha yorgo sıçıp, anka kuşunun bulunmaz tüyünü de muntazam bir şekilde diktin dedim kendime.

ya bilmediğini bilmiyordum, sakın söyleme falan dedim, tamam dedi ve 5 dk sonra söyledi bir de neden bana söylemedin tribine girdi. bildiğiniz ortama demet akalın zehri saldım istemeden. neyse efenim biraz konuşup, durulduk derken dans ettiğim kadın gideceklerini belirtmeye geldi yanıma. yani gidiyorum numaramı al dedi, isteyemedim..
istesem hande ataizi ye ne dedin sen tokatı minvalinde bir tokat yemekten korktum..

velhasıl kelam dostlarım kızı istemeden ifşa ettim, beğendiği hatunu istemeden kapadım ve gününü zehir ettim. güne puanım 1...

tüm bunlarla birlikte bu entry votka yudumlarken girildi.
bugün dayı oldum sözlük :) küçük çirkin bi ördek yavrusu doğdu:)
yaşadığım şeye hayat demeye dilim varmıyor
sıkılıyorum sözlük çıkıp dışarı gezmek kahve içmek vakit geçirmek istiyorum ama tek başına da olmuyo be
dün gece arkadaşla rakı içelim dedik, nereden çıktı bu fikir bilmiyorum. baya bir içtik, zaten yılda belki en çok bir kere alkol tüketen biriyim. hemen kafam dönmeye başladı, kahkaha falan atıyordum. sarhoşken de hiç çekilmiyorum. kafamı anlayamadan saat 21.00 civarı uyuyakalmışım. sarhoşken bile erkenden uyuyorum. ben nasıl insanım. swh swh. bok vardı sanki. üstüne üstlük bugün yemek de yapmadım, arkadaşla dışarıda yiyelim dedik. yemek yapmaya üşeniyorum da hazırlanıp dışarıda yemeye üşenmiyorum. alın beni buradan. gülen smiley

edit: şikayetçiyim kendimden. haha
bugün yaşlı bir amcanın motorunu taşımam için yapmış olduğu s.o.s çağrısına olumlu cevap verip konteynera yüklemesine yardımcı oldum, sonucunda da nur topu gibi fıtığım oldu. tüm gün bel ağrısı çektim umarım geçicidir. bir masajınızı alırım dostlar.
sevgili sözlük.. bugün tam olarak charles baudelaire dediği gibi “her nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi hissediyorum." iyi hissedemiyorum. iyi hissedememek kötü bişey.
bu aralar yara bandı arıyorum.iyileşmesini beklemektense üstünü kapatıp mümkün olduğunca görmezden gelmek daha mantıklı gibi.
nasıl çıkıcam bu dipsiz, kör kuyudan bilemiyorum. hiç bir çıkış yolu, hiç bir ışık görünmüyor ufukta.
bugün kendimi iftariyelik gibi hissediyorum tabi ramazan ayı içerisinde olmamız bunda büyük etken. hurma da olabilirdim erik olmayı seçtim kütür kütür.
  • /
  • 10