ayı sözlük itiraf

  • /
  • 91
o kadar üzgünüm, o kadar mutsuzum ki şu an sözlük bağıra bağıra ağlamak haykırmak istiyorum... yine gece olur sessizlik çöker de ağlarım, kahrolurum diye bundan kaçmak için, sızmak için bir sürü içki içtim ama nafile... hayat denilen kısa sürenin farkına hep ölümle yüz yüze geldiğimde varmanın iki yüzlülüğünün içinde olmamdan dolayı da kendime çok kızgınım.

bir adam düşünün sözlük; öyle bir adam ki çizgili dizaltı çorabı, mikili tshirtü ve mini şortu ile nice beyaz yakalıya kafa tutmuş, karşısındaki homofobik çoğunluğun gözlerinin içine baka baka kormadan, çekinmeden; "seve seve sokak yapar, sevişe sevişe şehirler üretiriz. görünür olmazsak yok oluruz!" demiş ve bir an bile korkmamış. bir adam düşünün ki amerikadaki #lovewins devrimi sırasında türkiyenin aktivist lgbti figürü olarak amerika'ya davet almış, bizleri dünyaya, hiç çekinmeden savunmuş ve tanıtmış... tüm bunların ötesinde bir adam düşünün ki gezi direnişinde lgbti oluşumunu mücadeleye katmış "cesaret bulaşıcıdır!" mesajı ile nice lgbti'yi o günden sonra daha duyulur, daha görünür hale getirmiş...

bu mükemmel adam "boysan yakar" artık yok... kısacık yaşına bir ömür sığdırarak, o ömre nice insanın yapamayacağı başarılar katarak aramızdan ayrıldı... hala hazmedemiyor, hala kabullenemiyorum... daha çok yolumuz vardı... yoldaşımız, kardeşimiz, sevgilimiz, arkadaşımız, dostumuz boysan... olmadı hiç olmadı boysan bu...
ilk itiraf entrym olucak çünkü beklemediğim kadar hüzünlendirdi *-*

aylar süren diyetin sonunda istediğim kiloya kavuştum,
bu gün için özel hazırladığım super skinny shortumu ilk defa denedim
ama takdir dolu gözler olmayınca tüm heyecanım yok oldu!
itiraf ediyorum: lisede vücudum kıllanmaya başladığı ilk sıralar -bir yıllık bir süre boyunca- tüm vücudumu saç kurutma makinesiyle kuruttum ve taradım. alınitiraf size.
bugün çocukluk arkadaşım olan bir dostumla kahve içerken, bir anda aslında onun yanında ne kadar sıkıldığımı fark ettim, orada oluş amacımın sadece rutini devam ettirmek olduğunu, zevk almadığımı...
ve daha da kötüsü, sonrası çorap söküğü gibi geldi. yaşadığım hayattan, birlikte olduğum kişilerden haz duymadığım dank etti.
merak ettiğim, tanımak istediğim kişileri tanıyamadığımı, hayatıma bir anlam katamadığımı, uzun zamandır kimseye tutkuyla bağlanmadığımı ve o ilgiyi gösteren kişilere de haklarını teslim etmediğimi düşündüm.
kötü bir gündü kısacası.
itiraf ediyorum sözlük 31 olsam çekilmem.*
yıllardır abi dediğim böyle delikanlı görünümlü bıyıklı göbekli adam bana gay olduğunu itiraf etti. seviniyim mi üzüleyim mi bilemedim. pis homooğğğğ. şimdi çok daha yakınız.

(bkz: abi ayağı göt ayağı)
eyy üst komşu kızı.

dün gece baş başa evde sohbet ederken elektrikler kesildi. ve ansızın mum ışığında güzel güzel konuştuk. biliyorum bunu sen de düşünememiştin ama çok rezil kepaze oldum. çünkü eve ansızın aile meclis üyelerinden birileri geldi. tuhaf tuhaf bize baktılar, ben de 'hihi elektrikler kesik de, hoş geldiniz' diye şapşal şeyler dedim. meğer şalter atmış. şalter! biz de 1 saat boşu boşuna mum ışığında sohbet etmişiz. apartmanın ışıkları da yanıyormuş. gözünü seveyim bi daha gelme.
brezilyalı biri instagramdan saat farkı demeden gece gündüz yazıyor ve google translate beni uluslararası rezil ediyor."is it"lere yes it is, do you lara da yes ı do diyorum uzatmadan. çünkü uzun cevap yazıp yolladığımda mesajı anlamadığını söylüyor -ki bende anlamıyorum -ona da no pro diyorum. allah kimseyi ingilizceyle sınamasın sözlük , amen.
hayatıma birinin girmesini çok istiyorum ama adriana lima nın bile patır patır bok sıçtığını düşününce bu isteğimden hemen vazgeçiyorum.
tam üç antidepresan atıp haftayı sindirmelik gün.
evliyim ya. maalesef evliyim. karimi da seviyorum ama ona acilamiyorum bu konuda. biseksuel oldugumu ne zaman soylerim bilmiyorum.
bazen bosanmayi dusunuyorum cunku biseksuelligimi doyasiya yasamak istiyorum. ancak duzenli hayatima da kiyamiyorum.
boyle iste.
hangi adama "bana ne zararı dokunabilir ki şundaki tatlığa bak" deyip sevgi beslesem, ağzıma sıçıp hayatımdan çıktı.*
hevesim kursağımda yer etti benim. yadırgamıyor da yerini maşallah pek bir keyfi yerinde..
aceleden serçe parmağımı sehpaya her vurduğumda bana acele ettirenin dişi kamaşsın diye beddua ediyorum.*
hayatım boyunca ''dürüstüm'' gibi iddialı bir söz kullanmadım. dürüstlüğü sürekli ağzına sakız eden insanların bu kronik dürüstlüğü beni rahatsız ediyor ve onlara olan güvenim daha başlamadan sarsılıyor. tabi seda sayan dürüstüm diye diye en güvenilir ünlü seçilmiş olabilir. ama bu bile ona olan güvenimi bir kez daha sorgulatmıştır.
sıkıldım insanlardan. beni afedersiniz ama seks için kullandıktan sonra yokmuşum gibi davranmalarından, tamam bende seks yapmak istiyorum ama yetti. beni sevmemelerinden de sıkıldım. halbuki ben kolay bağlanan biriyim ve elimden geldiğince insanlar için bir şeyler yapıyorum. yoruyorlar , söylüyorum da görüşmek istemiyorsan söyle bende yoluma bakayım. yok hep aynı terane. işte çok tatlısın yakışıklısın bilmem ne. tabii bende iyi niyetli ve saf olunca kolay kanıyorum ve ağzıma sıçıyorlar afedersiniz. teşekkürler. adam gibi seven bir tane insan yok. hepsi öküz.

hayatımda tanıdığım çoğu insanda,arkadaş olarak adlandırdığım sözde arkadaşlar, öküz hepsini çıkardım hayatımdan, ihtiyacım yok sizin gibi öküzlere, çiftlik işletmiyorum sonuçta.
hoşlandığım kişiyle ilk buluşmamızda arkadaşının evine gidip hep beraber vakit geçirecektik. her kırmızı şarap içtiğimde kusarım. o gün de şarap içmeye karar verdik. eve geldik ve içmeye başladık. ev küçücüktü ve tuvalet evin salonundan sürgülü tahta bi kapıyla ayrılıyordu. ikinci şişe de biterken herkes mayışmış ve kulağını müziğe vermişti. ben de öyleydim ta ki karnımdan boğazıma doğru çıkan sıvıyı hissedene kadar. hızlıca yerimden kalktım ve tuvalete koştum. tam tuvalete girdim sürgülü kapıyı kapatıyordum ki bi baktım içtiğim tüm şarap tahta kapının üstünde ve aşağı doğru akıyor. evet içimdeki şarabı 2 saniye daha tutamamıştım ve çocuğun tahta kapısında cinayet işlemiş gibiydim. kapının her yeri kıpkırmızıydı ve tahta resmen tüm şarabı içine çekmişti. ne yapacağım nasıl temizleyeceğim derken hoşlandığım kişi iyi misin diyerek yanıma geldi ben de onu içeri aldım. kapıya baktı, bana baktı, ben ona baktım ve anırarak gülmeye başladık. evden çıkarken çocuğa kapısının ne halde olduğundan hiç bahsetmedik. muhtemelen kusmuk lekesi hala o kapıda. eğer bunu okursan, sürgülü tahta kapına kustuğum için çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum.
bir arkadaşıma açıldım. ben biseksüel erkeğim o heteroseksüel kız. açıldığım andan itibaren hiçbir şey değişmedi. eskisi gibiyiz. hatta daha bile iyiyiz. fakat biseksüelliğim konusunda sürekli konuşmaktan kaçınıyor. ilk açıldığımda da sadece "ne zaman anladın böyle olduğunu?" diye sormuştu. ondan sonraki muhabbet esnasında ben bir espri yaptığımda "ahaha doğru" demişti ve konuyu geçirmişti. bu akşam da bir erkekle olan flörtüm hakkında bir şeyler anlattım ve tepkileri "hmm, evet, olabilir" tarzı şeylerdi. konuyu daha çok irdeleyip sıkıştırmaya çalıştım ve yine tepkileri "evet, insanlar farklı hissedebilir, bence de" gibi geçiştirici cevaplardı. kızlar hakkında konuştuğumda saatlerce detaylı konuşurken erkekler hakkında konuştuğumda böyle yapması kafamda soru işaretlerine neden oldu. kendisi gayet açık fikirli ve en baştan beri beni hoş karşılayan birisi. hakkımda ne düşünüyorsun, doğruyu söyle dediğimde "hiçbir şey değişmedi, hala aynı kişisin benim için" dedi. sadece gay-biseksüel ortamına aşina olmadığı için yorum yapmıyormuş. bence bu geçerli bir sebep değil. en azından benim üzerimden fikir belirtebilir. telefonu kapatmadan da bana "biliyorum eğlence arıyorsun ama o ortamlarda fazla takılma normal insanlar gibi eğlen" dedi. ben de belki biseksüel değilim zaten kafam karışık dedim ve kapattım. halbuki köküne kadar biseksüelim. niyetim "aa ben biseksüel değilmişim" deyip bilen tek kişiyi ekarte etmek. kendisi her ne kadar hoş karşıladığını belirtse bile kaçındığı belli. ben de kendi ortamımızda fazla takıldığımı, bizim birbirimizi anladığımızı fakat hetero insanların bambaşka bir gözle baktığını fark etmiş oldum. gerçek dünyaya geri döndüm. bundan sonraki planlarım normal (bilmeyen) arkadaşlarımın yanı sıra gay-biseksüel arkadaşlar edinip bu kimliğimi farklı arkadaşlık ortamında devam ettirmek. bu zamana dek sadece seks ve ufak tefek muhabbetler harici arkadaş edinmemiştim. edinmem gerektiğine karar verdim. çünkü ne kadar yakın olursan ol hetero birisi seninle aynı açıdan bakmıyor dünyaya.
dalağına sürttüreyim işler çok karışık be sözlük..

yani ortada gözden kaçmayacak büyüklükte, dehşetli bir şekilde duruyorken, biz hiç yokmuş gibi davranıyoruz..

korkuyorum...
  • /
  • 91