ayı sözlük itiraf

  • /
  • 13
bir itirafım var. bir keresinde kepçeci amca bana lolipop karşılığında kepçesine beni bindireceğini söyledi. ben de lolipopun neyli olduğunu sordum. çilekliymiş. çok sevindim çünkü çilek dağlarda yetişen en doğal meyvedir ve ben bu şeker için herşeyi yapabilirdim. hem kepçe kullandım hem çilekli lolipopumu yedim. şimdi dağılabilirsiniz.
oncelikle şu hususu belirteyim ve sonra taşlayın ;sosyal ve sanal mecralarda pek aktif değilim çünkü teknoloji bana hep ayrımcı bi politika güttü. bikaç ay oldu ayisozluk ten haberdar olalı ve birazcık incelemeden sonra katilmak istedim ve en nihayetinde üye olmayı basarabildim (bnm için büyük bi adim).girdikten sonra mesaj geldi entry girmelisin diye; fakat bnm aklımda hep başlık açmam gerekiyormuş gibi izlenim uyandi, saatlerce sayfada gezindim aradim taradım basligi nasil acacagimi bulamadım. online olan birine yazayım dedim yediremedim.sanırım şimdi ne yapmam gerektiğini anladim. çok kisa sürdü ya. umarım doğru yapıyorum. zaten burda herkeşler çok anlayışlı çok tatlı diye de duydum .biraz cahilim bu konularda arkadaşlar.
halamı kapalı diye dışladım, küstü. *
izlediğim dizideki çatışma sahnesiyle aynı anda dışarıdan üç el silah sesi ve bağrışmalar geldi, sesi açıp izlemeye devam ettim.
edit: üzerine ocakta sigara yakarken saçımı yaktım. galiba bu gece ölüyorum.
bugün inanılmaz bi akşam yaşadım sözlük. üniversite son sınıftayım. ve 1. sınıftan beri çoook hoşlandığım bi ayı vardı. hep bakardım ona uzaktan. fotoğraflarını tekrar tekrar açıp keşke ya keşke derdim. bu akşam birden yazdı. şaka yapıyo sandım, sonra alay ediyo sandım. ama kendimi alamadım onun yanına gitmekten. bi cümle kurdum bugün aynen dedi, bi cümle kurdu bana aynen dedim. o kadar aynıydık ki. aynam gibiydi. aynadaki sarışın karşılığım.
yıllardır her ikimiz de aynı düşünmüşüz. kadıköyde en sevdiğim yerde. karaköy ve beşiktaş isteklelerinin tam ortasında, haydarpaşanın tam karşısında, kulaklarına gittim, sakalım saklaına değdi. ve o cümleyi söyledim. sonra oda kulağıma yaklaştı iyice bana karşılık verdi. herkesin ortasında sımsıkı sarıldık. sarılma bitince gözyaşına dolan gözlerim onun dolu gözlerine dokundu. resmen zaman durdu.
psikolojik sorunlarım, birkaç flashback olayı hariç, geçti. ama bu sefer de antisosyal davranışlara sahibim. örneğin, elime balta alıp yoldan geçen insanları paramparça etmek istiyorum. kafalarını ezip kanlarını içmek istiyorum. acaba kötü bir şey mi bu?
la ben mi aşırı duyarlıyım, yoksa türkiye bok çukuruna doğru mu yuvarlanıyor? abi ebru gündeş, programda ağladı, oradaki en az 100 kişi alkış tuttu. oradakiler senin benim gibi insanlar lan. hadi onu bıraktım, la seve seve ebru gündeş dinleyen gay'ler var. hadi iyimser düşüneyim, sadece şarkı için dinliyor falan diyeyim. bim'deki lisanslı ürünlere sevinenler var*. bim o insanların kalesi değil mi? neyse, ben bu kadar laf ettim de, zamanında ben de bunların ürettiği şeyleri kullandım bolca. neyse, şu televizyondaki evlendirme programını sunan insanı, moda programlarındaki jürileri görünce kalp çarpıntısı geçiriyorum. acaba normal mi?

eğer bir gün delirirsem, ilk yapacağım şey evlilik programlarını taramak olacak.

bir de şey: evlilik programlarındaki müzisyenlere hep acımışımdır. düşünsene, "ya abi ben yenilikçiyim ya, istanbul'da bir barda çalışıyorum, içki falan içiyoruz, homoseksüel dostuyum abi ben" falan diyorsun, sonra gidip homofobik insanların ağzına bakıyorsun para kazanmak için. ehehe.
genç olmama rağmen sadece babam, dedem yaşındaki erkeklerden hoşlanıyorum.
kendine acıyan insanlardan rahatsız oluyorum.
aiiiy kurtulmaya çalıştığım sülük gibi yapışan belaplusplus eski sevgilimden kurtuldaaaaam!!!3 gün 3 sene gibi geldi valla ya, yarın sitedeki cocukları toplayıp yemege götürücem. darısı tüm sevmeyip de kaçamayanlara,amen
yaz aşkı istiyorum ama adana'daki canavarlardan korkuyorum. o yüzden istanbul'a gider gitmez edineceğim. sözleşme imzalayacağız böyle okullar açılınca da elveda falan. hayaller hayatlar olmaz umarım.
sen kalk vatan için canını ortaya koy, sonra dümbük yobazın biri gelsin sana vatan haini desin.
birkaç hafta önce, sitenin yeni halini kodluyordum. siteye ekleyeceğim başlıca özellikler şunlardı:
-yazıyı spoiler tag'leri arasına aldığınızda yazının gizlenmesi,
-mobil destek,
-şikayet et, takip et gibi özelliklerin çalışır duruma getirilmesi,
-yorum özelliğinin kaldırılması, (çok karıştırıyor siteyi),
-ayı sözlük ilanlar, zirveler vb. kısımların daha göz önünde bulunmasını sağlayan tasarım,
-birkaç yeni küçük özellik, örneğin beğenilen entry'lerin favorilenmesi vb.

ama olmadı maalesef. niye buraya yazıyorum? yazayım da sizin de içinizde kalsın. *
hoşlandığım çocuk, sürekli kız resimleri beğenip duruyor. azmış herhalde. sinir oldum. sen görürsün, oyun yapımcısı olup kendi oyun motorumu yazdığım zaman yalvarırsın nolur sevgilim ol diye. pis.
buraya uzun yıllar boyunca ciddi emek veren kişilerin, sözlük sahibi ile ters düştüklerinde pat diye hemen atılmalarını, beraberinde de tüm emeklerinin yok edildiğini gördüğümden beri buraya yazma motivasyonum sıfırlanmış durumda. oysa ne çok sevip değer vermiştim, önemsemiştim burayı. atıldıklarından sonra arkalarından yapılan "ay ne olur yaz, sen yaz diye ölüyorduk sanki" tarzı cynical tavır da ziyadesiyle rahatsız edici. kalan bir avuç yazarın bir kısmının da atılanların arkasından bu tavra katılmaları da, sanki buradaki kendi varlıklarının da pamuk ipliğine bağlı değilmiş gibi görmeleri de kötü. sadece yazık diyebiliyorum, çok daha farklı yerlerde olabilirdi, çok daha etkin olabilirdi, çok daha izole kalmış insana ulaşabilir, onlara umut verebilirdi bu sözlük. vizyon darlığı dedikleri şey böyle birşeymiş.
ya bende şöyle bir durum var... bilmiyorum da sürekli yeni insanlarla tanışma isteğim var. ve nedense bu bana seksten daha yüksek bir haz veriyor.
ders çalışırken kendimi kaybediyorum. artık nasıl kendimden geçiyorsam ara verdikten sonra, uzun bir süre konuşmayı unutuyorum.*
şu an whatsapp'da arkadaşlarımla smiley kullanarak kabe'yi tavaf ediyoruz ve uzun süredir bu kadar ruhani ve huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum. galiba ben de hristiyan olacağım.
kariyer planlarımı çöpe attım ve artık bir feminist değilim. hayatımın umreye gidip dönüşte kocamın american expressi ile dutyfreeden binlerce dolarlık içki alışverişi yapıp paparazzilere yakalandığımda suratımı gizlemeye çalıştığım jet sosyete dönemine geçmek istiyorum.
  • /
  • 13