ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
değişmeyen tek şey değişimdir lafını bulanın gelmişini geçmişini sikmek istiyorum.
yanlış anlaşılmaya mahal bir asisti taça çıkaracak kadar rahat bir oyundu, şimdi açık ara defansa abanıp gelecek golleri savuşturmaya geçiyorum..

(bkz: ben öyle demek istemedim ki)

neyse, sikerlerdi zaten gerisini berisini..

(bkz: şimdi onlar düşünsün)
arkadaşıma sarılıp uyumak istiyorum ama utanıyorum. sarılmaya yani. uyuma işini geçtim, sarılması bile utanç veriyor.
pişman olmak için çok geç olmasaydı da pişman değilim sözlük hiç değilim hemde.
70'lerde ve 80'lerin başında doğan gayler ile 80'lerin sonu ve 90'larda doğan gayler arasında inanılmaz bir kuşak farkı var ve üzgünüm resmen uçurum gibi her konuda ayrıştırıyor.*
şu saatten sonra daha fazla zaman ayırıp daha fazla konulara hakim olucam. elimden geldiğince kendime özgü başlıklar açarak adabında ve yerinde entry'ler giricem.

and içiyorum, şerefe.
ne istediğimizi bildiğimizde hayat ne kadar sıkıcı oluyor farkında mısınız? ya öğretildiğinde? evet, şunu istiyormuşum. hı hı anladım. kabul. sevgilim beni sevdiğini söyler misin? tamam da onlayn değilsin ki. karşında oturuyorum. harbiden mi, keps göndersene.
sadece mutsuzken çorapla uyuyabiliyorum ve ağrı kesicileri daima çeşme suyuyla içerim.
eşcinsel erkeklerle konuşurken nedense içimde bir üzülme duygusu oluyor. sanki onu kıracakmışım gibi, sanki her şey kötü olacakmış gibi. çok kötümser bir his. anlatamıyorum. ne yapmam gerek acaba?
kimi kandırıyorum ki? yalnızlıkla sevişmek çok tatsız.
ilk defa hornet benzeri bir online dating sitesine girdiğimde, sayfalarca ve sayfalarca profil görünce başım dönmüş, şehrimdeki eşcinsel sayısına inanamamış, ondan sonra da "e amk, madem bu kadar adam var, bu insanlar neden bir araya gelip hak talebinde bulunmuyorlar, neden sindirilmeye, yok sayılmaya razı oluyorlar? madem bu kadar çokmuşuz, neden birleşip hak aramıyoruz, kendimizi bu kadar izole tutuyoruz, niye saklanıyoruz??" diye sinirlenmiş, hiddetlenmiştim. çok safmışım.

gerçi aslına bakarsanız o kadar gördüm geçirdim, hala şu ilk sorduğum sorulara yanıt bulabilmiş değilim. hakkaten ne sikime birleşip haklarımız için savaşmıyoruz, mıymıntılar?
normalde sevgili olarak biseksüel erkek tercih etmem, fakat eğer hoşlandığım gözlüklü çocuk biseksüel olsaydı*, bir ilişki düşünürdüm. en azından hevesimi alana kadar.
aylardır içten içe eriyip bittiğim, ağzından çıkan her söze hayran kaldığım, gün içinde beş dakika daha fazla vakit geçirmek için türlü bahaneler ürettiğim ve bundan keyif aldığım insandın sen, bu kadar öküz, basit ve iğrenç olabileceğini hiç düşünmemiştim, "bu adamda kırıklık var mı abi?" diye sorarken, abi demene mi, "bu adam"dan kastın mabel matiz olmasına mı yoksa eşcinsel olmasını "kırıklık" olarak ifade edip aşağılamaya gitmene mi yanayım, sinirleneyim bilemedim.. o an tüm o masayı kafana fırlatıp üzerindeki çatal, bıçak ve bilimum sivri kesici/delici aleti göğsüne saplamamak için kendimi zor tuttum..

bu kadar sığ olmayı cidden miden nasıl kaldırıyor be yunusum, düşündükçe hala elim ayağım titriyor, nefesim daralıyor..


onunla tekrar küçükbeyoğlu'na gidip kaç tane bira içtiğimin sayısını hatırlamadan "zaten aşığım" şarkısını ondan dinlemek istiyorum. şarkının müziğini de havada asılı kalmış birbirinden ayrılamayan tombik parmaklarıyla tuttuğu ritmini izlemek istiyorum.

"gözlerin gülmeli hep
dudakların öpmeli
her zerren beni düşünmeli"

kısmını yine söylesin yine kalbime dokunsun. winter is coming kutlamasını da ikinci kez yapacağız, nicelerine daim olsun lan! * * *
ayrangönüllü mavi boncuk dağıtıcılarını gördükçe yeni tanınan insanlar insanın gözünde daha da bir büyüyor be sözlük....
ayrangönüllü mavi boncuk dağıtıcılarını gördükçe yeni tanınan insanlar insanın gözünde daha da bir büyüyor be sözlük....
birini kendinizden çok sevmek insanın en çok canını yakan şeymiş, yapmayın yaptırmayın.
seviyorum valla, hem de çok.
dün hoşlandığım çocuk elimi sıktı. elimi yıkamak istemedim ama yıkamak zorunda kaldım. çok güzel kokuyordu elim.
facebookumu karıştırırken 4 sene önce yüklediğim bir albüme denk geldim, annemle güzel bir cumartesi. sanki o günü tekrar yaşamış gibi hatırladım,bana o gün bakışların,duruşun hatta adım attışın bile bana benziyor demişti. birlikte sahafa gitmiştik,bana kitap seçmişti. alışveriş yapmıştık,benimle her alışverişimizde olduğu gibi zevksiz diye dalga geçip kıyafetleri seçmişti. ozamanlar dağ gibi gelen küçük sorunlarımı anlatıp yakınıyordum. zamanı o gün durdurabilseymişim keşke. ya da hatıraları silebilsem, kaskatı kesilsem ne bileyim. seni seviyorum anne her şeyin bambaşka olmasını dilerdim,şimdi keşke bu saatte uyumadığıma kızsan,paçoz kıyafetlerimle dalga geçsen, özlüyorum, aklımda hep o cumartesindeki gibi kalacaksın.. evet derdimi sikebilirsiniz.
  • /
  • 181