bu olaydan madur olan bütün yazarlara önerim; kıtlama. *

milletin de midesin bulandırmadan bi yere boşaltıp bardağı yıkanmasına sebeptir. çay keyfine reset attırır

(bkz: bir daha yapmıycam diyip, yine yapılan şeyler)

ben şu yaşıma geldim hala bile çayın içine bitter çikolata batırıp çıkarıyorum sonra önce çayın tadına bakıp ardından çikolatayı yiyorum ve takdir edersiniz ki çayı da içip bitiriyorum.

çayın içine düşen pötibör bisküvi belki de dolaptan çıkan gaydir efendim.

siz olaya kendi açınızdan bakıp vah vah, dersiniz, belki bu durum hoşunuza gitmez tüh dersiniz, belki çay keyfinizin içine edilmiştir, ayıplayabilirsiniz, hayıflanabilirsiniz, küfredebilir, şiddete başvurabilir, dışlayabilir, ve daha pek çok olumsuzluk sergileyebilirsiniz. ama pötibör bisküvinin omzundan büyük bir yük kalkmış, kendiyle barışmış, yeni bir hayata taşınmış olabilir.

bu durumda, bu hikayedeki göt sizsinizdir. bencil, ben merkezci ve tici olabilirsiniz.

ama belki de alakası yoktur. siz yine de kafanıza takmayın...

bisküvinin kalitesine, markasına göre değişkenlik gösterir.

beklendiği gibi çıkmayan yeni sevgili gibidir hem hayatınızı hem keyfinizi bozar.

aslında çayın içine bandırma sevdası altında resmen düşürülen bisküvidir. nedense onu tutan ellerin adı geçmez. bisküvi kırılır hemen, onu tutan eller yerine.

(bkz: sen neymişsin be abi)

yeni bir bardak çay doldurmak suretiyle sorun çözülür.

(bkz: üşenenin çocuğu olmazmış)

pötibör ve çayın aşkları o kadar ateşliydi ki bu onları paramparça etti. pötibör dağıldı, çay kirlendi. çok hızlı gittiler, çok fazla birlikte kaldılar sonra boka sardı. *

çocukluğum sıcak çikolata içine düşen marshmallow'larla geçtiği için empati kuramadığım hadise. *