let the sunshine in
my friend of misery
hey you
shuffle dönebilir

pink floyd - on the turning away

manggakwha - the bookman

izliyorum yukardan.*

(bkz: hela vela velvela)

eric idle - always look on the bright side of life

olmadı

selim sesler - kasap havası

birine de tembihleriz 'cenazeye mi geldik arkadaşlar' dedirtirim.

nicholas hooper - in noctem

(bkz: huzur içinde yat dumbledore reyiz)

anathema: lost control, a fine day to exit.

kuzenlere dicem oynatın.
?angaranın bağları?

theo angelopoulos - eternity and a day



eleni karaindrou-the weeping meadow

madem ebedi istirahathanede inlenecek, o zaman böyle başlayıversin.

şinanay şinanay oba şinanay

şebnem ferah'tan hoşçakal olabilir

tabi ki "bye bye baby - bay city rollers"
(bkz: love actually)

procol harum - a whiter shade of pale

pussycat dolls - when i grow up *

aces high lütfen .

(bkz: dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor
hatçemi görenler anam sevdalanıyor)

bir playlist yapıp tüm sevdiklerimi toprağın altına çekerdim ama tabii ki ben öldükten sonra üzülmesinler, sevinsinler, biraz da isyanlı sosyal mesaj veririm diyerekten.

the notorious big - hold ya head çünkü "when i die fuck it i wanna go to hell, cause imma piece of shit it hard to fucking tell"
lily allen - fuck you çünkü "so you say it's not okay to be gay, well, i think you're just evil"

birisi de trabzon'dan gelen akrabalarım için simultane çeviri yaparsa tam olur.

(bkz: vaya con dios)

şarkı eşliğinde tabutumun elden ele gitmesi mutlu ederdi