evlilik

iki kişinin birlikte olmak için devletten izin alması. temeli sevgiyle atılan ama saygıyla ayakta tutulan birliktelik.
benim hiç bir zaman sorun etmediğim hatta çok heveslendiğim olgu, tek sorun nasıl boşanacağımda
türkiye'de sadece bir mülkiyet paylaşımı ve legal sikiş sağlayan olgudur.

samimiyeti ortadan kaldırdığını düşündüğüm resmi birliktelik.
başımdan geçen olay.

evlenirken yanınızda avukat olmaz, hakim olmaz, ama ayrılırken yanınızda bitiverirler.
hislerime tercüman şu cümle ile olay çok güzel özetlenmiştir (uzun süreli ilişki için de aynen geçerlidir);

evliliğin en kötü yanı şudur; olağanüstü birine aşık olursunuz ama zamanla bu kişi sizin için olağan bir hal alır.

(bkz: bingo)
hepberabear'e katılmak ile beraber bir berber demiş ki: ''bir insanı sevdiğiniz ya da aşık olduğunuz zaman o insanın içindeki gerçek güzelliğin farkındasınızdır. * fakat beraber yaşadıkça kaçınılmaz olarak bu görüş yok olacaktır. bir süre sonra ''ulen neyini seviyorum ki'', ''eskiden böyle değildin, çok değiştin'', ''aşk öldü'' gibi ilüzyonlara kapılmak çok normaldir. işin acı tarafı aslında kimsenin değişmemiş olması. sadece artık karşındakinin içindeki güzelliği göremeyecek kadar körleşmişsindir.''

malesef iki taraf da aynı durumda olduğundan bu durumdan kurtulabilmek için birbirini serbest bırakma haricinde başka bir opsiyon bulunmamaktadır. evlilik legal bir anlaşma olduğundan, hele bir de çocuk varsa, iş bireysel mutluluktan başka alanlara kayabilir ki genelde uzun süren tüm evliliklerde olan budur.

*
evlilik devamalılık aygıtıdır.evlilik sikik toplum ve onun kurallarını sürekliliğini sağlayan bir icattır.evli olmayan insanlar en modern toplumlarda dahi güvenilmez,hayatını rayına oturtamamış,işe yaramaz,çıkıntı,aykırı,düzene karşı bir insan gibi görülür.dinin ve geleneklerin hayatın her alanına nüfus ettiği bizim gibi ortadoğu ülkeleri içinse neredeyse zorunludur.evlilik bu salak adetleri tekrarlayıp düzene uymak ve bu düzeni devam ettirmektir.
evlilik kampitalizmin hizmetçisidir.nereden bakılırsa bakılsın evlilik denildiğinde insanın aklına yeni hayat-yeni ev-yeni eşya-yeni tatil-yeni ihtiyaçlar demektir ve tüm bunlar içinse para denilen kapitalist tanrı gerekir.yeni evlenen çiftlerin çoğu eski hayatlarında kullandıkları eşyaları istemezler.çünkü yeni hayata yeni eşyalarla başlamak lazımdır.
evlilik toplumun gözünde terfi etmektir.dünyanın en işe yaramaz ve asalak adamı olsanız dahi evlilik müessesi size bir toplumsal mevki kazandırır.diğerlerinin arasına kabul edilebilmek için ahlaksız veya basit bir insan olsanız dahi evlilik sizi saran toplumsal bir ambalajdır.
evlilik devam zorunluluğudur.boşanmak demek evliliğin getirdiği toplumsal mevki ve hakları kaybettirdiği için bu saçmalığa devam etmek zorunda bırakır.
evlilik hayat sigortasıdır.sırf sigorta poliçesi amacıyla çocuk üreten insanlar hayli fazladır.yaşlanıp kendi ihtiyaçlarınızı karşılayamaz hale gelince hayatı idame ettirmenize yardım edecek küçük kopyalarınız vardır.
evlilik devletin kontrol aracıdır.evli insan bakmakla yükümlü olduğu insanlar yüzünden kaybedecek çok şeyi olan insandır.en ufak bir cezalandırılır ve kendisi ile sorumlu olduğu eşi ve çocuklarıda bundan etkilenir.bunları göze alamayan tipler isyan nedir bilmeden sonsuz bir baş eğme ile bok gibi hayatlarından şikayet edemez.
kısaca evlilik dayatılmış her şey gibi kötüdür.insanlar aşk-sevgi-beraber yaşama gibi boyalarla bunu daha göze güzel görünen bir şeymiş gibi gösterir o kadar.
heteroseksist bir evlilik bizim türe uzak birşeymiş gibi görünse de, doğru kişiyi bulduğunuzu hissettirebilecek gelişmeleri önleme şansınız olmayabilir.
ne demiş eskiler: büyük lokma ye ama büyük laf konuşma!