happy endings

az önce izlediğim kahkaha tufanı sevgililer günü bölümünde dünyanın en anti-romantik gay karakterini romantiz çamuruna bulayarak beni benden almış amerikan dizisidir.

gelecek gay nesiller için tam bir idol olan maxin limuzinine eski sevgilisi ve eski sevgilisinin yeni sevgilisi binmişlerdir. max ve eski sevgili, selamlaşınca şu dialog gerçekleşmiştir:

eski sevgilinin yeni sevgilisi: ooh! great! another guy you know. feeling like i am always swimming against steady upstream of your ex-boyfriends. its like i am a gay sement figthing for my life in a river of bears.
max: more of a cub. but...

meali:
-ovv, harika. tanıdığın başka bir adam. sürekli olarak eski sevgililerinin akıntısına karşı yüzüyor gibi hissediyorum. adeta ayılar nehrinde hayatı için savaşan bir gay sperm gibiyim.
-daha çok cub, ama...
dizideki en mükemmel ana karakterler kuşkusuz max ve jane'dir. lakin, bazen konuk oyuncu olan süpergay kevin'ı da unutmamak gerek.*
efendim brad'in feminenliği aslında dizide kalıplaşmış etiketlemelere karşı bir göndermedir. zira dizideki en feminen karakter olan brad bir heteroseksüel seks tutkunudur. başka kim gay diye sorsanız insanların yüzde 90ı maxtan önce dave'i söyler mesela.
bu haftaki muhteşem şükran günü bölümünde yeniden onayladığım gibi gelmiş geçmiş en muhteşem dizilerden biridir.
*

tembel, umursamaz, kıllı, eşcinsel max; bekar kız, umutsuz vaka penny; eşcinseller tavırlar sergileyen, zenci brad; brad'in karısı, tutucu, otoriter, gözüpek jean; jean'in gerizekalı kız kardeşi, düğün kaçağı, nerde ne zaman espri yapacağını bilmeyen insan ve dükkanı olan alex; ve düğünde alex tarafından terkedilen, yemek karavanı olan dave.

bu kadar farklı kişiliklerin birbirleriyle olan ilişkileri, iddialar, hayatları ve diğer bir çok eğlenceli olayların anlatıldığı romantik komedi dizisi. dizinin isminin böyle olmasının sebebi her bölüm tatlıya bağlandığı için olsa gerek. başta işler sarpa sarar ama sonunda her şey düzelir.

başlarda karakterlere ısınmanız benim gibi zor olabilir ama üst üste 5-6 bölüm izleyince karakterleri benimsiyorsunuz ve kıskanmaya başlıyorsunuz. kendinizi yalnız hissediyorsunuz, niye benim böyle grubum yok diyorsunuz. hayran hayran onları izliyorsunuz...

iptal edilmesinin ardından başladığım dizi. zaten izlenecekler listemde vardı, hali hazırda dururken izleyeyim dedim. henüz 5 bölüm izlemiş olsam da oldukça komik karakterlere ve olaylara sahip olduğu ortada, iptali üzücü olmuş. "fuck the stereotypes" görüşü ile çekilmiş olması ayrı bir tat katıyor diziye, farklılaştırıyor.