insanı garip duygular içerisinde bırakan bir durum.

lanet bir durum yapacak hiç bir şeyin olmadığını bilmek adamı kabız ediyor. kafanda bin bir türlü senaryo yazıyorsun hadi onları pratiğe bile döksen yazdığın hikayenin kurgusu tutmuyor sonu gelmiyor. hayali bile çok zorken gerçeği için mucize gerek. *

aşkın mayasındaki imkansızlıkla paralellik gösteren durum.

ayrıca nasılsa imkansız anasını satayım * deyip de karşındakine söylememek, gönlünce saçmalamak da paha biçilemez. *

eskiden sürekli yaptığım şeydi. büyüdükçe nasıl oldu bilmiyorum ama git gide azaldı ve uzun süredir imkansız birine aşık olmadım. tuhaf. acaba kontrol edebiliyor muyuz kime aşık olabileceğimizi.

ask zaten kuyunun başında çekilen suzuzluk değil midir? imkanlı bi aşk görmedim ben... çünkü hep açmayacak tomurcuktur aşk. çiçek açanlar da zaten aşktan başka bir şeydir aslında. delirmekten korktuğumuz için, bir ömrü açmayacak bir tomurcuğa vakfetmeye sabrımız olmadığı için, koklayabildiğimiz çiçeğe aşk demeyi tercih ediyoruz. aşkı aşıklara bırakıp, bahçemizdeki gülleri dermeye bakalım. hep tomurcuğu beklemek mecnunların işidir çünkü.

öyle oluyor arada sırada. ben karışıyor muyum ? o istediği gibi aşık olur ben istediğim gibi aşık olurum. önemli olan herkes kendisi gibi olmalı ben şimdi o ablama karışabilir miyim neden aşık oldun diye. başka bir değişle karmaşa, çıkmaz, koca bir labirent.

insana erol evgin 'in dillere marş olan o şarkısında anlatılanları yaşatan durum.

ben imkansız aşklar için yaratılmışım
ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
yaşadım en karasını sevdaların

(bkz: hayat hikayem)

nasılsa olmayacak, arkadaşız biz olmaz öyle şey deyip. meğer karşındaki insanın da aynı şeyleri hissettiği ve ikinizin de olmaz deyip söylemediği ve en güzel aşkı kaçırdığınız bir şey.
imkansız diye bir şey yoktur. sevin arkadaşlar.

o kadar çok acı çekersiniz ki göz göre göre kendinizi yok edersiniz bir süre sonra.sizin o bakmaya doyamadığınız kişinin aslında sizin olamayacağını bilmeniz ve elinizden bir şey gelmemesi çok acıdır.siz sürekli onunla beraber olmak isterken,sürekli onu hayal ederken,belki fotoğraflarına sürekli bakarken...her gece yatmadan önce fotoğraflarına göz atarsınız hani en iyi şekilde elinizden sadece bu gelir,işte o zaman belki de yaşamak istemez insan.ölsem daha iyi dersin,belki hergün ölmekten iyidir dersin.ama belli mi olur hayat bu,kendini zorlayarak unutmayı denersin.ama aşk bu.kalbe söz geçer mi ki?geçiremezsin..yapamazsın...

aklın, mantığın, gerçekçiliğin, muhakeme yeteneğinin ve beynimizin nöroşirjik işleyişinin sapıtmasından doğar.
adı üzerinde: aşk!
aşkın ve imkansızlıklarla ifade edilen koşulların birlikteliği, bunları beyninde oluşturan faniye "mutluluk dışında" herşey verebilir!