jakuzi

ilk anlamı: kutay soyocak ve taner yücel tarafından kurulan darkwave'imsi synthpop'umsu işler yapan, bangır bangır sallamış, daha da bangır bangır sallaması ümit edilen grup, proje. kendilerine elektronik indie müziğiyle gazino müziğini birleştirdik derler.*. bir kere bir festival de pizza alacağım diye sahnelerini kaçırmıştım bir daha tövbe. geçenlerde de kaos gl tarafından homofobi karşıtı günü vesilesiyle ankara'ya uğraşmışlardır. sahneleri çok güzeldir hatta kutay sahneden aşağı atlayıp sakallarımla oynama başlayınca her şey daha da güzelleşmiştir. ve bir de transeksüel bir arkadaşımın sahneye atlayıp karşılıklı dans etmeleri*



ikinci anlamı: suyu güçlü bir burgaç gibi döndürerek vücuda masaj yapan banyo küveti.
konserleri duyduğum kadarıyla baya kötüymüş. ya sen ne kadar az gelişmiş bir canlısın oradan buradan duyduğun şeyi de gelip yazma buraya dediğinizi duyar gibiyim ama sanrım bu dediklerinizi duymazlıktan gelip tek kulaklığımı takıp diğer kulağımı size dönmek suretiyle 'anlat anlat dinliyorum' diyeceğim.
şaka. tabi ki altını dolduracağım şu saatte başka ne işim olabilir ki... bana bunu diyen arkadaşa büyük bir hevesle 'ahaaa gidek mi lan jakuziye' demiştim.. o da yine sizden iyi olmasın müzik kulağı vardır. bana jakuziyi sevdiğini, konsere o an bende hasıl olan heyecanla gittiğini ama hayal kırıklığına uğradığını söyledi. yoksa ben de severrim jakuziyi. hani az önce bir kulağımda müzikle dedikleriniz kulak ardı edeceğim dedim ya işte o kulaklıkta da jakuzi koca bir saçmalık diye bağırıyor olacak. düşünün yani...

*