kar

donmuş su buharı parçacıklarından olusur. havadan buz kristalleri olarak yağar. kışın yağması bekleniir. bundan adam yapılır, burnuna havuç takılır, üşümesin diye boynuna atkı sarılır vs. ha bir de arkadaşın ensesinden içine atılır bir avuç.
mersine hiç yağmayan şey. ancak kışın dağdan indirilir, satılır; bizde bal pekmez döküp yeriz.
yoğun yağdığında fotoğraf makinasını alıp, çocuklar gibi şen kahkahalar eşliğinde fotoğraf çekileceğinin göstergesidir.

http://imageshack.us/photo/my-images/59/dscf7247s.jpg/
kardan adamın hammaddesidir.
her bir tanesi birbirinden farklı olan donmuş su tanesi.. şapkalı a ile yazılırsa alım ve satım arasındaki fark....
hakkında sabah birisinin espirisine maruz kalınca,az kalsın bileklerimi kesecektim..

bi arkadaş: aaaa,bak psk2,karyola yağmış..ahaha
psk2:?!?!
bi arkadaş:ahahaha,lan allah belamı vermesin,komikti kabul et olm.
psk2:anlıyorum,neyse kendine iyi bak canım.
günlerdir yağıp duran,hayatı durma noktasına getiren ve artık sevmediğim hava olayı.
şu an bulunduğum yerde* böyle devam ederse yakında ulaşımı tünellerle sağlayacağımızı düşündüğüm doğa olayı.
ilk tuttuğunda üzerine basınca çıkan kırt kurt sese hasta olduğumdur. ertesi gün o süper ses yerini çamurla beraber çap çupa bırakır ya işte ona illet olurum.
çile ile eş anlamlı sözcük...
önce sefasını sürdürür , sonra da sefasını çektirir.
5 gün bounca ciddi ciddi her yerde kar vardır..
http://www.dmi.gov.tr/tahmin/turkiye.aspx?g=5
tanım: bir mal veya hizmetin maaliyet fiyatı, satış fiyatından az ise aradaki farka " kar" denir.
orhan pamuk kitabı. kars ta geçer.
game of thornes adlı kitap/dizi serisinde, eddard stark ın piç oğlu (snow)
tezer özlü anlatısı.

"bir gün holün karanlık bir girintisinde olan mutfağa girdiğimde, (daha kapıdayken) ninemi karnını açmış, karnına bir bıçak dayamış, -beklerken- gördüm. ben de kapı eşiğinde bekledim bir süre. o ise hareketsiz durmaktaydı. eli bile titremiyordu. hiç bir şey yapmıyordu. ben de bir şey yapmıyordum. beni görmüyordu. ben onu görüyordum."

"kendimi kaybedeceğim, taa şu dağların ardına gideceğim, derken, bana gerideki bozdağları gösterdi. kendini dağlarda dolaşarak kaybetmenin ne olduğunu hiç anlamadım."

http://epigraf.fisek.com.tr/?num=398
günlerdir istanbul'a gelecek diye beklenen. gelse de yağsa bir güzel.
her kış ağzımı burnumu kırmama vesile olsa da yağsın istediğim. sonbahar çakması kışlar yaşıyoruz o olmayınca istanbul'da.
suyun en güzel ve en feci hali!
nefret ettiğim doğa olayı.bu pislik şey her şeyin üstünü örtüyor resmen umutsuzluk göstergesi.soğuk ve ıslak olması da ayrı rezalet.romantik falan değil resmen işkence.
ne demiş atalarımız kar zengini damına fakirin ebesini amına yağar.bir an önce git burdan seni gidi beyaz pislik!!