kibritçi kız

aç karnı ve yorgun bedeni uykuya dalar, soğuk hava etkilemez onu artık, ölen ninesini görür ve ona elini uzatır. bu dünyadan gidişini hayal dünyasının en güzel efektleriyle anlatsalarda, ölüm üzer elbette. özellikle genç bedeninin yokluğa ve fakirliğe yenik düşüşü içler acısıdır.
çocukluğumzun acıklı masallarından. noel gecesi kibrit satmaya devam eden küçük kızın hayallere dalıp, karlı ve soğuk havada ölümünü anlatır.
hangi akla hizmet çocuklara okutulur anlam veremediğim hikaye.
hans christian andersen kaleminden çıkmıştır, zaten böyle hüzünlü hikayeler yazar kendisi.
hayat fenadır, berbattır! ve bu masal bir çocuk hikayesinden ziyade hayata yakılan ağıttır. ne yazıkki kibritçi kızlar şu an bile istanbul sokaklarında donuyor... belli yaş altı çocuklara okutulması sakıncalı olabilir.

(bkz: kurşun asker )
çelik'in muhteşem yorumladığı bir şarkısı... (dilediğimde içesim geliyor)

bi kibrit çak kalbimi yak
söndür at yere ez geç beni
bi nefes çek üfür ruhuma
can ver bana yaşat beni
her nefeste derin derin
bir öldür bir dirilt güldür beni
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
ben kibritçi kız değilim ki

aşk ateşi sönünce çağır beni
bi kibrit çak kalbimi yak
söndür at yere ez geç beni
sen istersen her şey biter
her şeyi boş ver sen gel yeter
ismin yeter cismin yeter
seslen yeter emret yeter
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
beni salya sümük ağlatan sözde çocuk kitabı.
cocuklugumun soguk geceleri rumuzunu ne zaman görsem aklıma gelen hikaye.
çocukken hüngür hüngür ağlayarak okuduğum hikaye. nasıl da derinden etkilenmişim hala hatırlıyorum o hissi.