misafir odası

çekirdek aile veya fazlasını barındıran evlerin en atıl, en yaşanmışlıktan mahrum odası. örtülerle kapatılmış koltukların bulunduğu, ayak basılmasına müsaade edilmeyen el pençe divan olmanın adresi. hani şu x artı 1in artı 1i misali. mobilyalar da konuyla bağlantılı olarak klasik tarzda seçilir ki rahat edilemesin, kullanılmasın, o hep sağlanmaya çalışılan ciddiyeti korusun. buralarda yatsan yatılmaz, bu odayı kaldırıp atsan atılmaz. anne diye bir engel var sonuçta.

(bkz: misafir sigarası)
sobalı evde geçen çocukluk yıllarımda, daha sakin ve sessiz olduğu ve tüm defterlerimi kitaplarımı üzerine yayarak rahatça çalışacağım büyük bir masası bulunduğu için, soğukta titreyerek ders çalışmak anlamına gelirdi. oturma odasındaki gürültüden rahatsız olup da, misafir odasında çalışmak için pılıyı pırtıyı toplamaya başladığımda abim "bizim yalnız kurt vahşetin çağrısına karşı koyamayıp kuzey kutbuna gidiyor yine" derdi.
sırf misafir için alınan mobilya ve süs eşyalarıyla övünen tek halk olmamızı sağlayan misafir alanı,elalem uzaya üs kuruyor mnskym biz misafir odasını kurmaya çalışıyoruz eve tey tey.
eskimiştir efendim. yerini yeni mimaride yaşam odası almıştır.
çocuklar için yasak bölge, genelde dağıtmayayım diye kitli tututulurdu.
evin her an biri gelir endişesiyle her zaman temiz tutulan odasıdır.
kapıyı açınca sert bir soğuk yüze çarpar. vitrin olurdu boydan boya. içindekiler ve çekmeceleri karıştırmak çocukken define bulacakmış hissi verirdi.