öyle bir geçer zaman ki

süper ötesi bir erkin koray şarkısıdır.
dizi güzel lakin giderek bayıyor, iki şey çok komiğime gidiyor, ilki bu aile ne bahtsızdır arkadaş bütün felaketler bunlarımı buluyor? bir kurşun falan döktürseler iyi olacak artık, her biri ayrı ayrı bahtsız bedevi bunların, yaprak dökümünden sonra türk televizyonlarının gördüğü en uğursuz aile , bence o osmanı kurban etsinler bütün belalar defolur başlarından, ikincisi herkes bir defa sevişti bir tek zavallı mete kalıyor ortada en fazla bir defa öpüşüyor, sonra ne zaman silahını doğrultsa, doğrulttuğu kişinin başına da gelmeyen kalmıyor, bu da ilk mantığın yansıması alayı uğursuz sevişenlerde artık bir daha vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar, ekran başında sadece sevişseler de kurtulsak dedirtir oldu. olaylar fazla ağda gibi uzar gider modunda ilerliyor ve bu da bayıyor.
annem velet hariç hepsi sabıkalı oldu ailenin diyordu en son. diziyi takip etmiyorum ama eğer karakterlerden biri hafızasını kaybedecek kadar klişeleşmeye başladıysa artık izlemeyin. beyin hücreleriniz yavaş yavaş ölmeye başlar hiç anlamazsınız alimallah.
bu şarkıyı çelik, erkin koraydan daha güzel yorumlamıştır diyenleri tek tek bulup döverim. *
bu bölüm yine kimsenin muradına eremediği dizi, karakterlerin hepsi abaza... hatta bu bölüm aylinin kimden hamile olduğu sorusunda en son kalkıp "benden ulan" diye bağırasım geldi yeter yaa kim kime kayıyor anasını satayım en son alayı trencilik oynayacak ali kaptanın bahçesinde.
karakterlerin hepsi kendi dertleriyle uğraştığından, asıl sorunu göremedikleri dizidir.

küçük osman harbi küçük kaldı, büyümüyor! biriniz elinden tutup doktora götürse ya, fena mı olur?
uzatılması için her yol mübah olarak kabul edilmiş dizidir. cemile 3. kocaya verirse ya da varırsa 2014'ü görür.
izlemeyi biraktigim dizidir. tasima suyla degirmen dönmez lafini dogrularcasina, artik yürümüyor. her bir karakterinin basina, pismis tavugun basina gelmeyecek seyler geldi. herkes birkaç kez evlendi, herkes birkaç kez hapse girdi, herkes birkaç kez ölümden döndü... yakinda herkes birkaç kez ölmeye baslarsa sasirtmayacak olan dizidir...
başrollerini ayça bingöl ve erkan petekkayanın paylaştığı, yaşanılan onca olaya ve geçen yıllara rağmen evin küçük oğlu osmanın * hiç büyümediği düşünülünce fantastik dram türüne giren yerli dizidir.
saçmalama çıtasını artık sergei bubka'nın bile atlayamayacağı kadar yükseltmiş olan dizidir.
vicdanlı bir savcının çıkıp, bu dizinin senaristleri hakkında dizi karakterlerinine karşı hunharca ve canavarca hisler besledikleri ve başlarına olmadık işler getirdikleri için soruşturma açması gerekir.
son olarak bahtsız cemile'nin üçüncü kocasını da harcadılar.
daha önce de cemile'nin birinci (ali kaptan) ve ikinci (balıkçı) kocaları tahtalı köyü boylamışlardı.
yine aylin'in ilk kocası (murat) ve berrin'in ikinci kocası (ahmet) da aynı akıbete ugramıştı.
caroline'in ilk sevgilisi (azeri bir adamdı galiba), cemile'nin ikinci kocasının eski karısının yeni kocası *mete'nin ilk sevgilisi (platoniği demek daha doğru) inci hoca, ikinci sevgilisi garson kız, üçüncü
sevgilisinin kardeşi falan... hepsi ama hepsi psikopat senaristlerin kurbanı oldular..
sadece aile üyeleri değil, onlara bulaşan herkes belasını buluyor..
bir tek, güya caroline'den sonra dizinin en kötü kalpli kadin karakteri neriman'in ve en az onun kadar gıcık olan ailesinin başına bir şey gelmiyor..

(bkz: öyle bir sıçar zaman ki)