patates puresi

askerden dönen ve tüm taburu elinden geçiren dadlı yazarcan.
sözlükteki profil fotoğrafını görünce dakikalarca gülmeme sebep olan yazar. kendi mi yapmış onu merak etmekteyim.
patatesli böreğine hayran olduğum yazar. ellerine sağlık. kalabalık ve zaman darlığından pek sohbet etme şansı bulamasam da tanıştığıma memnun oldum. umarım bir sonraki sefere.
mezun olmuş, rahatlamış yazarcan * yoğun ve sıkıntılı günlerimde*** bana yardımını esirgememiş, bir yandan çalışıp diğer yandan boy is a bottom dinleyerek stresi azaltılmış çalışma ortamını yaratabilmiştik. yakın zamanda tekrar buralara gelip, kaçırdığım ayı sözlük heybeliada zirvesi detaylarını konuşup biraz da dedikodu yapacağız. umarım güzel hedeflerine kolayca ulaşır ve engellere takılmadan istediği gibi ilerler**.
oysa ki zaman durmalıydı o'nunla muhabbetimiz sırasında.. diye düşündüğüm , muhabbeti de ,kendi de harika yazar.. iyi ki tanımışım seni..
çok benden geldin... çok yakin... aynaya baktım sanki. eski bir anının içinden çıkıp da kollarını açarak koşmuş kadar oldun. iyi ki tanıdım seni. falına baksam sana uzunca bir yol görünüyor... o yolda yeni bir dost edineceksin derdim. upuzun yolunda ardına bakmadan yuruyebilecegin bir dost.
iyi niyetli, heyecanlı, her şey mükemmel olsun isteyen, bunun için heyecanlanan, kafa yoran taze mezun. mezun oluşuyla kendine güveni daha bir yerine gelmiş, kara bulutları saçını savurarak havalı bir biçimde dağıtan, hatta öyle bir dağıtan ki yan gelip yatan, yata yata büyüyen ama ancak 22'sine ulaşabilmiş gülücüklü şey. * *
bilemedim.
sinsi, yılan, kötü gelin ferhunde gibi bir şey.
ama patates püresi gibi her yemeğin yanına yakışıyor. her ortamda olmazsa olmazımız.
seviliyor.
hiç görmedim ama kutusunda çok temiz bir kalp taşıdığına inanıyorum.(bkz: acun'un var mısın yok musun stylası kutusunda kalp hissediyorum acun bey)*
yeni yazarcana hoşgeldinn... pek lezzetli bir ismi var kendisinin.
on numara mühendis insan. aklı başında, efendi, pozitif biri. zirve yapsak da görüşebilsek artık.
vallahi sevdiğim bir heriftir kendisi...
ne diyeyim? hayatı, sütlü-tereyağlı patates püresi lezzetinde olsun hep!
tatlı mı tatlı, insana nazını geçiren, canı sıkılınca dudaklarını büzerek küçük bir çocuk gibi daha da tatlılaşan, normalde kımıldamayı sevmese de kocaman bir zirve planlayan ve onu o gününde yalnız bırakmaktan imtina edip koşarak katıldığım güzel insan.
çağın hastalığı kronik yorgunluktan muzdarip insan evladı. kendisine bir yatak, yanında da tıkınacak bir şeyler verildiğinde hiç sesi çıkmayacaktır. yoksa '' açımmmmm, uykum varrrrrrr '' diye diye başınızın etini yiyebilir. şimdilerde plaza insanı olmanın verdiği havayı atmaya çalışsa da, '' asansörde sıra varrrrrr, mağdurum '' diye yine dert yanmayı başarmaktadır. ama free fridayinde- yani biz sıradan insanlar için serbest cumada- giydiği spor kıyafet tarzını başarılı bulmuşumdur. ama kesin onları giyerken de üfleyip püflediğini duyar gibiyim. *
dün gece ne yaptığını bilmediğim- ve elbette ki- merak etmediğim- o her şeyi merak etse de- yazardır. '' nerde yatak orda uyku '' felsefesinin bu yılmaz savunucusu kesin yine uyumuştur.
dün gece ne yaptığını bilip bilmediğimi bilmediğim yazardır. yere bakan yürek yakandır. muhtemelen uyumuştur. uyumamışsa bile, kan verir gibi yatmış olması muhtemeldir.
kendi kurguladığı hayatını, yarı uykulu sürdüren yazar, ben. dün gece minik bir heyecan yaşamış, bu durum bir kaç haftadır üzerindeki bıkkınlığa iyi gelmiştir. ilgili durumlarda pek de kan verir gibi yatmayan yazar, hepinizi öper.
'' canım arada kalmışlık başlığına yazdığım entryi gördün mü '' diye nihohoho tarzında kendinden emin tarzda kahkahalarıyla özelden attığı mesaja cevabım olan yazar. canım ben entryi gördüm de sen o fanteziyi rüyanda görürsün ancak. nihohoho.
  • /
  • 3