charles bukowski

insanları pencereden izlemeyi, genelde birayı ama sabahları vitamin olsun diye votka portakalı, at yarışlarını, fanteyi, daktilosunu, sevişmeyi seven yer altı edebiyatının babası; şair. çok içmesi, çok kadınla birlikte olması, parasızlığı, yaptığı pis işleri, lafı uzatmayan net betimlemeleri, sövmeleri, sevmeleri, beklentisizlikleri ile fenomen olmuş delikli suratı, kirli sakalı, büyük çıbanları, kusmuklu atletiyle kitaplarında kokusunu bırakan yazar, bazen de çizer..
love is a dog from hell * kitabı eski sevgilime hediye edene kadar uzun süre başucumda durmuştu. kendi tanımıyla işe yaramaz adamın teki olsa da, çok güzel dizeler yazıp beni benden aldığı şiirleri de vardır.

"she didn't do anything unusual, i only wanted her to." * her daim favori dizelerimden biri olarak aklımın bir köşesinde durur.
asıl adı heinrich karl bukowski olan amerikalı yazar 19 ağustos 1920 de cehennem başlamıştır*. almanya'da doğan bukowski kısa bir süre sonra ailesi ile birlikte los angeles'a taşınır. 1929'da ki krizde babası genel olarak işsizdir ve o küçük yaşında şiddet görüyordur. küçükken yazmaya başlamıştır kendisi ve bir eserinde ilk okul öğretmenine sevişelim dediğini anlattıktan sonra o zamanlar ne olacağını göstermiştir. eserlerinde genelde depresyon, toplumun dışladığı olgular, kadın ve alkole yer verir. bohemin en son noktasındadır kendisi genelde hayattan bir beklentisi yoktur. inanılmaz bir cesareti vardır aynı zamanda ve son olarak mezar taşının üzerinde don't try (deneme) yazar dua etmeye kalkanlar için.
sert bir içkiye benzeyen muhteşem yazar. önce ağzınızı, boğazınızı, içinizi yakarak yol alır, sonra damağınızda leziz bir tat bırakır ve sonunda kafanızı bir ton ederek görevini tamamlar.
kitaplarını okuduğumda hayal gücüne hayran kaldığım yazar. kanatlarını takar üst kata çıkar. bi kadını çüker ve ardından ibnelerden bahseder. kanatları yok olur. şaraba döner. o sırada yattığı kadının kardeşi karşısına çıkar ve bi bakarsınız zen düğününe gelmiştir. çirkinliğiyle alay eder. çirkinliği aşık ettirir. çirkinliğine doyulmaz onun.
yazan elleri,söyleyen ağzı öpülesi yazar
insanların çoğu yirmi beş yaşında mahvolmuştur. araba süren, yemek yiyen, çocuk sahibi olan, kendilerine en çok benzeyen başkan adayına oy vermek gibi her şeyi yapılabilecek en kötü şekilde yapan g.tlerden oluşmuş bir toplum.
"iki kişi arasında kalırsanız, ikinciyi seçin. çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz ikincisi olmazdı." sözünün sahibidir.