şems-i tebrizi

"ey gönül !şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür..?anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?"
sözünün sahibi büyük düşünür.
mevlana'nın mesnevi eserinin yazmasına sebeb olan ilham.mevlana ve şems.birbirlerine o kadar sevdiler ki...konya ahalisi ve mevlananın arkadaşları farklı yorumladılar.aralarındaki belki ulvi bir broamncedı.mevlana'nın yakınları tarafından katledildi.son dönemlerde yılmaz erdoğan'ın okuduğu etme adlı şiiri mevlana şems'in gidişi için yazmıştı.insan okununca harbi etkileniyor.

duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
o zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme…
bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme
harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
isyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!!
adından da anlaşılacağı üzere tebrizlidir.
inanılmaz bir adamdır. aşkından yanar tutuşur ve moğolların selçuk hükümetine düşmanlıkları sırasında mevlana'yı aradıklarını öğrendiğinde kendi başını celaleddin için vermiştir. başı vurulmadan önce son isteği sarı bir kağıt ve kalemdir.

mevlana içeri girer, mendili koklar, eli titreyerek açar. içinden sarı kağıda yazılmış bir not çıkar ;


başımı kesip kör kuyuya atsalar... şah damarımdan oluk oluk kanı akıtsalar... dokuz yurda tenimi lime lime dağıtsalar.. yedi çakal sürüsü vücuduma saldırsalar.. kırmazdı acılar beni, yorardı belki teni. özümsün, özümle ararım mevlana'm seni. yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim.

gör ki aşk için ölmek ne demekmiş...