toplumsal cinsiyet

toplumun kadın ve erkekten beklentileri ve bireylerin bu beklentiler doğrultusunda yüklendiği sorumluluklar. pembe ve maviyle başlayan hayat, evcilik oyunundaki zorunlu anne, baba rolleriyle devam eder. sonrasında erkek asker olur, kadın ev kızlığından ev hanımlığına terfi eder. aksi söz konusu olduğunda toplumsal baskı devreye girer ve dışlanırsınız.

(bkz: ev hanımı)
toplumların düzeni sağlamak (!!!) için kendisini oluşturan bireylerin beyinlerine doğumundan itibaren yaptığı kodlama. beynimizin bir yazılım programı gibi işlenmesi, kodlanması. bu süreç toplumla ilgili bütün dinamiklere yansır ve beklentiler bu yönde oluşur. doğal olarak toplumda kurgulanan bütün olaylar bu süreçlere göre düzenlenir. bir erkeğin bir erkeğe, bir kadının bir kadına aşık olması bu süreçlere aykırı olduğu için sistem alarm verir. kodlanan program çökmesin diye aykırı davrananlara virüs muamelesi yapılır. devreye antivirüsler (toplumsal baskılar hatta toplumsal şiddet) girerek eşcinsel ilişki gibi virüsler ortadan kaldırılmaya çalışılır. bu sayede toplumun yani sistemin devamlılığı sağlanmış (!!!) olur. zaten bütün amaç devamlılığı sağlamak için sapmaları önlemektir. çözüm toplumsal değişimdir ki yıllar, on yıllar ve hatta yüzyıllar alabilir.
her şey "benim" demekle başladı, mülkiyet kavramı çılgınca ruhun tüm hudutlarını zorladı. sonra kontrol altına almak istediler kadın ve erkeği yarattılar bekaretle mühürlediler ilişkileri. miras sürekliliğin teminatı idi. kimden olduğu belirsiz çocuklar birer küfür ilan edildi. devlete tuğla düzende irmikti. ahlakı öğrettiler matematiği saklarken. her söz bir hizmetti baştan koyulmuş kurallara bütün ihlaller aşağılamalara gebedir. elbiseler cinsiyet kazandı renkler, isimler, sıfatlar... kendimizi gerçekleştiremediğimizde üzerimize biçilmiş kılıflara büründük. yaşamak böyle daha kolaydı. düşünmeden...

ne kadarınız gerçek(?)
aslında cinsiyetlerin rolünü tanımlayan terimdir. cinsiyetle genelde kol kola gider ama zaman zaman farklıdır. mesela kimilerine göre tansu çiller adlı biyolojik olarak kadın kişi gerek işinin geleneksel olarak erkekler tarafından yapılması, gerekse kocasına soyadını vermesi ile cinsiyeti ve toplumsal cinsiyeti bir birinden farklı kişilere örnek verilebilir. bu durum 60ların sonundan itibaren 2000lere kadar türkiyede çeşitli siyasi akımalrdaki etkin kadınlar için de söz konusudur
toplumsal cinsiyet doğduktan sonra toplum tarafından bize öğretilen cinsiyettir. kızlar böyle olur, erkekler böyle olur böyle davranır gibi. hiç bir çevre veya toplum lgbt insanlar böyle olur gibi bir öğretiye geçiş yapmazlar.

(bkz: toplumsal cinsiyetten habersiz lgbtt insanlar)