true blood

7 x 08 itibariyle söylemek istediğim birkaç şey var.

--- spoiler ---

yıllardır bütün kaşarlıklarına rağmen dedim bu sookie özünde iyi bir kız, sarışın diye bunu ezikliyolar. bill ile başladı, elinden eric'i geçirdi, alcide'di warlow'du bilmemne bi dizide kardeşini götürmediği kaldı. hadi bunu da görmezden geldim, sen geçen sezon alcide ile evli mutlu çocukluya bağlamışın, adam öldü 40'ı çıkmadan gittin yine bill'le yattın şömine karşılarında. taş gibi adam senin yüzünden öldü gitti amk. dizi zaten 10 bölüm, kalmış iki bölüm hala ne bu saçma sapan hikaye değişimleri. oysa ki violet'in tırlatması o kadar doyurucu bir sahneydi ki şu sezondaki neredeyse en iyi bölümdü diyebilirim, ama yok onu da saniyesinde hakladınız. üstüne ırkdaşım jessica, jessica... şu dizide iltimas geçip en sevdiğim senken, tam bir keeper hoyt'la evlenmeye bir kala gittin jasonla arka fonda taylor swift-haunted çalarken kırmızı pelerinler, jartiyerler seviştin kamyon arkalarında. sonra araya o gay çıkan hippie olan girdi bilmemne yine jasonla bi sevişmeler, sonra hoyt'u görünce yine gönül kayması hoyt'a. aklını başına topla artık, ne bu ırıspılık.

--- spoiler ---
7 sezonun sonunda ''thank you'' bölümüyle final yaparak finaliyle hüsran yaratan diziler kervanına katılmıştır. bu konu hakkında : http://www.buzzfeed.com/louispeitzman/wh...

--- spoiler ---

7 yıldır her bölümde tempoyu yükek tutup da son bölümde böyle dramatik bir hikaye, hele de herkesin gül gibi geçinip gittiği bir hayat böyle bir dizi için aşırı banal olmuş. her sezon sadece 10 bölüm olup, o 50 dklık on bölümü 1 yıl beklemeye değer kılan, ergen vampir klişelerinden uzak cesur bir dizi için gerçekten çok yavan bir finaldi. hele de 65dklık finalin yarım saatinin jessica'nın düğününe ayrılması. orada bir brigette elinde silahıyla düğünü basmalı ya da ne bileyim bill tam düğün sırasında ölüp olayı biraz daha aksiyon katmalıydı. bu anlamda yıllardır dizinin çizgisine göre aşırı dramatik hava vardı, herhalde final diye her şeye mutlu mesut son noktayı koymayı istediler. özellikle de o son 5 dksı o kadar güzeldi ki. pam ile sarah'ın o sahnesi, sarah'ın hayatı sorgulaması. gerçekten karakterler ve oyuncu seçimlerinin ne denli başarılı olduğunu bir kez daha gösterdi.

finalde benim en çok beğendiğim kısım ise, sookie'ın papaz ile yaptığı o konuşma. üşenirseniz finali izlemeseniz de o 5-6 dklık sahneyi izleyin. o kadar yalın, o kadar güzel ve anlamlıydı ki. finalde hoşuma giden tek kısım bu kısımdı. sookie'in o aslında farklı olup bunu bilmek ve bununla ilgili eminsizliği o kadar güzel işlenmiş ki.
--- spoiler ---

ayrıca artık her pazartesi sabahı enfes alexander skarsgård'ı göremeyeceğiz, özlenecek : http://www.buzzfeed.com/mackenziekruvant...

bence dizinin değeri bilinmeyen, en başarılı karakteri hakkında : http://www.buzzfeed.com/ariellecalderon/...
final bölümüyle rezil edilmiş, yazık olmuş dizidir.

aksiyon bekleye bekleye yamuldum ekran karşısında ama bi halt da olmadı. ben kendi hayal dünyamda farklı bi son yazıcam daha güzel olucak.
2 kardeşin 7 sezon boyunca kasabada ne var ne yok götürdüğü dizi. fantastik olsun diye vampir, kurt adam falan koymuşlar işte. alcide öldüğünde benim için final yapmıştı zaten. ya son bölümde canlandırdılar mı yoksa? akşam izleyeyim bari
işsizlikten başladığım dizi. ilk bölümü yeşilçam havasında geçti açıkçası. neyse güzelleşmesini umarak devam ediyorum bakalım. ikinci bölümdeki şu detay iyi güldürdü:

1x5 edit: aids burger sahnesiyle havalara uçurdu beni. hayatımda böyle badass bir anti-homofobik* sahne görmedim. eline sağlık lafayette!
1. sezonunu bitirdiğim dizi.

--- spoiler ---

en sevdiğim karakter rene katil çıktı şaka gibi. adamın her sahnesinde "al beni!" diye eriyordum resmen. şimdiden aksanını özledim herifin. sookie'nin kezbanlıkları öldürüyor beni bu arada. hayır tip de yok zaten nesine hayran oluyorlar şu kızın anlamıyorum. bir de jason'a çok gülüyorum tam bir şapşal. lafayette'den bahsetmeye gerek yok, umarım ölmemiştir. çok ciddi ağlarım ölürse.

--- spoiler ---

o değil de izlediğim en aptal dizi resmen. ama durduramıyorum kendimi bir şeyi çekiyor insanı. saçmalığı herhalde o şey. düşünün:
soap opera + vampirler + redneck ve hickler + paranormal olaylar + cinayetler
bu materyallerle olsa olsa parodi çekilir ama adamlar hbo'da drama çekiyorlar. bize de izlemek düşüyor. hem de babaanne modunda.

2. sezon ortası edit:

--- spoiler ---

ilginç bir şekilde beğendim bu sezonu. maryann'in dionysos'la bir bağı olduğunu orgylerden anlamıştım. dionysos hayranlık duyduğum bir tanrı yunan mitolojisinde. kültünden bir parçayı dizide görünce sevindim açıkçası. gerçi onun takipçileri orgylerle sınırlı kalmıyorlar pek ama barbarlık azalmış demek zamanla.
godric'e bayıldım. isa'dan yaşlı olduğunu söylediği sahne harikaydı. eric'le bir şeyler* yapmalarını beklerdim ama olmadı. baba oğul ilişkisi demek ki daha çok. jason güldürmeye devam ediyor. sookie hala kezban. bir de dizinin her vampir muhabbetini sekse çekmesi çok komik. dizinin absürt havasından kaynaklı ama rahatsız etmiyor alışınca. mesela: "sookie, eric'in kanını içtin. artık seni hissedebilecek. ha bi de unutmadan eric'i görünce azabilirsin kanını içince öyle oluyor ehehehe"

--- spoiler ---
bir haftada 4 sezonunu bitirdiğim dizi. güzel diye mi? tabi ki hayır. ergenim de ondan.
--- spoiler ---

öncelikle 3. sezonu kötünün iyisi ilan ederek saygıyla selamlıyorum. vampire politics üzerinde daha çok durulsaydı çok daha iyi olabilirdi.
4. sezon hayatımda izlediğim en saçma sapan şeydi. tamamen eric için devam ediyorum şu an. o saf halleri falan inanılmaz tatlıydı. bir dilek hakkım olsa, ehehehe anladınız işte. onun dışında bill'e çok sinir oldum bu sezon. adamın karakteri değişti direk. eskiden vampirlerden nefret ederdi şimdi "türümüz devam etmeli" moduna girdi. pek mantıklı bir değişim olmadı bu fakat true blood işte ne bekliyorum sanki. tara'yı sevmiştim bu sezon, gitti öldü zavallım. geri falan gelebiliyorsa gelsin lütfen. son olarak nan flanagan nasıl ölür! o tartışma programlarındaki hallerini çok cooldu. sıçtı iyice dizi.
4 sezon hazır hard diskimde var diye izledim, geri kalan üç sezon için kotamı harcayasım gelmiyor pek. değecekse indireyim, aydınlatan olursa sevinirim.

--- spoiler ---
6. sezonunu bitirmek üzere olduğum dizi. 5. sezon fena değildi ya da 4 bok gibi olduğundan güzel geldi bilmiyorum. 6. sezon da iyi gidiyor.

--- spoiler ---

lütfen biri şu bill'i öldürsün artık. dizinin en iğrenç herifi.
(bkz: kill bill)
warlow'a diyecek söz bulamıyorum herifi görünce içim bi garip oluyor. jason'ın rüyası hele... sadece şu fairy kulübündeki elemanları öldürmeseydi keşke diyorum.
kurtadamlar çok gereksiz geliyor. akışını bozuyorlar dizinin. hepsi de mal.
sookie'yi sevdiğime karar verdim.
eric çok güzel ağlıyor.
terry ölünce ağladım.
ha bi de tara'ya çok yakışmış vampirlik.

--- spoiler ---

sanırım yazdığım en sığ dizi yorumu oldu bu.
sonunda bitirdiğim dizi.
yedi sezon boyunca iştahımı açarak on sekiz günde üç kilo almama sebep olan dizi.
ergenlik bitirilmeden başlanmaması gereken bir dizi ayrıca. kimsenin anlamayacağını bilsem de true blood göndermeleri yapıyorum, milleti ısırıp duruyorum falan. içim geçiyor "vampir olmak istiyom ben!" diye triplere giriyorum kendi kendime.
saçma sapan olduğunun tamamıyla farkında olsam da devam edebildiğime şaşırdığım, sonunda sevdiğimi itiraf ettiğim dizi.
--- spoiler ---

-öncelikle dizinin eşcinsel alt metnini çok beğendiğimi söylemek istiyorum. x men'deki "mutant and proud" göndermesi misali burada da "god hate fangs" ve son sezondaki hiv çakması "hep v" virüsü mevcut. olduğu şey yüzünden baskı görenler ve nefret suçlarına maruz kalanlarla dolu dizi. tek bir farkı var, true blood'daki azınlıklar çok daha azılı ve bazen cidden nefret edilmeyi hak ediyorlar.
-karakterlere gelelim:
*sookie'ye başta kezban dedim, tipsiz dedim ama sonradan sevdiğime karar verdim. her şeyden önce güçlü bir kadın. önüne gelen üzerine titriyor, korumaya çalışıyor ama sallamıyor sookie bunu. kendi başının çaresine bakması gerektiğini biliyor. bu yüzden saygı gösteriyorum kendisine. son sahnede bill'i öldürmesi ve yoluna devam etmesi son kez kanıtlıyor tezimi. bence tatmin edici bir final oldu ilişkileri için.
*tara'nın ölümü ani ve saçma oldu. bir kere dövüştüğü vampiri yeniyordu, en azından iki sahne atsalardı zorlanırken de gerçekçi olsaydı ölümü. zaten bir kere öldürdüler, tekrar öldüreceklerine başta ölü kalsaydı anlamlı bir ölüm olurdu. yazarlar tara'nın hikayesine bir şey ekleyemeyeceklerinden böyle bir karar vermişler. bu kararın amına koyayım. hikayesine bir şey ekleyemedin diye altı sezondur ana karakter diye gösterdiğin, gerekli gereksiz bir sürü sahnesini izlettirdiğin karakteri öldüremezsin. bariz sıçıştır bu, beceriksizliktir. tara yerine annesi ölseydi çok daha mantıklı bir veda olurdu. alan ball'un burdan amına koyim.
*alcide de aynı şekilde. bir sürü hikayesini işlediler herifin, kaç sezon boyunca o aptal kurt adamlara katlandık. pat diye yıkıldı dağ gibi adam ya.
*sam'in hikayesi güzel bitti. aceleye geldi biraz ama ayrıldı sonunda lanet bon temps'dan.
*eric ve pam tam hayal ettiğim gibi yaptılar çıkışlarını. tek kelimeyle harikalar. ikisini de çok özleyeceğim. spin off gelirse onlara gelirmiş zaten. umarım gelir.
not: ginger'ın sonunda eric'e kavuşmasını kahkahalarla izledim. bin yıllık herif şaşkına döndü resmen.
*jessica ve hoyt'a çok sevindim. şu dizide sevecenlikle izlediğim tek çiftlerdi. jessica'nın hoyt'u glamourladığı sahne hala aklımda. çok ağır bir sahneydi, neyse ki mutlular şu an.
*lafayette ve james garip oldu, ani oldu ama güzel oldu. lafayette'in jessica'yı azarladığı sahne harikaydı. james cidden daha iyisini hak ediyordu. dönüştürülme hikayesi falan çok hüzünlüydü. sevdiği adamın babası "hippi faggot" diyerek beyzbol sopasıyla öldürmüş resmen. seviyorum böyle origin hikayeleri.
*son olarak jason şapşalı da buldu gerçek aşkı. cidden o anlamayan bakışları, "i ain't stupid" deyişlerini özleyeceğim.
-sadede geliyorum: fantastik tema çöplüğü üzerine karakter draması yaparak kendine özgü bir hava yarattı true blood. izlenmesi gerekli mi? değil. izlediğime pişman mıyım? kesinlikle hayır. hatta özlüyorum. elveda sookeh!

--- spoiler ---
  • /
  • 2