true blood

bu dizide bir karakter vardır ki beni benden alır... tamam bende istiyorum, eric gelsin kucağına yatayım başıma masaj yapsın, alcide gelsin bana meyve yedirsin neresi ile isterse... ama sohbet için tek kişi pam'dir. eric'in sadık çocuğu, inanılmaz komik ve cool kadın. sırf bu kadının olduğu sahneleri tekrar tekrar seyrediyorum. çok özgün bir karakter. will& grace'te karen walker neyse true blood'da da pam o'dur...
allan ball tarafından çekilen, 2008 yılında başlamış ve şu an toplam 4.sezondur yayınlanan vampir dizisidir.

konu olarak ise vampirler varlıklarını insanlara açıklarlar ve bu açıklama sonrası kendilerininde yasal olarak hakları olduğunu ispatlayıp, halk ile beraber yaşamay başlarlar. sookie isimli bir hanım kızımız ile bill ve eric isimli iki yakışıklı vampirin aşk ve maceralarını anlatır.

izlenmesi gerekir.
vampirler,kurtadamlar,periler,şekil değiştirenler,cadılar,puma insanlar,deli tanrıçalar derken dünya üzerinde normal insan kalmadı mı dedirten dizidir.diğer vampir dizilerine göre daha kalitelidir.
7 x 08 itibariyle söylemek istediğim birkaç şey var.

--- spoiler ---

yıllardır bütün kaşarlıklarına rağmen dedim bu sookie özünde iyi bir kız, sarışın diye bunu ezikliyolar. bill ile başladı, elinden eric'i geçirdi, alcide'di warlow'du bilmemne bi dizide kardeşini götürmediği kaldı. hadi bunu da görmezden geldim, sen geçen sezon alcide ile evli mutlu çocukluya bağlamışın, adam öldü 40'ı çıkmadan gittin yine bill'le yattın şömine karşılarında. taş gibi adam senin yüzünden öldü gitti amk. dizi zaten 10 bölüm, kalmış iki bölüm hala ne bu saçma sapan hikaye değişimleri. oysa ki violet'in tırlatması o kadar doyurucu bir sahneydi ki şu sezondaki neredeyse en iyi bölümdü diyebilirim, ama yok onu da saniyesinde hakladınız. üstüne ırkdaşım jessica, jessica... şu dizide iltimas geçip en sevdiğim senken, tam bir keeper hoyt'la evlenmeye bir kala gittin jasonla arka fonda taylor swift-haunted çalarken kırmızı pelerinler, jartiyerler seviştin kamyon arkalarında. sonra araya o gay çıkan hippie olan girdi bilmemne yine jasonla bi sevişmeler, sonra hoyt'u görünce yine gönül kayması hoyt'a. aklını başına topla artık, ne bu ırıspılık.

--- spoiler ---
7 sezonun sonunda ''thank you'' bölümüyle final yaparak finaliyle hüsran yaratan diziler kervanına katılmıştır. bu konu hakkında : http://www.buzzfeed.com/louispeitzman/wh...

--- spoiler ---

7 yıldır her bölümde tempoyu yükek tutup da son bölümde böyle dramatik bir hikaye, hele de herkesin gül gibi geçinip gittiği bir hayat böyle bir dizi için aşırı banal olmuş. her sezon sadece 10 bölüm olup, o 50 dklık on bölümü 1 yıl beklemeye değer kılan, ergen vampir klişelerinden uzak cesur bir dizi için gerçekten çok yavan bir finaldi. hele de 65dklık finalin yarım saatinin jessica'nın düğününe ayrılması. orada bir brigette elinde silahıyla düğünü basmalı ya da ne bileyim bill tam düğün sırasında ölüp olayı biraz daha aksiyon katmalıydı. bu anlamda yıllardır dizinin çizgisine göre aşırı dramatik hava vardı, herhalde final diye her şeye mutlu mesut son noktayı koymayı istediler. özellikle de o son 5 dksı o kadar güzeldi ki. pam ile sarah'ın o sahnesi, sarah'ın hayatı sorgulaması. gerçekten karakterler ve oyuncu seçimlerinin ne denli başarılı olduğunu bir kez daha gösterdi.

finalde benim en çok beğendiğim kısım ise, sookie'ın papaz ile yaptığı o konuşma. üşenirseniz finali izlemeseniz de o 5-6 dklık sahneyi izleyin. o kadar yalın, o kadar güzel ve anlamlıydı ki. finalde hoşuma giden tek kısım bu kısımdı. sookie'in o aslında farklı olup bunu bilmek ve bununla ilgili eminsizliği o kadar güzel işlenmiş ki.
--- spoiler ---

ayrıca artık her pazartesi sabahı enfes alexander skarsgård'ı göremeyeceğiz, özlenecek : http://www.buzzfeed.com/mackenziekruvant...

bence dizinin değeri bilinmeyen, en başarılı karakteri hakkında : http://www.buzzfeed.com/ariellecalderon/...

5. sezon tanıtımı yukarıdaki youtube linkinden izlenebilir, dikkat spoiler içerir.
bu güzel bir vampir dizisi, ayrıca yazın izlenebilecek sayılı dizilerden olması da artı puanı. 3x02 de jason, sookie ile konuşurken kurtadamların gerçek olduğunu öğrenir ve sorar: peki kocaayak* da gerçek mi? peki ya santa* *

--- spoiler 5. sezon ---
christopher meloniyi görünce omg dedim.
--- spoiler ---
dünyanın en fazla izlenenen dizisidir .
yaz aylarının sağlam dizisidir. gerçek hayatta böyle bişey olsa daha eşcinselleri kabullenemeyen bu toplum sanırım vampirlerin götünden kazığı eksik etmezdi.
canımıniçi dizim. 6. sezon sessiz sedasız başladı. izlerken gözlerim doldu, hissiyatım kabardı.
kitaptaki hikayeden sapali yillar olmus dizi. ozellikle yan karakterlerin gidishatini degistirmekten zerre cekinmiyor yapimcilari.


--- spoiler ---

sookie salaginin vampirler shape shifterlar werefolflar ortada dolanirken 2-3 bolumde bir orman icinde gecenin 3unde tek basina yurudugunu izliyoruz dizide. kimse de cikip demiyor ki ulan sookie got kadar halinle bu kezban tavirlarin bigun tecavuz ve kan kaybina sebep olacak.

kendisi peri felan oldugu icin kani ekstra degerli, vampirler kopek baligi gibi kani 43 km'den koklayip yaninda bitiyor, ama sookie bacim hala belgrad ormaninda jogging yapar gibi zifiri karanlikta hoppada huppidik orman icinde ilerliyor.

--- spoiler ---

6. sezonunu bitirmek üzere olduğum dizi. 5. sezon fena değildi ya da 4 bok gibi olduğundan güzel geldi bilmiyorum. 6. sezon da iyi gidiyor.

--- spoiler ---

lütfen biri şu bill'i öldürsün artık. dizinin en iğrenç herifi.
(bkz: kill bill)
warlow'a diyecek söz bulamıyorum herifi görünce içim bi garip oluyor. jason'ın rüyası hele... sadece şu fairy kulübündeki elemanları öldürmeseydi keşke diyorum.
kurtadamlar çok gereksiz geliyor. akışını bozuyorlar dizinin. hepsi de mal.
sookie'yi sevdiğime karar verdim.
eric çok güzel ağlıyor.
terry ölünce ağladım.
ha bi de tara'ya çok yakışmış vampirlik.

--- spoiler ---

sanırım yazdığım en sığ dizi yorumu oldu bu.
sonunda bitirdiğim dizi.
yedi sezon boyunca iştahımı açarak on sekiz günde üç kilo almama sebep olan dizi.
ergenlik bitirilmeden başlanmaması gereken bir dizi ayrıca. kimsenin anlamayacağını bilsem de true blood göndermeleri yapıyorum, milleti ısırıp duruyorum falan. içim geçiyor "vampir olmak istiyom ben!" diye triplere giriyorum kendi kendime.
saçma sapan olduğunun tamamıyla farkında olsam da devam edebildiğime şaşırdığım, sonunda sevdiğimi itiraf ettiğim dizi.
--- spoiler ---

-öncelikle dizinin eşcinsel alt metnini çok beğendiğimi söylemek istiyorum. x men'deki "mutant and proud" göndermesi misali burada da "god hate fangs" ve son sezondaki hiv çakması "hep v" virüsü mevcut. olduğu şey yüzünden baskı görenler ve nefret suçlarına maruz kalanlarla dolu dizi. tek bir farkı var, true blood'daki azınlıklar çok daha azılı ve bazen cidden nefret edilmeyi hak ediyorlar.
-karakterlere gelelim:
*sookie'ye başta kezban dedim, tipsiz dedim ama sonradan sevdiğime karar verdim. her şeyden önce güçlü bir kadın. önüne gelen üzerine titriyor, korumaya çalışıyor ama sallamıyor sookie bunu. kendi başının çaresine bakması gerektiğini biliyor. bu yüzden saygı gösteriyorum kendisine. son sahnede bill'i öldürmesi ve yoluna devam etmesi son kez kanıtlıyor tezimi. bence tatmin edici bir final oldu ilişkileri için.
*tara'nın ölümü ani ve saçma oldu. bir kere dövüştüğü vampiri yeniyordu, en azından iki sahne atsalardı zorlanırken de gerçekçi olsaydı ölümü. zaten bir kere öldürdüler, tekrar öldüreceklerine başta ölü kalsaydı anlamlı bir ölüm olurdu. yazarlar tara'nın hikayesine bir şey ekleyemeyeceklerinden böyle bir karar vermişler. bu kararın amına koyayım. hikayesine bir şey ekleyemedin diye altı sezondur ana karakter diye gösterdiğin, gerekli gereksiz bir sürü sahnesini izlettirdiğin karakteri öldüremezsin. bariz sıçıştır bu, beceriksizliktir. tara yerine annesi ölseydi çok daha mantıklı bir veda olurdu. alan ball'un burdan amına koyim.
*alcide de aynı şekilde. bir sürü hikayesini işlediler herifin, kaç sezon boyunca o aptal kurt adamlara katlandık. pat diye yıkıldı dağ gibi adam ya.
*sam'in hikayesi güzel bitti. aceleye geldi biraz ama ayrıldı sonunda lanet bon temps'dan.
*eric ve pam tam hayal ettiğim gibi yaptılar çıkışlarını. tek kelimeyle harikalar. ikisini de çok özleyeceğim. spin off gelirse onlara gelirmiş zaten. umarım gelir.
not: ginger'ın sonunda eric'e kavuşmasını kahkahalarla izledim. bin yıllık herif şaşkına döndü resmen.
*jessica ve hoyt'a çok sevindim. şu dizide sevecenlikle izlediğim tek çiftlerdi. jessica'nın hoyt'u glamourladığı sahne hala aklımda. çok ağır bir sahneydi, neyse ki mutlular şu an.
*lafayette ve james garip oldu, ani oldu ama güzel oldu. lafayette'in jessica'yı azarladığı sahne harikaydı. james cidden daha iyisini hak ediyordu. dönüştürülme hikayesi falan çok hüzünlüydü. sevdiği adamın babası "hippi faggot" diyerek beyzbol sopasıyla öldürmüş resmen. seviyorum böyle origin hikayeleri.
*son olarak jason şapşalı da buldu gerçek aşkı. cidden o anlamayan bakışları, "i ain't stupid" deyişlerini özleyeceğim.
-sadede geliyorum: fantastik tema çöplüğü üzerine karakter draması yaparak kendine özgü bir hava yarattı true blood. izlenmesi gerekli mi? değil. izlediğime pişman mıyım? kesinlikle hayır. hatta özlüyorum. elveda sookeh!

--- spoiler ---