renklere düşman olan gri düşünceli varlıklar tarafından saldırıya uğrayan simgelerimizden biri daha. renklerimizi çalamayacaksınız, kaybedeceksiniz!

ulusal 3 dergide editörlük yapan biri olarak ben de çeşitli yazılarla katkı sağlayabilirim. belirli kategoriler seçme konusunda zorlanabilirim çünkü her ay en az 6 yazı yazıyorum ve kafamda fikir kalmıyor. yine de hikaye ve köşe yazıları tadında yazılar yazabilir, okuduğunuzda mutlu olmanızı sağlayabilirim *

son 5 yıldır kişilik bozukluğu yaşıyor abla. hala dinleyenlerinin olması garip. son yaptığı o şarkı demeye bin şahit isteyen şeyin iğrençliğinden bahsetmek bile istemiyorum. bir kemal geldi, aldı seni hande, gidiş o gidiş be yavrum.

tam bizim ülkeye yakışır zatlardır. celladına aşık olmak böyle bir şey. badem bıyıklarına kurban olduklarım diyeceğim ama bunlarda o da yok. hayal kuruyorum, bir geyin ampul destekçisi olması nasıl bir şeydir diye. canlanmıyor hiçbir şey, koca bir boşluk.

kimse sizi sevmedi mi? yalnız mı kaldınız hep? hayatınızı dayanak arayarak mı geçiriyorsunuz? boşluğun en dibinde mi hissediyorsunuz? ya da kısaca mal mısınız? bir gidin hele ya.

(bkz: ay hoşt ulan)

buranın sınırları tam olarak nasıl? biri açıklayabilir mi? şimdi kürtlere göre değişkenlik gösteriyor sanırım. kimisi iğdır'ı da alıyor içine, kimisinde hiç utanma yok bakıyorsun ardahan'da kürdistan'dır diyor. daha kafasında tam olarak sınırını bile çizemediği yerlere benim diyor. şu sınırı kesin olarak bir öğrenebilir miyiz? aranızda akdeniz'e çıkmak isteyen hevaller hatay'ı, karadeniz'e çıkmak isteyenler de artvin'i ekliyordur kesin.

neyse...

gerçek adı güneydoğu anadolu. ülkenin en geri kalmış bölgesi. acayip sıcaklara sahip, doğal göl oluşumu hiç yok. insanları ülkenin diğer insanlarına göre esmer, he bir de kürtçe konuşuyorlar. batı'daki kürtler kadar asimile olmamışlar, batıdakiler genelde kendi aralarında dahi türkçe konuşuyorlar. eğer bir gün bağımsız olurlarsa istanbul, izmir'deki vatandaşlarının "mükemmel derecede güzelliklere sahip olan(!)" ülkelerine gidip gitmeyeceğini merak ediyorum.

bu bölge insanı kalan bölgelerdeki insanı genelde sevmez, zaten diğer bölgelerdeki insanların çoğu da bu bölgedeki insanları sevmez.

bu ülkenin o seviyeye geleceğine inanıyor musunuz? sabiha gökçen'in ismi istanbul'da havalimanına verildi. bu köprünün ismi değişir mi bugünden sonra. bunların yönetiminde din dışında bu ülke hassasiyetlere hiç önem vermedi. türkiye'de isim konusuna girersek hiç çıkamayız, hepimiz boğuluruz. konuyla alakalı olarak da hiçbir şekilde istanbul trafiğini rahatlatmayacak.

(bkz: ama selo saz çalıyor)

(bkz: ne kadar seksi bir köprü ismi)

öyle bir hava ki insanı heteroseksüel yapıyor *

(bkz: hocam bir eski sevgili ağlıyor tuvalete gidebilir miyiz)

böyle havanın amına koyarım ben. yeter lan, eridim bittim.

günümüz ergen geylerinin son zamanlarda sıklıkla yaptığı eylem. iki beğeni yorum, bir de tokuşturma için facebook bir sosyal mecrada enteresan işler bunlar tabi.

şu sıralar kesinlikle soğuk hava.

akdeniz erkeği mi? karadeniz erkeği mi?

bir insanın bir özelliğini hakarete, hatta küfüre varan şekilde yansıtmak tek kelimeyle adiliktir. böyle kişilerden kendinizi korumalısınız. feminenfobisi olan kişiler ayrıca birçok fobiye daha sahipler. şişmanfobi, boyfobi, küçükfobi, hunharcapasifimamaaktifimdiyetakılıyorumfobi filan gibi.. itinayla kaçının, sağlıksız kişilikleri size de bulaşmasın.

slogan olarak güzel ama ülkenin geneline maalsef hitap etmiyor. akp sırf bunu "bizi bakın alkışlıyorlar" diyerek algı yanılması için kullanıp kendi seçmenlerine yedirir. çünkü seçmenlerinin kafa yapısı buna örnek. kedili trafo gibi ince göndermeleri yine biz anlayacağız, yani chp'ye oy veren kesim. ama bugün gerçekleşen chp mitingiyle taşların yavaş yavaş değiştiğini söyleyebilirim. umarım bu sinyal de değişimin başlangıcı olur ve "kılıçdaroğlu beni öldürmeye gelmesin" diyen teyzeye bile ulaşırlar. ütopik ama sevimli di mi? swh

(bkz: kardeş o zaman yanlış gelmişim)

bu sakallı "istifa ediyorum" der bugün, sonra da "1 nisan" diyerek koltuğuna sıkı sıkı sarılarak göbeğini kaşımaya devam eder. ne de olsa mide sağlam.

ortalama olarak yetişkin bir türbanlıda görülen davranıştır. en baba pornolara bile taş çıkartır. aslında bir dışavurumdur. bir isyandır. bir bacının yandım diye feryadıdır. ama yine bir kumaş parçasında kalmıştır olay. türbandan deri eldivene. yeni türkiye deri eldivenlerle yükselecek!

(bkz: yalancı gelin)

ben sana dayanamam saha görevi için vahdet gazetesini ziyaret etmek ister.

asansörün olmadığı bir binaya adım atar ve soluk soluğa 5 kat merdiveni çıkar. eski püskü bir kapıyı açmasıyla beraber gül suyunun keskin kokusu suratına çarpar. ayrıca başka bir koku daha vardır, ama keskin gül suyu kokusu bunu bastırmaktadır.

ortamın nasıl olduğunu bildiği için konuşmaya "selamun aleyküm" diyerek başlar. etrafta mümine bacılardan hiç olmadığı için "aleyküm selam" cevabı hep tok seslerden oluşmaktadır. bilgisayar başında cübbeli ve takkeli bir insanı görünce ben sana dayanamam bir düşünür. çok enteresan bir birleşimdir bu, geçmişte yaşayan birinin teknolojiye hakim olup bunu kullanması der.

röportaj yapmak istediğini söyleyen ben sana dayanamam, olumlu cevaplarla karşılaşır. suratlar pek gülmüyordur, bunun nedeni satışların bok gibi olması ve abone yapacak kerizlerin zaman ve türkiye gazetelerinde olmasıdır. öğlen vakti eldiği için karşısında sakallı, tesbihli ve cübbeli adam yemeğe gitmeyi teklif eder. gidilecek bir yer yoktur aslında, toplantı salonu aynı zamanda yemek yenilen yerdir. bir anda ortaya kocaman bir bakır tepside maklube gelir. hayatında ilk defa maklube gören ben sana dayanamam, garip gözlerle bakmaktadır. daha da garibi herkes ortak paydadan pay alırcasına elleriyle maklubeyi yemeleridir.

yeniden röportaj olayına dönen bsd, ilk defa bir gazetenin nefret kusmak için basıldığının farkına varır. aslında kardeşi ak-it ile beraber vah-det kombo oluşturmaktadır. neden nefret ediyorsunuz bu insanlardan diye sorulan bir sorunun ardından karşısındaki sakallı adam "onlar sapkın, ölmeyi, recim edilmeyi hak ediyorlar. hak yolu varken bok yoluna giriyorlar, çocuklarımız onları görüp örnek alıyor, batının ahlaksızlığını aldık, halifelik gittiği için bunlar oldu, uzun adam çok yaşa, bunlar hep cehape zihniyeti" gibi cevaplarla karşılaşıyor. gözlerini pörtleten bsd, bu kafa yapısına nasıl ulaştıklarını düşünüyor için için.

bergamut aromalı çayla beraber devam eden bsd şunları not alıyor.

bu insanlar çocukluklarını hiç yaşayamamış.

hiç gülmemişler, eğlenmemişler, birisinin elini tutmamışlar, öpüşmemişler, aşık olmamışlar.

küçücük yaşlarında cennet, cehennem, bela, ateş, odun, sapkın, günah gibi olumsuz kavramlarla yetiştirilmişler.

bu yüzden her şeyden ama herkesden nefret ediyorlar. nefretlerini de özellikle kadınlar ve eşcinseller üzerinden yansıtıyorlar.

yaşadıkları ülkede nefret suçları sonuçsuz kaldığı için istedikleri kadar ötebiliyorlar. ne de olsa alan onlara serbest.

inandıkları tanrı yasakladığı için değil, kanunlar yasakladığı için birçok şeyi yapamıyorlar. seks yapamamalarının sebebi ise genel görünüşleri ve örtülü kafa yapıları. yoksa akılları hep sekse çalışıyor.

yalamayı çok seviyorlar, onlar için yağdanlık olup biat etmek oldukça sıradan. sürüyle hareket etme alışkanlıklarına sahipler.

**notlarını alan bsd, gitmeden önce usulca o haberi yapan adamı kulağına fısıldıyor: "şimdi çok seksi, kaslı, dövmeli bir erkekle çatır çatır seks yapmaya gidiyorum. kalkmış aletinin muhteşem görüntüsü ve çıkık poposu beni o kadar azdırıyor ki kaç posta atacağımı ben bile tahmin edemiyorum. hele ki ön sevişme o kadar ateşli olacak ki yatağı bile kırabiliriz. sen de gül suyu kokunla bize buradaki saplarla beraber sapkın demeye devam et. belki olmayan öbür dünyanda 72 tane huriyi sikersin. görüşürüz cicim"

son olarak haberi yapan kişi kalp krizi geçiriyor. ayı sözlük'teki eşcinseller ise "insan" olduklarından yine de yazık diyorlar. and the oscar goes to........ ben sana dayanamam

alkış kış kış kış kış.... *