aleviler dini nasıl yaşarlar,ibadetlerinde islamın genel ibadetlerinden farklılaşma var mıdır ,nelerdir? topluluklarında kurallar var mıdır, nelerdir? gerçekten aleviler bahsedildiği gibi sevgi,saygı,hoşgörü ile bezenmiş bir topluluk mudur? birisi alevi olduğunu ileri sürerken kaynakları nelerdir? türkiye'de alevilerin yüzce kaçı kendisini alevi olarak tanımlarken aleviliğin tanımını yapamamaktadır? aleviler göçten nasıl etkilenmiştir ve kent yaşamı içinde bu kimliklerini bir ajitasyon aracı olarak kullanmakta mıdırlar? geçmişte yaşanan acı olaylar genç alevilerde aleviliği din çerçevesinden çıkarıp siyasi bir hale bürünmüş müdür? alevilik diye bir kimlik günümüzde geçerliliğini korumakta mıdır ? türkiyede alevilerin deizm hakkında fikirleri nelerdir? sonradan alevi olunur mu, olunuyorsa nasıl olunur kuralları var mıdır? aleviler ve alevilik eleştirilmesi niçin çok büyük tepkiler ile karşılanmaktadır.

alevilik ile ilgili bu sorular aklıma geldi. aleviliği hakkında bu sorulara net verebilecek cevaplarım yok ancak her soru için kendimin bir kanaati var. alevilik ve aleviler için bu sorular veya daha da farklıları sorulup cevaplanmadan da "çok iyi insanlar yaah "diyip geçilecek bir başlık olduğunu düşünmüyorum.
not: benim de alevi arkadaşım var (!)

şiştiğim bir vaziyetteyim.

üstüne para versem almaz

babaannemin çardağından uçmak için kucakladığım yastıkla birlikte kendimi aşağı atmam.

ne istedi de vermedik?

biraz da götümün soluna doğru oturayım diyorum, ne dersin?

camlı vitrini olmayana misafir odası var denmez.

liseli kızlar filmi 1977 filminde üç genç kız vardır. mezun olacakları yıl yıllar sonra belirledikleri tarihte lisenin önünde buluşmak için sözleşirler.zaman üçü için farklı akmıştır. o an geldiğinde üç farklı insan o buluşmayı gerçekleştirememiştir.

efendim niye anlattım bunu ona geleyim. arada bir uygulamayı açmıyor değilim, açıyorum.ancak bunu izmir sınırları içinde yapıyorum ve özel bir sebebim-yabancıya gitmesin- var. uzun aradan sonra şu karantina günlerinde uygulamayı tekrar açtım.
"ev kira ama semt bizim" sözünde hornet bizim için semti ifade ederken yıllar geçtikçe bilindik hiçbir sima kalmamış olduğunu gördüm. hayat, yazışırken "akşamına bir kahve içelim mi? seni tanıyabilir miyim? nelerden hoşlanırsın? "gibi sorular sorduğumuz insanlara ne getirdi, onlardan ne götürdü?bende bir merak oluştu. burada yazanlardan ve gördüğüm profillerden de şuan büyük bir değişim yaşadığı aşikar.evet ,bir dönem bizlerin kullanıcısı olduğumuz zamanlar- 1950'ler değildi belki -hiç de bu bahsedilenler gibi bir ortam olduğunu hatırlamıyorum ya da aracı amacımıza uygun kullanmışız diye düşünüyorum.tabi ; o zamanlar, şu zamanlar diyorum da efendim 8 yıl öncesinden bahsediyorum -altını çizmek isterim-. yok muydu eleştirilen kişiler gibileri elbet o dönemde de vardı. ancak gabilenin de bir ağırlığı olmasından mıdır bilinmez yükü hafifletiyor olabilirdi.
şunu da belirteyim uygulama ücretsiz olabilir ancak bana iki adet ikea lambadere patladı. sağolsun xalo ile beğenmiştik.

sözlük formatından çıkmış olmamdan ötürü özürlerimi iletir ,

tanım: caravaggio yazarın da dediği gibi "şansınız varsa hayatınızın en değerli parçasını" da bulabileceğiniz bir uygulama.

sebebi nedir ne değildir bunu zamanla ihaleler gösterecek gibi duruyor.
(bkz:kanal istanbul için ihale açılışı)

(bkz:aysun kayacı dudağı)

dedikodu kaynaklarını da hedef aldı.

(bkz:2020 dedikodu kıtlığı)

şermin - kısaca "şeri"

(bkz: ergenekon davası )

ergenekon savcıları ile ne görüştüğünü açıkladığı bir video sanmıştım.

bugün beni alin diye gittiğim şubeden aralıkta üst yazı ile tekrar gelmem söylendi.iki seçenek var önümde ya şubatta karar verdiğim gibi gideceğim ya da ağustosa erteleyeceğim.yoklamanın son günleri olması sebebiyle çok kalabalık olacağını düşündüm.erken gitmekti amacım ama saat on gibi oradaydım.beklediğimin aksine bir tek ben vardım ben askere gidecem diyen.sanırım kimse şu dönemde askere gitmek istemiyor.önümde 10 gün gibi bir düşünme süresi daha var.büyük ihtimal ağustosa erteleyeceğim.kalabalık olsaydı bu düşüncem kararımı aynen şubat olarak devam ettirmek olacaktı.

...
bir yerlerde bir çocuk doğdu
sancısını içimde duyuyorum
kimbilir kimin çocuğusun
gözlerinde güneşi görüyorum

gözlerinde hayat pırıl pırıl
ellerinde ümitlerimiz var
dünyanın tüm pisliklerine
sıkılmış o minik yumruklar
...

yaz mevsiminde konut kiralarının yüksek olduğu semtlerden ege kasabalarına göç ederler. patlıcan moru saçlı sürü liderliğini sarı saçlılara ivrindi kokusu salgılayarak kabul ettirir.

tekyöndeki kadın kotasından (!) içeriye girebilen arkadaşımız, ki artık tanımayan eleman kalmamıştı, gecelere damgasını vuruyor, madonna muamelesi görüyordu. mekandaki erkeklerin yüzde otuzunu istese kaldırabilirdi ki bir arapı yarı yolda bırakmıştı.tabi arabın derdi yalelli

gardaşlığım xalo ve ahretliğim ile birlikte bir aksilik olmazsa geleceğiz. bankacibear ile yine aynı masayı paylaşma dileğiyle.
kimmiş? sorusu ile xaloyu ve bankacibear ı epey meşgul edeceğim kesin gibi.