mithrander

Durum: 243 - 0 - 0 - 0 - 28.11.2020 04:31

Puan: 2814 - Sözlük Kezbanı

5 yıl önce kayıt oldu. 10.Nesil Yazar.

0
  • /
  • 13

fer

parlaklık.
gözdeki canlılık.

daha çok yoğun bir dönemden geçen bir kişiye karşı kullanılan 'gözünün feri gitmiş' cümlesinde karşılaşırız.

ayfer

ay kadar güzel, parlak anlamına gelen kız ismi.

atlıkarınca

yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez lunapark aracı.

bir eksen etrafında at şeklindeki oturaklarla dönen eğlence makinesi.

atlas

sevdiğim, kulağa hoş gelen bir erkek ismi.

çeşitli haritaları bir araya toplayan coğrafi dergi.

lümpen

toplumdan dışlanmış, yabancılaşmış kısmen bilgili fakat davranışları sebebiyle itici bulunan.

şuh

neşeli ve serbest kadın.

dilimize farsçadan girmiştir. ingilizce'deki gay kelimesi nasıl anlam kaymasına uğramışsa bu da aynı şekilde zamanla işveli, samimi anlamına yaklaşmıştır. normalde dilimize geçmeden şakacı, eğlenceli anlamındadır.

murat uysal

tcmb'nin dün gece yarısı üçte görevden alınan başkanı. bu adamın yerine geldiği önceki başkan, istenilenleri yapmıyor faizi artırıyor denilerek alındı görevden. bu adam ise her isteneni yaptı. geçen hafta bir söylemi vardı. tl kötü durumda diye acaba ona mı taktılar. yani insan düşünüyor. türkiye cumhuriyeti merkez bankası başkanısın ama mevcut durum hakkında düşüncelerini dile getiremiyorsun. şu görevden almalar ekonomiyi iyice zora sokacak. bunu erdoğan öngöremiyor mu?

naci ağbal

tcmb'nin gece 3'te atanan yeni başkanı.

bakalım bu ne kadar tatmin edebilecek şeyi? neyi... ekonomiyi.!?

yusuf yazıcı

milan'a hattrick yapmış ve avrupa ligi'nde an itibariyle 6 golle gol kralı olan türk futbolcu. önceden trabzonspor forması giyiyordu. bir maç iyiyse bir maç kötü bir oyun sergilerdi. sanırım sorun bizim bu birbirini aşağı çeken sistemimiz olmalı ki düzgün bir sistem, takım, ortamla çocuk adam akıllı oyun çıkarır oldu. aferin len. ülkecek gururlandık.

timur selçuk

bugün vefat haberini öğrendiğim işçi yanlısı sanatçı. ışıklar içinde uyusun.

selçuk erdem

sözlükte hala başlığının açılmamış olduğuna şaşırdığım karikatürist.

penguen adlı mizah dergisinin yazarıdır. türkiye'nin sayılı karikatüristlerindendir.

tarık bin ziyad

cebelitarık boğazına ismini veren komutan. 7000 kişilik bir kuvvetle ispanya içlerinde ilerlemiş, bağlı bulunduğu musa bin nusayr ile sorunlar yaşamıştır. musa bin nusayr, hem ispanya fethine konmak istemiş hem de tarık'ın sivrilmesini kıskanmıştır. bu sebeple fetihten sonra onun suriye'de ömrünün sonuna kadar her şeyden uzak bir nevi rahat bir sürgün hayatı yaşamasını sağlatmıştır.

ayrıca tarık'ın, ispanya kıyılarına çıktığında gemilerin hepsini yaktırdığı ve adamlarını savaşmak için zorladığı iddia edilir.

kontrpiye

sporcunun rakibin hareketlerini tahmin edememesi sonrası yaptığı harekete verilen isim.

daha çok far tutulmuş tavşan gibi kalma durumu mevcuttur. böyle sakat bırakmış, belini kırmış, meslekten soğutmuş bir harekettir bu. milyonların gözü önünde rakip sizi eve yollar, staddan büyük bir 'wuuu' uğultusu gelir. hani liseli ergenlerin oo nasıl laf çaktı dediklerine eş değer bir uğultudur bu. yıllarca torunlarınıza varıncaya dek anlatılır bu hareket. düşman başına.
işte şüphesiz ibret alanlar için ibretlik iki an;

burada boateng sanırım ölünceye kadar bu anı unutmayacak çünkü ben unutmadım.


burada da asıl olay ramos'a tur bindiren robben olmasına rağmen kalecinin de birkaç harekete yerlerde sürünerek topa hamle yapmaya çalışması var.

soğuk savaş

2 dünya savaşı'nda sscb'nin * sivrilmesi dolayısıyla özellikle her savaşta arkadan gazlayıp silah satan, savaşmadan karlı çıkan abd'nin kendine rakip bulmasıdır. başını abd'nin çektiği batı bloğu ile sscb'nin önderliğindeki komünist doğu blokları arasında sscb yıkılıncaya dek ha savaştım ha savaşıyorum şeklinde tansiyonu kısmen yüksek kısmen düşük yıllar geçirildi. bu durumdan da bütün dünya etkilendi. dolayısıyla bu sürece bu isim verildi.

sulh

seren

büyük ve kalın çam kerestesi, tomruk.

seyit ali çabuk

(bkz:seyit onbaşı)

kendisini çanakkale savaşı'nda 215 kilo* mermiyi tek başına kaldırarak savaşın kaderini değiştirmesinden tanıyoruz.

18 mart 1915’te düşman donanması boğazdan geçerek istanbul'u işgal edip bu şekilde osmanlı'yı kalbinden vurarak savaş dışı bırakmak amacıyla saldırıya geçti. topçularımızın yoğun ateşi ve daha önceden nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlar, bu saldırıyı püskürttü. isabet eden bir toptan dolayı tabyada bulunan topun, mermi kaldıran vinci parçalandı. bunun üzerine seyit ali 215 kilogram ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirdi. seyit ali, üçüncü atışında ingiliz zırhlısı ocean’a ağır yara verdi. atılan mermi geminin anında yan yatmasına neden oldu, daha sonra nusret mayın gemisi’nin döktüğü mayınlardan birine çarptı. ocean da bu yaradan kısa bir süre sonra alabora olarak battı. bu başarısından dolayı komutanı, ona onbaşılık unvanı verdi. çanakkale savaşından bir gün sonra seyit onbaşı’dan top mermisini sırtına alarak fotoğraf çekilmesi istendi. seyit onbaşı ne kadar uğraşsa da mermiyi kaldıramadı. fotoğrafı, tahta bir mermiyle çekildi.

soyadı kanunu ile çabuk soyadını aldı. köyünde ormancılıkla uğraştı. 1939'da vereme yakalanması nedeniyle öldü.

seyit

bir bölgenin, çevrenin ileri geleni.

seyran

eskiden gezintiye yakın bir anlamı olsa da günümüzde daha çok bir yeri -manzara, sevgilinin yüzü- izleme, bakma anlamına gelmektedir.

sevap

tanrı'nın sen iyi bir insan oldun al bu da senin mükâfatın demesi için yapılan iyiliğin karşılığı. bir nevi ödüllendirme sistemi.

(bkz:allah rızası)
  • /
  • 13

pasif nasıl domalmalı

adama ve karisina tecavuz eden cinci hoca

hayalimdeki cinci hocalık ortamı. hem gelen kadını badele, hem gelen kocasını. mutlu bir aile olarak ikisini de gönder. sen mutlu, herkes mutlu, lerzan mutlu.

burhan kuzu

başkanlık sisteminin gelmesi için yırtınan,
muhalefet üyelerini terörist ilan eden,
zindaşti vb skandallarda adı geçen,
covidin abartıldığını söyleyip covid yönetimimizi yere göre sığdıramayan,
hatta başkanlık sistemi olmasaydı covid'i yenemezdik diyen,
billimsel düşünceden uzak profesör bugün covid 19 yüzünden hayatını kaybetmiş.

üzüldüm çünkü bu dünyada yargılanamadan gitti. gerçi hoş, yargılansaydı da "ak"lanırdı. tanrı'nın adaleti üzerine olsun.

ayı sözlük itiraf

hiçbir aidiyetimin olmadığı bir kara parçasının vatandaşıyım. mutsuzum. umutsuzum. defolup gitmek istiyorum. ve en yakın zamanda da gideceğim.

ayı sözlük itiraf

dün rakı masasında dertlerimizi meze yapıyorduk yine.
yapıyorduk derken arkadaşlarım yapıyordu doğrusu. herkes çekilen dandik aşk acısı ağlaya ağlaya anlatıyor. dandik diyorum çünkü 1 çift memeye acılarını unutacak insanlar.
anlatıyorlar sözlük, sürekli bir şeyler diyorlar ama duymuyorum. okyanusun dibine çapa atmış gibi boşluğa bakıyorum. o kadar boğluyorum, sıkılıyorum ki anlatamam size.

derdimi anlatamıyorum, nasıl anlatayım ki hepsi kapalı kapılar arasında yaşanmış, yasak elmadan ibaret onlar için yaşadıklarım. içimden sadece siz ne anlarsıniz aşktan demek geçiyor ama yutkunuyorum.
muazzez abacı vurgun çalıyor öyle bir içten söylemişim ki "ulan yorgo derdin mi var sanki keşke senin gibi olsak" diyorlar, gülüyorum "benim derdimde dertsizlik işte" diyip geçiyorum.
çektiğim acının, yaşadıklarımın birazını yaşasalar keşke. keşke beni anlayabilecekleri bir gün olsa.

tanrı varsa şayet neden bu yaşadıklarımı bana reva gördü bilmiyorum. sınavsa şayet neden en zor kağıt bana geldi anlamıyorum. günden güne yok olmak bizimkisi.
sahi yok oluştan kurtuluş var mı?

ülkeden kaçıp gitmek için nedenler

sözlük yazarlarının şu an düşündükleri

yeğenimi haşladım biraz.

sen o kadar uğraş et kursa kaydet paşam haftada bir gün yedi saatlik kursa çok uzun, sıkılırım, girmek istemiyorum diyor. bir vasıf kazanması için ne yaparız ne ederiz diye düşünüyorum ama bu çabamdan ötürü de beni kötü bilsin istemiyorum.

en sevmediğim "onun iyiliği için ona karşı" ebeveyn hatasının içine girmek rahatsız etti beni.

sonra tabi pişman oldum. aldım karşıma
'ben seni düşünüyorum' adı altında sana istemediğin bir şey yaptırmaya hakkım yok ama madem istemiyorsun neden uğraştırıyorsun beni?

hem hiçbir şey kolay olmuyor armut piş ağzıma düş yok öyle bir dünya. daha hiç gidip görmeden sıkılırım diye bırakır mı insan?

gitmeyeceğim diyorsan gitme tabi. kendine bir şeyler katmayı ancak sen istersen mümkün olur, bunu istediğin zaman ben sana destek olurum sadece, bundan ötesi zorbalık yapamam

dedim konu tatlıya bağlandı.
dayı olmak güzel.

kilolu olmanın kötü tarafları

en kötüsü de yemek yerken şahika koçarslanlı'ya dönüşüyorum.

-yemek yerken oyalama beni beee.
*

mithrander

mithrander

yeni sözlük yazarı. aramıza hoş geldin.

(bkz:askk)

Toplam entry sayısı: 243

üstteki yazar

dedikoducu, yaptıklarıyla yüzleşmekten korkan bir yazar. bir taraftan da iyi niyetli ama biraz boşboğaz olduğunu düşünüyorum. neyse çok da gömmemek lazım.

mustafa kemal atatürk

türkiye cumhuriyeti devleti'nin ilk cumhurbaşkanı, siyasetçi, asker, yazar, bilim insanı.
soyadı kanununun yürürlüğe girmesiyle ata'ya bir soyadı verilmesi meselesi hasıl olmuş. okuduğum kadarıyla kendisine soy adları gösterilmiş. türklerin atası tabirini iddialı bulmuş ama sevmiş de.
etelalp, korkut, çoğaş, bozkurt gibi önerilen konuşulan sözcükler varmış. fakat içlerinde ata türk yani türklerin atası anlamına gelen kelime seçilmiş. iyi ki de seçilmiş.
ayrıca 17 aralık 1934'te çıkarılan yasa ile bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklanmıştır.

anne marie nicholson

29 yaşındaki ingiliz sanatçı, söz yazarı.

bir aralar online duet uygulama reklamlarında çok denk geliyordum.

tahayyül etmek

imgelemek, zihinde canlandırmak olarak tanımlanabilir.

zaten kelimeyi az çok biliyordum ama hiç bir konuşma esnasında kullanılışına denk gelmemiştim. öyle pat diye de 'bugün yeni kelime öğrendim hadi kullanayım da havalı görüneyim' şeklinde bir imaj da vermek istemiyordum. bir gün komedi dükkanı izlerken tolga çevik, yönetmene laf sokmuştu. siz öyle tahayyül edin, anlayan anladı zaten diye. o zaman ilk cümle içinde kullanılışını da görmüş oldum. ayrıca tolga çevik gerçekten kelime hazinesi zengin bir insan.

kriminoloji

(bkz:suç bilimi)

oldukça ilgi çekicidir. bir kimsenin neden suç işlediği, bunun altında yatan nedenin ne olduğu; psikolojik mi yoksa genetik bir sebebe mi dayandığı gibi 'yav bu adam tamam yapmış ama neden yapmış bir sor bakalım' diyen kötü gün dostu suçlu müttefiki şeker gibi bir bilim dalı. bu dersi fakültede alırken doğuştan suçlular teorisini savunan cesare lombroso adlı bir italyan amcamız vardı. kendisi suçluların kalıtsal özelliklerinin birbirine benzediğini, kafatasından, yüzün şeklinden, yapısından bir kimsenin suçlu olup olamayacağını anlayabileceğimizi iddia etmiş ve bu konuda da hayli kafatası toplayıp analiz etmiştir. misal hırsız için el becerisi gelişmiş, küçük, ince dudaklı olmasını temel almış. katillerin soğuk, cam gibi gözleri olduğu, keskin burunları olduğunu iddia etmiş. kadınların ise erkeklerden daha fazla gaddar olabileceğini söylemiş. hani bazen gazı verdiğimiz amcalar der ya bir bakayım adamın seceresini sererim, ne olduğunu anlarım diye bu araştırmacı insan da ayak şeklinden, yüz şeklinden vücudun boyutundan insanların suç profilini çıkarmış. geniş omuzlu, kalıplı, boylu insanlar için daha çok yaralama, bire bir mücadele gibi suçları belirtirken küçük, minyonlar için ise hırsızlık gibi bire bir mücadenin daha az rastlanacağı suçları seçmiştir. şimdi bu şekilde belirtince yav bu nasıl genelleme denilebilir. fakat bu konuda hayli analiz, araştırma yapılmış ve ortaya bir profil konulmuş. olayı çok basite indirgeyecek ama ışid tipli bir kişinin yanında kendinizi nasıl hissettiğinizi sorgulayın. araştırmanın amacını kısmen kavrayacaksınız. amaç demişken burada temel amaç suçlu tiplerini küçüklükten belirleyip bunlara önlem almaktır.

ayı sözlük itiraf

(bkz:sad story)

bundan seneler evvel beraber vakit geçirdiğim yakın arkadaşım vardı. baktım bundan hoşlanmaya başlıyorum. kendimi frenlemeye çalışıyorum yok olmuyor. cinsel yönelimimi de tam olarak kabullenememişim. biseksüel olmam dolayısıyla ilgimi kızlara çekmeye çalışıyorum, yok bana mısın demiyor. birisiyle konuşsun, kıskanıyorum. kafam sürekli ona gidiyor. morali bozuk mu benim de bozuluyor. aç mı ona da bir şeyler alıyorum vs. derken açılmaya karar verdim ağzımın payını da alacağımı biliyorum. güzelce bir red yedim ve o red yaşanmamış gibi arkadaşlığımızı devam ettirmeye çalıştık. başaramayıp birbirimize girip kötü bir şekilde ayrıldık. kendisiyle başka başka illere gittik. hiç alakasız bir şekilde yıllar sonra iş yerimin karşısında çalışmaya başladığını acı bir tesadüfle öğrenmiş bulundum. yemin ederim bir anda karşımda görünce dizlerim titredi, olduğum yere çivilendim sandım. illaki denk geliyorum. bir yabancıymışız gibi geçip gidiyoruz. yani el insaf be adam. seninle her bu durumu yaşadığımda kalbim acıyor. türkiye'de başka çalışacak yer mi kalmadı yav. yazıktır bana da.

cumhuriyet bayramı

türk milleti!
kurtuluş savaşına başladığımızın 15’inci yılındayız. bugün cumhuriyet’imizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
kutlu olsun! bu anda büyük türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.yurttaşlarım!
az zamanda çok ve büyük işler yaptık. bu işlerin en büyüğü, temeli türk kahramanlığı ve yüksek türk kültürü olan türkiye cumhuriyeti’dir.bundaki başarıyı türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlılıkla yürümesine borçluyuz.
fakat yaptıklarımızı asla yeterli görmeyiz. çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunda ve kararlılığındayız. yurdumuzu dünyanın en bayındır ve en uygar memleketlerin seviyesine çıkaracağız. milletimizi en geniş rahatlık, araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. millî kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız.bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici anlayışına göre değil, asrımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmelidir. geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. bunda da başarılı olacağımıza şüphem yoktur. çünkü, türk milletinin karakteri yüksektir, türk milleti çalışkandır, türk milleti zekidir. çünkü, türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. ve çünkü, türk milletinin yürümekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif ilimdir. şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan türk milletinin tarihi bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, yaratılış zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek millî idealimizdir.türk milletine çok yaraşan bu ideal, onu bütün insanlığa gerçek rahatlığın sağlanması yolunda, kendine düşen uygar görevi yapmakta başarılı yapacaktır.büyük türk milleti, onbeş yıldan beri giriştiğimiz işlerde başarı vadeden çok sözlerimi duydunuz. mutluyum ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, millî ideale, tam bir bütünlükle yürümekte olan türk milletinin büyük millet olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.asla şüphem yoktur ki, türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.türk milleti!
sonsuza akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, mutluluklarla huzur ve rahatlık içinde kutlamanızı gönülden dilerim.
ne mutlu türküm diyene!

hâkimiyet-i milliye 30/10/1933

üstteki yazar

dedikoducu, yaptıklarıyla yüzleşmekten korkan bir yazar. bir taraftan da iyi niyetli ama biraz boşboğaz olduğunu düşünüyorum. neyse çok da gömmemek lazım.

mezopotamya

ilk yerleşim yerlerindendir. tüfek, mikrop ve çelik adlı bir kitap vardı. gerçekten dünyanın beşeri tarihini biraz kavradığınızda nasıl bir yer olduğunu daha iyi idrak ediyorsunuz. başka coğrafyalarda insanlar hayatta kalmak için kalorisiz lapa yerken mezopotamyada buğday ana besin maddesi oluyor. bir veriyorsun, yirmi otuz alıyorsun. bu şekilde hayvancılık yapabiliyor, onları besleyebiliyor keza yemek sorununu kısmen çözdüğünüz içinse ilerlemeye bilhassa düşünmeye vakit ayırabiliyorsunuz. burada bölgenin temel özelliği tabiki de verimli topraklar ve su. iki nehirin olması bu coğrafyayı bambaşka bir havaya sokmuş olmalı. işte böyle medeniyet başlangıcı bir coğrafyada daha düne kadar gap projesi olmasaydı güney doğu illerimiz doğru dürüst suyu bulamayacaktı.

mustafa kemal atatürk

büyük ölümlere matem gerekmez. fikirlerine sahip çıkılsın yeter.

kurucu babamız, unutmadık! cumhuriyetin bir genci olarak saygıyla anıyorum.

turgut özal

kürt sorununun kürt sorunu olmasında -belki istemeden- emeği geçen kişi. 1989 yılında ırak'tan ülkeye aldığımız binlerce mülteci, asimile olamayıp daha sonrasında pkk gibi oluşumları destekledi. kaçak elektriğe yöneldi vs. daha öncesinde bu kadar belirgin bir durum yoktu.

mustafa kemal atatürk

büyük ölümlere matem gerekmez. fikirlerine sahip çıkılsın yeter.

kurucu babamız, unutmadık! cumhuriyetin bir genci olarak saygıyla anıyorum.

adama ve karisina tecavuz eden cinci hoca

hocaların cini bu şekilde çıkardıklarını artık herkes biliyor.* bunu göze alıp gittikten sonra da adam cin çıkartınca ağlamayacaksın.

düşük zekalı insanların dini duygularını kullanarak hem paralarını alan hem de cinsel ihtiyacını gideren hocadır.
(bkz:odaya girdiğimde cinini sıvazlıyordu)

cumhuriyet bayramı

türk milleti!
kurtuluş savaşına başladığımızın 15’inci yılındayız. bugün cumhuriyet’imizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
kutlu olsun! bu anda büyük türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.yurttaşlarım!
az zamanda çok ve büyük işler yaptık. bu işlerin en büyüğü, temeli türk kahramanlığı ve yüksek türk kültürü olan türkiye cumhuriyeti’dir.bundaki başarıyı türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlılıkla yürümesine borçluyuz.
fakat yaptıklarımızı asla yeterli görmeyiz. çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunda ve kararlılığındayız. yurdumuzu dünyanın en bayındır ve en uygar memleketlerin seviyesine çıkaracağız. milletimizi en geniş rahatlık, araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. millî kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız.bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici anlayışına göre değil, asrımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmelidir. geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. bunda da başarılı olacağımıza şüphem yoktur. çünkü, türk milletinin karakteri yüksektir, türk milleti çalışkandır, türk milleti zekidir. çünkü, türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. ve çünkü, türk milletinin yürümekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif ilimdir. şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan türk milletinin tarihi bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, yaratılış zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek millî idealimizdir.türk milletine çok yaraşan bu ideal, onu bütün insanlığa gerçek rahatlığın sağlanması yolunda, kendine düşen uygar görevi yapmakta başarılı yapacaktır.büyük türk milleti, onbeş yıldan beri giriştiğimiz işlerde başarı vadeden çok sözlerimi duydunuz. mutluyum ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, millî ideale, tam bir bütünlükle yürümekte olan türk milletinin büyük millet olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.asla şüphem yoktur ki, türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.türk milleti!
sonsuza akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, mutluluklarla huzur ve rahatlık içinde kutlamanızı gönülden dilerim.
ne mutlu türküm diyene!

hâkimiyet-i milliye 30/10/1933

bursa

mülteci, göçmen şehri. bulgaristan göçmenleri hadi neyse bizden zaten de bu suriyeliler had safhada.

zamanında severdim de şuan pek hoş gelmiyor gözüme. küçük şehire alıştım çünkü. iki işim oluyor tüm günümü alıyor. geçen gün hem tapuda hem de nilüfer vergi dairesinde işim vardı. gün pert oldu.

#edit genç suriler rahatsız. *